İngiliz Guardian gazetesi, 23 yaşındaki bir Avustralyalı gazeteci hakkında ilginç bir hikaye yayınladı [1]. Matilda Boseley Guardian’da şöyle yazdı :
“Bunu söylemek biraz utanç verici ama sosyal medya uygulaması TikTok ADHD olduğumu benden önce anladı. 23 yıl boyunca ailem, öğretmenlerim, doktorum, psikoloğum ve kendi beynim, uyarı işaretlerini kaçırdı, ancak bir şekilde bu uygulamanın algoritmasının beni yanlışlıkla teşhis etmesi sadece birkaç gün sürdü…”
ADHD, yaklaşık %4 veya 8 kişide görülen, genellikle nörolojik bozukluklara dayalı kronik bir sorun. İngilizce adıyla “Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD)” veya Türkçe adıyla “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)” olarak ifade edilebilir.
Anne karnında başladığı raporlanan “Hiperaktivite”, normalin üstünde bir hareketliliğe ve aktifliğe sahip olma durumuna verilen isimdir. Dikkat eksikliğiyle birleşen hiperaktivitede bireylerin bir şeye odaklanması veya yerlerinde sabit şekilde durması mümkün olmaz.
Matilda Boseley şöyle devam ediyor;
“Büyürken her zaman, dünyadaki herkesin sorunlarla benim yaptığımdan daha iyi başa çıktığına dair bir duyguya kapıldım. Randevuları ve son teslim tarihlerini hatırlayabiliyorlardı, güncel bir planlayıcı tutacak disipline sahiptiler ve önemli konuşmaların ortasında hayallere dalıp gitmediler…
Kafamda sürekli olarak 10 televizyonun açık olduğunu hissettim ve bu kadar çok şey olurken, tüm küçük şeyler çatlaklardan düştü. TikTok’u indirene kadar gerçekten bir bozukluğa sahip olabileceğimi düşünmedim.
Uygulama size özel bir video akışı düzenleyen “sizin için” sayfasını temel alır. Oldukça genel başlar, ancak bazı videoları “beğendiğiniz” ve diğerlerini hızla kaydırdığınızda, uygulamanın algoritması sizin ve ilgi alanlarınızın bir profilini oluşturur. Ve bu profil bazen korkutucu derecede doğrudur. Gerçekten beni kendimden daha iyi tanıyordu. Olduğunu düşündüğüm şey, algoritmanın, “Kadınlarda DEHB’nin az bilinen beş belirtisi” başlıklı bir videonun yayınımda göründüğü her zaman, onu büyülenmiş bir şekilde, sonuna kadar izlediğimi fark etmesiydi.
Yani, distopik kapitalizm makinesi gibi, uygulama beni uygulamada tutmak ve gözbebeklerimin satın alabileceği her olası reklam kuruşunu çıkarmak için çaresizce bu videolardan daha fazlasını gösterdi. Ancak bir yan etki olarak, birdenbire kadınlar tarafından ve kadınlar için hazırlanmış DEHB içeriklerini ilk kez görüyordum. Sanki beynimde hep tuhaf gelen her şeyi kelimelere dökmüş gibiydi.
Bir şeyi unutuyorsanız ve ama onun orada ve problem yaratabileceğini göremiyorsanız, “nesne kalıcılığı” ile ilgili bir sorun olabilir. Çok istememe rağmen, ayağa kalkıp evimi toparlayamamak, “tembellik” olmayabilir; “yürütücü işlev bozukluğu” olabilir. Birden anladım, belki de bir şekilde “insan olmakta herkesten daha kötü” değildim. Belki de beynimde yeterince dopamin yoktu. Bu duyguyu nasıl ifade edebileceğimi bilmiyordum.
Ondan sonra doktor randevuleri almaya başladım. Dört ay ve yaklaşık 700 dolar sonra yeni psikiyatristim doğrudan web kamerasına baktı ve şöyle dedi: “Evet, bence açıkça ADHD’niz var ve tüm hayatınız boyunca varmış”. Bunu duyduğumda sevinçten ağladım.
Akıl sağlığı uzmanları bana, nöral açıdan farklı olmanın (neurodivergence) ilk elden farkedilmesinin o kadar da şaşırtıcı olmadığını söyledi. Beyond Blue’nun baş klinik danışmanı Dr Grant Blashki, sosyal medyanın tıp camiasının “ruh sağlığı okuryazarlığı” olarak adlandırdığı şeyi artırmak için olağanüstü güçlü bir araç olabileceğini söyledi. Aslında “TikTok’ta ADHD olduğunu öğrenmek” artık o kadar yaygın bir fenomen ki, uygulamada kendi özelliği haline geldi. Bu fenomen hakkında kesin ve hızlı bir veri yok ama sadece kendi deneyimlerime dayanarak, arkadaşlarıma teşhisimi anlattığımdan beri, en az dört kişi bana geri döndü ve onların da aynı soruna olabileceğini düşündüklerini söylediler…
Günün sonunda TikTok’a ve DEHB videoları yapan yaratıcılara minnettarım. Bu algoritma hayatımı derinden değiştirdi, şüphesiz daha iyisi için.”
Bu güzel bir hikaye olsa da, karanlık yanı da var. O da sadece izlediği videolara ya da okuduğu yazılara bakarak, kişiliklerin tespit edilmesi. Kişisel veriler günümüzde sadece “reklam” sektörüne yönelik kullanılmadığını, 2016 ABD seçimlerinde, oyvereni yönlendirmek (manipule etmek) için de kullanılabileceğini görmüştük.
[1]TikTok Accidentally Detected my ADHD for 23 Years, Everyone Missed the Warning Signs