Facebook, Google ve Twitter’ın üst düzey yöneticileri, bugün Amerikan Kongre üyelerinin önüne çıktılar. Konu 6 Ocak Capitol isyanları ve koronavirüs aşıları ile ilgili yanlış bilgi ve çevrimiçi aşırılıkları, kendi platformlarında ele alış tarzları oldu.
Kongrenin Enerji ve Ticaret Komitesi üyeleri Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, Google CEO’su Sundar Pichai ve Twitter CEO’su Jack Dorsey’e platformlarında Trump taraftarlarının seçim sahtekarlığı iddiaları ile aşı şüpheciliği konusunda neler yaptıklarını soruyor. Görüşme, haberi yazdığımız saatlerde devam ediyordu.
Temsilciler Meclisi İletişim ve Teknoloji alt komitesi başkanı Mike Doyle, Facebook’ta, Instagram’da, YouTube ve Twitter üzerinde aşı karşıtı içeriğin kolaylıkla bulunduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Bu içeriği kaldırabilirsin. Bunu düzeltebilirsin. Ama yapmamayı da seçebilirsin. Araçlara sahipsiniz. Ancak her seferinde kullanıcıların sağlığı ve güvenliği pahasına kâr etmeyi seçiyorsunuz.”
2020 ABD seçimleri öncesinde de içerik kontrolü konusunda baskılar gören sosyal medya firmaları, Trump taraftarlarının aşırılığı ile ABD Kongre Binasına saldırmaları sonrasında daha fazla incelemeye tabii tutuluyor.
Zuckerberg, isyanları kışkırtma sorumluluğunu reddetti ve suçu tamamen Trump’a ve Amerikalıları bölen siyasi ve medya ortamına attı.
Konuşmalara bakılırsa, Amerikalı Demokratlar, sorgulamalarını teknoloji platformlarının algoritmalarına ve kâr arayışlarının, kullanıcılar ve genel olarak toplum için olumsuz sonuçlara yol açtığı iddiasına odakladılar. Cumhuriyetçiler ise, platformların uygulamalarının özellikle çocukların ve gençlerin ruh sağlığı için nasıl zehirli olduğuna odaklanan bir konuşma tarzını benimsediler. Ama her 2 taraf da CEO’ları kendini beğenmiş, kaçamak konuşmak ve küçümsemekle suçladı. Amerikalı milletvekilleri bu sosyal medyalara karşı çok kızgın gözüküyorlar.
Milletvekilleri CEO’ları sürekli “hatalıyız” ifadesini kabule zorladılar. Bunun için 3 CEO’ya sürekli “sorumluluğunuzu kabul ediyor musunuz?” diye sorup, cevabı “Evet ya da Hayır” şeklinde cevaplamaları için zorlayıp, açıklamalarını dinlememeyi tercih ettiler. Ama CEO’lar devamlı açıklama yapmaya çalıştılar.
Dorsey, konuşmalar sırasında bir yandan mesajlarını Twitter üzerinden yayınladı ve hatta 2 seçenekli bir anket bile yaptı. Soru sadece bir soru işareti idi.
Pichai ise son derece çekingen yaklaşıyordu.
Zuckerberg’e sorulan önemli bir soru da, Facebook Grupları oluşturan aşırılıkçı Militer gruplar hakkında. Bu konuda “Tech Transparency Project” ismini taşıyan bir seivil toplum kuruluşu önemli bir çalışma yapmış durumda [1]
Section 230 Değişecek Gibi Gözüküyor
3 CEO’ya bir tehdit de Section 230 olarak bilinen ve sosyal medya platformlarını kullanıcılarının yorumlarından kaynaklanan sorunlardan hukuki olarak kurtaran madde. Hem demokratlar, hem de cumhuriyetçiler, mahkemeler tarafından geniş anlamda yorumlanan ve açık internetin gelişmesiyle tanınan yasanın güncellenmesi gerektiğini düşünüyor.
Zuckerberg, Bölüm 230’un kapsamını daraltmayı tartışmak istiyor. Yazılı açıklamasında Zuckerberg, Facebook’un, şirketlerin bağımsız bir kuruluş tarafından oluşturulan belirli en iyi uygulamalara uymaması halinde, çevrimiçi platformların kullanıcı içeriği üzerinden dava edilebileceği bir koşullu sorumluluğu desteklediğini söylüyor.
Diğer iki CEO, Bölüm 230 tartışmasına girmiyor veya hükümetin rolünü bu kadar ayrıntılı olarak tartışmıyor. Ancak içerik denetimi için genel vizyonlarını sunuyorlar. Pichai, daha net içerik politikaları ve kullanıcılara içerik kararlarına itiraz etmeleri için bir yol sunuyor. Dorsey ise, kullanıcı tarafından yönlendirilen içerik denetimi ve kullanıcıların çevrimiçi deneyimlerini özelleştirmelerine olanak tanıyan daha iyi ayarlar ve araçlar yaratılması düşüncesinde.