Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un referandumla onaylanması sonucunda ‘kişisel veri’ kavramı Anayasa’nın 20’inci maddesine girdi. Anayasa Mahkemesi’nin “kısmi iptal” kararı ile Anayasa değişiklik paketinin önü açılırken, 12 Eylül 2010 tarihinde yüzde 77,5 katılım oranı ile yapılan referandumda ‘evet’ oylarının yüzde 58, ‘hayır’ olarının yüzde 42 olarak sonuçlanmasıyla Anayasa değişikliği gerçekleşti.
Anayasa’daki değişiklikle birlikte, kişisel verilerin korunması Anayasal güvenceye alındı. “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun[1]” 13 Mayıs 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştı[2].
5982 sayılı Kanunun 2’inci maddesi ile ilk defa ‘kişisel veri’ kavramı Anayasa’nın 20’inci maddesine eklendi, Kanunun 2’inci maddesi şu şekilde:
“MADDE 2 – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20’nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”
Şimdi sıra bir “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” çıkarılmasında.