Dünya’da “e-devlet” kavramı daha konuşulmaya başlamadan önce, 1980’li yılların başında, Ankara’daki kamu bilgi işlem yöneticileri sorunlarını ortak konuşmaya başlamışlardı. Ancak TBD’nin çatısı altında 1990’ların sonundan itibaren düzenli bir araya gelmeye ve raporlar üretmeye başladılar. Bu toplantılarda zamanın yöneticilerinin atılımı ile Kamu’daki bilgi işlem yöneticileri biraraya gelmiş ve ortak sorunları tartışmaya başlamıştı. 13.TBD Kamu-Bib toplantısı sırasında bu oluşumu, Kamu-BİB’in kurucularından ve ilk yöneticisi ve zamanın Eximbank Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Abdullah Körnes’ten dinledik:
turk-internet.com : Abdullah Bey, merhaba. Şu anda Antalya’da Su Sesi Otel’indeyiz, Kamu Bib toplantılarının 13.’sündeyiz. Bu toplantıda söylenildiği üzere kamuda çalışan bilgi işlem merkezlerinin koordineli çalışmasını amaçlayan bu grubun toplanmasını anladığım kadarıyla ilk siz planlamışsınız. Bu nasıl oldu, bize biraz anlatır mısınız?
Abdullah Körnes : Elbette ama bir şeyi doğrulayarak gitmekte yarar var. Çünkü biz maalesef unutkan belleğe sahibiz, onu da hatırlamak adına şunu söylemek lazım : ilk defa Kamu Bib oluşumu – adı Kamu Bib değildi – 1981 yılında olmuştur.
O dönemin bilişim yöneticisi büyüklerimiz böyle bir yapıyı oluşturmak adına yola çıkmışlar ama fakat herhalde zamanın elvermediği bir süreci yaşamışlar. Ve bu gerçekleşmemiş. Biz 1995 yılında dedik ki bu Kamu Bib organizasyonunu çalışır hale getirelim. Çalışır hale getirelim diyerek yola çıktık ve o zaman o kurulda yer alan 7 kurucuyla…
turk-internet.com : Kimlerdi bunlar?
Abdullah Körnes : Hemen söyleyeyim size, birincisi Rahmi Aktepe. O zamanın TBD başkanıydı.
turk-internet.com : Aynı zamanda gümrük müsteşarlığı, bilgi işlem yaptı.
Abdullah Körnes : Evet, daire başkanıydı. Ben Eximbank’ta bilgi işlem başkanıydım o zaman. O zaman bölünmemiştik hala. Murat Kazancı, sağlık bakanlığından genç bir arkadaşımız bize katıldı. Esat Kıraçlı arkadaşımız Türksaş’taydı. O çok katkı vermiştir kuruluş aşamasında. İnci Pekgüleç Apaydın arkadaşımız katılmıştı toplantılarımıza.
turk-internet.com : Hazine’dendi o da.
Abdullah Körnes : En önemlisi de Ufuk Bodur arkadaşımız katılmıştı. Ufuk Bodur’un katılmasını biz can-ı yürekten istemiştik çünkü görevi başbakanlık bilgi işlem daire başkanı olarak akrşımıza çıkıyordu. Bu da çok önemli bir rütbeydi çünkü orayla çok işimiz olacaktı. Dolayısıyla biz hiç sorgulamadan Ufuk Bodur’u başkan yaptık. Fakat yaşadığımız süreç içerisinde bir biçimde bu mekanizma çalışamadı. Çalışamayınca 1996 yılının başında Rahmi Bey – zamanki başkan – bunu canlandıralım dedi. Bu olmuyor böylei çok atıl kaldı. Ve biz de canlandırmak adına benim başkanlığımda bir ekip kurduk, o da 7 kişiden oluşan bir ekipti. Ve ilk Kamu Bib kuruluşu böyle gelişmiştir. Benim başkanlığımda İnci Pekgüleç Apaydın’ın başkan yardımcılığında, Rasim Yılmaz’ın katılımıyla, Mustafa Kemal Akgül’ün katılımıyla..
turk-internet.com : MPM o da, Milli Prodüktivite Merkezi’nden.
Abdullah Körnes : Evet, MMP’den. ÖSYM’den Recep Sadık’ın katılımı, dış ticaret müsteşarlığından Saadet İnci Hanım’ın katılımı ile böyle bir yapıyı kurduk. Ve yola çıkışımızın amacı şuydu;
turk-internet.com : Ben de onu soracağım bir sıkıntınız mı vardı o zaman sizlerin?
Abdullah Körnes : Evet yani bilişim sektörü istenilen şekilde yapılanamıyordu, istenilen şekilde sahip bulamıyordu.
turk-internet.com : Koordine de olamıyordu.
Abdullah Körnes : Koordinasyonsuzluğu birlikte getiriyordu. Dolayısıyla bizim yola çıkışımız kamudaki bilgi işlem yöneticilerin yan yanalığını sağlamak, bunların yarattığı sinerjiyi kullanarak yöneticilere baskı yapmak, hedefimiz bu.
turk-internet.com : Yöneticilere baskı yapmak derken?
Abdullah Körnes : Bu yanlış anlaşılmasın. Yani bu bilişimin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak ve burada katma değer olarak getirilerini sağlayarak toplum yararına kullanmak demek.
6 Kamu-Bib Toplantısında 1000 Kişi Çalışınca OECD’den Kutlama Geldi
turk-internet.com : Bu çalışmalar, bir nevi ilk e-devlet çalışmaları değil mi, aslında emeklemesi.
Abdullah Körnes : Başlangıcı, emeklemesi diyebiliriz. Çok doğru bir tanım emekleme tanımı.
Yola çıkışımız aslında bu türlü olmuştur. Burada bir şey daha yaptık biz, ilk kurduğumuzda öyle yola çıktık. Dedik ki kamu yöneticisini öyle serbest bir platforma getirelim ki, bu serbest platformda hiçbir şeyden sakınmadan – çünkü meslektaş örgütü şeklindeki yapıda o çekince de yok olacaktı – rahat rahat konuşsunlar, sıkıntılarını dillendirsinler ve biz de elimizden geldiğince önce sıkıntıları anlayalım sonra da çözüme katkı olacak altyapıyı oluşturmaya çalışalım, gerekirse devletin üst yönetiminden katkı alalım diye yola çıktık açıkçası.
Ve birinci toplantıyı Ürgüp’te yaptık. Hiç beklemediğimiz, ummadığımız kadar bir katılım oldu. Bu tabi bizi çok mutlu etmişti yani biz o kadar beklemiyorduk. Yanılmıyorsam 200’e yakın bir katılımdı, çok ciddi bir katılımdı bu. Tabi Ürgüp’ü seçerken bir sürü faktör rol oynadı. Para darlığımız vardı dernekte, sponsorlarla o noktaya gelebiliyorduk. Oranın biraz daha uygun fiyatlara sahip olması bizim Ürgüp’e zorlamıştı.
Ama toplantının neticesi muhteşemdi bizim için. Çok beklediğimizin üzerinde bir getirisi vardı. Biz bunu gittikçe büyüterek ve tabi ki oradaki başarının arkasından sponsorlar sahiplenmeye başladılar bu yapılanmayı. Bu da tabi bizi daha da büyütüyordu hem bakımdan. Gittik, Ürgüp, Kıbrıs, Kuşadası, Pamukkale tekrar Kuşadası ve tekrar Kıbrıs olmak üzere – o dönemi anlatıyorum – 6 tane toplantı yaptık.
Bu 6 toplantıda ilginç olan şudur, yaklaşık 1000 kişi görev yaptı. Bu bir hakikaten dünya tarihine geçmiş bir olgudur. OECD’den o dönemde bize bir kutlama geldi. O da “bir sivil toplum örgütü etrafında böyle bir yapılanmanın oluşumu dünyada ilk defa olmuştur, bu başarıyı kutluyoruz” diye. Tabi bu da bizi motive eden önemli unsurların başında geliyor. Çünkü biz hakikaten bu toplantıları yaparken öğreniyorduk da aynı zamanda. Yani bunu da söylemekte yarar var.
turk-internet.com : Diğer bir bölümün sorunlarını mı öğreniyorsunuz, ya da ortak sorunlar mı?
Abdullah Körnes : Her şeyi öğrendiğimiz söylenebilir. Bir defa neyi öğrendik biliyor musunuz, bizim toplumumuzun bana göre en büyük eksiklerinden bir tanesi olan paylaşım eksikliğinin olmaması gerektiğini öğrendik. 1000 kişiyi yan yana getiriyorsunuz, 1000 tane iddialı insan, hepsi bilişim yöneticisi.
Bilişim yöneticileri – kusura bakmayın bu lafı etmek zorundayım – ukaladırlar. Çünkü konularının uzmanıdırlar. Bunları yan yana getiriyorsunuz ve ortak bir şeyler üretiyorsunuz. Bu korkunç bir süreçti, ve çok başarılı bir süreçti. Sonuçta böyle bir evrim yaşadık. Bunun sonunda bizim elde ettiğimiz veriler şunlardır, 13 tane kitapçık, 18 tane döküman, 3 tane kitap ve 2 tane de bildiri kitabını biz ürettik. Ve bu muhteşem bir çalışmaydı, bu süreç.
Bu 2005’e kadar sürdü, benim yönetimimde. Bu süreçte biz açıkçası özetlersek şöyle bir başarıyı yakaladık; 1000 küsur tane bilişimciyi yan yana getirdik, bu yan yanalık üretime yol açtı. Peki biz ne ürettik? Konuşmamızda eksik kalan yer bu. Biz şunu ürettik, bilişimcinin ne dertleri var, bilişimci bu dertlerin hangisini hangi ölçekte çözerse Türkiye’ye verimlilik getirir. Çünkü bilişimin çok önemli bir getirisi verimliliktir. Yapılan işi tekrarlardan kurtararak ürettiğinizi halkınıza sunabilirseniz bu inanılmaz bir başarıyı ve verimliliği beraberinde getirir. Biz bunun üzerine yola çıkmıştık. Bunu gördük ama gördük derken biz tabi her şeyi sağlayamazdık. Bir üst katmanda yöneticiler vardı, bu yöneticileri ikna etmemiz gerekirdi. Orada ne kadar başarılı olduk, bu bana göre de tartışmalıdır. Ama şu bir gerçek ki farkındalığı yarattık.
Söyleşinin devamını Abdullah Körnes : Bilişimsizliğin Maliyetini Hesapladık ama Aklı Evvel Ekonomistlerden Tepki Geldi – 2 başlığı altında okuyabilirsiniz.