Bir önceki bölümü ITU Genel Sekreter Yardımcılığı Adaylığı Üzerine-1 başlığı altında okuyabilirsiniz.
Türkiye önce bizzat ITU’dan ulaşan Genel Sekreterlik adaylığını konuşurken, kulislerde “siyasi karar” olarak adlandırılan şekilde, adım adım başka tarafa yönlendi. AKP kadrolarında Genel Sekreterlik adaylığına uygun bir aday olmayınca, önce daha az yetkili olan Genel Sekreter Yardımcılığı yerine 3 Büro’dan birisinin direktörülüğüne aday olma fikri oluştu. Telekomünikasyon Geliştirme Bürosu (BDT) Direktörlüğüne adaylık gündeme geldi.
Neden “BDT Direktörlüğüne Adaylık” seçildi?
Cuma günü bıraktığımız yerden devam edelim. Türkiye önce bizzat ITU’dan ulaşan Genel Sekreterlik adaylığını konuşurken, kulislerde “siyasi karar” olarak adlandırılan şekilde, adım adım başka tarafa yönlendi. AKP kadrolarında Genel Sekreterlik adaylığına uygun bir aday olmayınca, önce daha az yetkili olan Genel Sekreter Yardımcılığı yerine 3 Büro’dan birisinin direktörülüğüne aday olma fikri oluştu. Telekomünikasyon Geliştirme Bürosu (BDT) Direktörlüğüne adaylık gündeme geldi. Şimdi 3 kadroyu gözden geçirelim ve bu kadro neden düşünüldü bir gözatalım;
- Mevcut BDT Direktörü (Hamadan Toure) müslüman bir ülkeden ve kendisi de müslüman. Bu nedenle Türk tarafı olarak kendisi ile eskiden beri güzel bir diyalog kurulmuş durumda.Toure BDT Direktörlüğünde 8 yılını doldurduğu için tekrar aday olması söz konusu değil. İsmi de Genel Sekreter adayları arasında geçiyor ve Türkiye’den de destek istiyor.Kulislerde konuşulanlara bakılırsa, Türk yetkililere tavsiyede bulundu: Eğer benim Genel Sekreter adaylığımı desteklerseniz ve BDT Direktörlüğüne aday olursanız sizi desteklerim ve beni destekleyen Afrika ülkelerinin de sizi desteklemesini sağlarım. dedi.
- Radyokomünikasyon Bürosu ve Standardizasyon Bürosu Direktörlükleri için oldukça yoğun bir teknik tecrübe gerekiyor. Türkiye’de AKP’ye bağlı bürokratlar arasından böyle bir aday bulmak mümkün değil.Ayhan Beydoğan ise hukukçu. Telekomünikasyon, teknoloji, standardizasyon ve telsiz regülasyonu konularında bilgisi ya da tecrübesi mevcut değil. Bu nedenle en uygunu BDT Direktörlüğü olarak düşünüldü.Ancak bunun da sorun olabileceği not ediliyor. Örneğin, mevcut BDT Direktörü Hamadan Toure’nin özgeçmişine bakılırsa, Elektronik Mühendisi olduğu ve master derecesini de bu dalda aldığı görülüyor.Ayhan Beydoğan’ın ”Sosyal Bilimler” kariyerinin sorun olabileceği bildiriliyor. Çünkü BDT Direktörünün sorumlu olduğu ITU-D sektöründe iki adet çalışma grubu var; birisi telsiz sistemleri ile ilgili geri kalmış ülkelerin geliştirilmesine, ikincisi telli sistemler ile ilgili geri kalmış ülkelerin geliştirilmesine yönelik regülasyon çalışmaları yapıyor ve grup üyelerinin hemen hepsinin mühendis kökenli insanlar olduğu bildiriliyor. Dolayısıyla Ayhan Beydoğan’ın kariyerinin bu noktada eksik kalacağı düşünülüyor.
- Radyokomünikasyon Bürosu Direktörü (Rus-Valery Timofeev) henüz sadece 4 yıl görev yapmış durumda. Dolayısıyla teamüle göre bir dönem daha bu görev yapacaktır. Zaten Valery Timofeev seçime şu anda tek aday olarak katılıyor. Bu alanda aday olunması anlamlı olmaz.
Yani “Genel Sekreterlik” için yola çıkan Türkiye sonunda mecburen Genel Sekreter Yardımcılığına aday olmak durumunda kaldı. Ve maalesef Genel Sekreter Yardımcılığı adaylığı için hareket noktası şu oldu: Madem ki bu konferansı biz Türkiye’de misafir ediyoruz, o halde ITU bizi bu 5 kadrodan birine seçmek zorunda.
Ancak BDT Direktörlüğü adaylığı için Cenevre’de nabız yoklanırken bu kadro için kuvvetli adayların olduğunu öğrenildi. Burada bir başka konu daha öğrenildi: BDT Direktörlüğü için birisi Fas’tan, birisi de Suudi Arabistan’dan olmak üzere iki Müslüman aday vardı. Hatta, başka bir müslüman ülkeden daha aday olması söz konusu idi. Dolayısıyla hesaplarını müslüman ülkelerden alacağı oylara göre yapan Türkiye açısında bu avantaj ortadan kalkıyordu.
AKP 2005 yılında İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliğine bir Türk vatandaşı olan Ekmeleddin İhsanoğu’nun seçilmiş olmasını da kullanacaktı. ITU seçimlerinde hem bu örgütü ve Genel Sekreterini kullanmak niyeti vardı ama diğer adayların da müslüman olması bu noktada stratejiyi sarstı. Çünkü mevcut aday adayları ve adaylar dikkate alındığında BDT Direktörlüğü için müslüman ülkelerin oylarının bölünmesi ihtimali büyük oluyordu. Bu arada bir müslüman Arap ülkesinden Türk heyetine akıl verildiği not ediliyor:
Zaten pek aday yok, niye Genel Sekreter Yardımcılığına aday olmuyorsunuz?
Bu fikir Türk Heyetinin hoşuna gitti. Ve sonuçta, hiç de akılda yokken, Genel Sekreter Yardımcılığına aday olunuverdi.
Yani, Genel Sekreterlik için yola çıkan Türkiye sonunda mecburen Genel Sekreter Yardımcılığına aday olmak durumunda kaldı. Genel Sekreter Yardımcılığı adaylığı için hareket noktasının : Madem ki bu konferansı biz Türkiye’de misafir ediyoruz, o halde ITU bizi bu 5 kadrodan birine seçmek zorundadır. düşüncesi olduğu ama böyle bir zorunluluk olmadığı bildiriliyor.
Son olarak ITU kulislerinde bu adaylıkla ilgili olarak nasıl bir hava olduğunu aktaralım;
Avrupa Adaylığa Nasıl Bakıyor?
Yazının önceki bölümlerinde anlattığımız üzere, senaryonun mevcut BDT Direktörü Hamadan Toure ile birlikte yazıldığı not ediliyor. Toure müslüman bir Mali’li yani Afrikalı. Prensip olarak Türkiye Genel Sekreterlik seçiminde Hamadan Toure’yi destekleyecek, Toure de kendisini daha once desteklemiş bulunan müslüman Afrika ülkelerinin Türkiye’nin (yani AKP’nin) adayını desteklemesini sağlayacak.
Tabii burada dikkat edilmesi gereken, Avrupa Birliği adayı bir ülke olan Türkiye’nin Avrupa’nın özerinde mutabık kaldığı Alman Genel Sekreter adayını desteklememesi noktası oluyor ki, bu noktanın Avrupalılar tarafından esefle karşılandığı bildiriliyor. Avrupa’lılar açısından diğer hususlar ise şöyle özetleniyor;
- Avrupa CEPT bünyesinde adaylıkları görüşmek ve koordine etmek üzere yıllardır çalıştı ve sonunda Alman Telekomünikasyon Üst Kurulu Başkanı Mathias Kurt’un, CEPT ve Avrupa Birliği adına Genel Sekreter adayı olmasında mutabık kaldı. Türkiye bu toplantıların hiçbirisine katılmadı ve aday çıkaracağını bildirmedi. Oysa şimdi Avrupa’nın adayının karşısına bir aday ile çıkılıyor.
- ITU dünyayı 5 coğrafi bölgeye ayırmış: Avrupa, Amerika, Uzak Doğu, Afrika ve Rusya (Doğu Bloku). Teamül olarak söz konusu 5 kadro için her bölgeden bir kişi olması benimsenmiş durumda. Nitekim, mevcut görevlilere bakılırsa, Genel Sekreter Japonya’dan, Genel Sekreter Yardımcısı Brezilya’dan, ITU-R Direktörü Rusya’dan, ITU-T Direktörü Çin’den ve ITU-D Direktörü Afrika’dan. Yani tam bir homojenlik söz konusu.Halbuki bu durumda, Avrupa hem Genel Sekreterliğe hem de yardımcılığına aday oluyor. Bu bir sorun olarak değerlendiriliyor ve geri planda Türkiye’ye oy vermeme işbirliği yarattığı da bildiriliyor.
- Beydoğan’ın rakibi olarak açıklamasında yer alan kişiler henüz ITU web sitesinde resmen adaylığı açıklanmamış durumda. Sadece Çin’den Houlin Zhao resmen adaylığını açıkladı. Zhao şu anda Standardizasyon Bürosunun Direktörü ve Genel Sekreter Yardımcılığına ”çocuklarının tahsillerini Cenevre’de tamalayabilmelerini sağlayabilmek amacıyla aday olduğunu” söylüyor.
- Son olarak Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren bütün kurumlarda olduğu gibi ITU’da da seçilmek için aslolan kriterlerden birisi tanınmış ve herkes tarafından bilinen şahsiyet olmak. Avrupalı’ların tanınmamış ve daha önce çalışmalara katkısı görülmeyen bir adayın gösterilmesini anlamlı bulmadıkları da not ediliyor.
Bu arada Beydoğan’ın açıklamasında not ettiği gibi mevcut ITU yönetiminden dünya pek memnun değil. Özellikle mevcut Genel Sekreterin hem Genel Sekreter Yardımcısı, hem de büro direktörleri ile uyumsuz ve koordinesiz çalıştığı herkesçe söyleniyor. Ayrıca, Utsumi’nin yönetim anlayışında da zaaflar olduğu ve ITU çalışanlarının bu durumdan rahatsız olduğu biliniyor. Bu dönemde başka bir sorunun da finansal açıdan yaşandığı ve Utsumi’nin 2005 yılı hesaplarının ITU Konseyi tarafından önce aklanmadığı, bilahare yapılan ek çalışmalar ve delillerin sunulmasından sonra ’mecburen’ aklandığı not ediliyor.