Her şey İç işleri Bakanlığının kurumlara yolladığı 12.04.2019 tarihli yazı ile başlamıştı. Bu yazıda ana hatlarıyla kurumlara verilen talimat şuydu: İhtiyacınız olan ve gider kalemleriniz arasında önemli bir yer tutan bazı yazılımlarınızı artık biz sağlayacağız. (1)
Bu yazının kurumlara ulaşması ile birlikte doğal olarak sektörde ciddi bir hareketlilik başladı. Yapılan bir hesaplamaya göre yazılım geliştiren firmalarda (MIS – GIS – EBYS )10.000 civarında çalışanın işlerini kaybedeceği belirtiliyordu. (1)
Kurum kanadında ise doğal olarak tereddütler oluştu. Yeni bir yazılım alınıp alınamayacağı, alınırsa kurum idarecilerine rücu edebilecek kamu zararı doğabileceği gibi söylentilerle bir belirsizlik ortamı oluştu.
Yerel yönetimlerde kullanılan yazılımların üreticisi konumundaki çok sayıda firma seslerini daha iyi duyurabilmek adına BEYSİAD (Belediye Yazılım Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) adında bir örgütlenmeye gittiler. Kendilerinin basın açıklamasına geçtiğimiz günlerde yine sitemizde yer verildi. (2)
O tarihten bu yana da pek değişen bir şey olmadı. Ankara’ da Belediye Yönetim Sistemi yazılımının hazırlanması işinin uzun süredir sürdürülmekte olduğu ve 30+ modülün kurumlarda devreye alınabilecek hale geldiği konuşulmaktadır.
Elektronik Belge Yönetim Sistemi yazılımının ise İl Özel İdarelerinde uzun zamandır kullanılmakta olan mevcut yazılımın Belediyelerin kullanımına sunulması ile çözüme kavuşturulmaya çalışıldığı ifade ediliyor. Bu yazılımın sektörde uzun zamandır çalışmalarını sürdüren firmaların sistemlerinin yerini doldurup dolduramayacağı ise ayrı bir tartışma konusudur.
Coğrafi Bilgi Sistemleri alanında ise çalışmalar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildi. Bakanlık hemen konu ile ilgili çalışmalara başladı. Sonrasında ise 7.11.2019 tarihinde cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan bir kararname ile konu biraz daha netliğe kavuşturulmaya çalışıldı.(3)
- Gelinen noktada devlet bu proje ile tasarruf hedeflerini yakalayabilir mi?
- Vatandaşa sunulacak hizmetlerin kalite seviyesi yükselir mi?
- Yerli üretimi teşvik etmek isterken 10.000 sektör çalışanını barındıran şirketler batma noktasına gelir mi?
İşte bunların hepsi büyük birer soru işareti olarak herkesin önünde duruyor.
Konu hakkında Coğrafi Bilgi Sistemleri kulvarında son dönemdeki başarılı işleri ile adından sıklıkla bahsettiren bir firmanın yetkilisine görüşlerini sorduk. Yalova, Sultanbeyli, Beykoz, Arnavutköy gibi Belediyelerde firmalarının geliştirdiği sistem ile hizmet üretiliyor. Gisoft firmasının Kurumsal Projeler Direktörü Ozan Demiröven’ e kararname hakkındaki değerlendirmelerini sorduk:
Kararnameyi incelediğimizde
- Özel sektörün Kamu Kurum ve Kuruluşlarında ürün üretmesine herhangi bir engel olacak madde bulunmamakla birlikte; söz konusu Coğrafi Verinin belirlenecek Coğrafi Veri Tanımlama Dokümanına göre oluşturulması ya da düzenlenmesi Kamu Kurum ve Kuruluşlarda ki özel uygulamalar üzerinden yapılabilmesi, ayrıca Kamu Kurum ve Kuruluşları Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden kendilerinin de veriyi oluşturması ya da düzenlenmesini sağlayacakları ifade edilmektedir. Elektronik ortamda Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki veriler servisler ile Coğrafi Bilgi Sistemleri Platformuna sunulabileceğini belirtmektedirler. (Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı MADDE 12 – (3),(5)) (Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisi: Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin; coğrafi veriye erişim, paylaşım ve kullanım yetkilerini tanımlayan matrisi) (Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi: Coğrafi veri temaları ile bu temalardan sorumlu olan kamu kurum ve kuruluşlarını gösteren matrisi,)
- Özel sektör için herhangi bir sertifikasyondan net bahsetmemekle birlikte; veriyi toplayan, üreten, paylaşan hatta satacak olan gerçek ve tüzel kişilikler için bakanlık nezdinde güvenlik araştırması ve ticari faaliyet için yeterlilik olup olmadığı kararının verileceği ifade edilmektedir. (Ulusal coğrafi bilgi platformu, coğrafi veri erişimi, paylaşımı ve kullanımı MADDE 14 – (4)) Geçiş Hükümleri Geçici Madde 1 de ‘Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde, Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisi ise her bir tanımlama dokümanının onayını takiben bir yıl içinde Yürütme Kurulu tarafından hazırlanarak Kurulun onayına sunulur.’
- Şu an hali hazırda Kamu kurum ve Kuruluşların kullanmış olduğu E-imar, Kent Rehberi, Afet Bilgi Sitemi… gibi uygulamaların Coğrafi Veri Tanımlama Dokümanına uygunluğu ve Ulusal Coğrafi Veri Paylaşım Matrisinde yapılan yetkilendirme çerçevesinde devam edebileceğine yönelik madde bulunmaktadır.(Ulusal coğrafi bilgi platformu, coğrafi veri erişimi, paylaşımı ve kullanımı MADDE 14 – 1))
- Kamu Kurum ve Kuruluşlar da hali hazırda bulunan Coğrafi veriler için; bu kararname çıkmadan önceki coğrafi verilerin oluşturulmuş olacak Coğrafi Veri Tanımlama Dokümanına göre 3 yıl gibi bir sürede veriyi hazır hale getirip platforma sunması gerekmektedir. Coğrafi Veri Tanımlama Dokümanına uygun olan veriler ise bu kararname çıktıktan sonra 6 ay içerisinde platformda sunmakla yükümlü olacaktır demektedirler.(Bu durum kafa karıştırmaktadır; çünkü Coğrafi Veri Tanımlama Dokümanları bilgisi belirtilmemiştir.) (Geçiş Hükümleri Geçici MADDE 14 – (2),(3))
Tam bu yazıyı hazırladığımız esnada aralarında Beysiad’ ın da bulunduğu bilişim STK’ larının yeni basın açıklamasını gördük. “Projenin revize edilerek, servis mimarisi ile özel sektör uygulamalarının da çalışabileceği bir modele dönülmesini önermekteyiz” deniliyor.(4)
Sonuç olarak, global dev olmuş firmaların geçmişleri incelendiğinde devletlerle yapılan işlerin önemli birer dönüm noktası olduğu görülebilir. Devletimizin firmalara “rakip” olması yerine sektörü canlandırmaya yönelik adımlar atmasını temenni ediyoruz.
Kaynaklar: