Pazar akşamı Ankara’da meydana gelen saldırı sonrasında, akrabalarını ya da arkadaşlarını arayan kişilerin çabaları ve kaos sürerken, Twitter üzerinde anlamlı bir çaba başladı. İnsanlar, Facebook’un “güvendeyim” uygulamasının bir başka formatını Twitter üzerinde başlattılar. ʍεrαl (@turkulersevdam) Hanımın belirttiği ve bizim görebildiğimiz kadarıyla “@direnankara” hesabı, yakınlarından ya da arkadaşlarından haber almak isteyenleri “#ANKKayıp” etiketi ile mesaj atmaları için uyardı.
O andan itibaren pazar gecesi boyunca ve hatta pazartesi günü akşamına kadar, insanlar #ANKKayıp etiketi (hashtag) üzerinden haber sordu ya da haber aldı. Biz de, turk-internet.com olarak yardımcı olmak istedik ve gece 01.00’de bütün bu isimleri bir araya toplayan bir haber oluşturduk. 51 kişiyi içeren bu listedeki insanlardan haber almaya çalışan çok sayıda insan vardı [1].
İşte bu kaotik ortamda ʍεrαl [2] isimli bir kişinin, moderatörlük üstlendiğini ve kayıp kişileri tek tek takip ettiğini, sorduğunu, aldığı bilgileri de ortama verdiğini gördük. Böylesine bir üzücü felaketin ortasında müthiş rahatlatıcı bir olaydı. Birlik olmanın en gerekli olduğu bir ortamda, birliği sağlayan bir hareketti.
Kendisini ve bunu neden yaptığını merak ettik ve aslında bu tür çalışmaları ilk defa yapmadığını öğrendik. ʍεrαl uzun süredir, sağlık konularında ve kan arayanlar için Twitter üzerinden yardımcı olmaya çalışıyor. Yaptığı yardımların karşılığını ister gibi olmamak için kendisi hakkında çok fazla bilgi vermek istemiyor. Bize sosyal medyanın farklı bir olanağını gösterdi. Bunları bakın nasıl anlattı.
turk-internet.com : Twitter’ı yardım amaçlı kullandığınızı söylediniz. Bunun anlamı nedir? Neye ve nasıl yardım ediyorsunuz?
ʍεrαl (@turkulersevdam) : Yaklaşık 5 senedir Twitter aktif üyesiyim. Boş zamanlarımın büyük bir kısmını Twitter da geçiriyordum. Bir gün bu kadar harcanan zamanın en azından bir işe yaraması gerektiğini düşündüm ve bir çocuğa ilik arandığını, fakat çoğu insanın duyarsız davrandığını fark ettim.
Sonra ne mi oldu? İşte o an olan oldu ve ben bu çocuğun ve çocuğu için çırpınan annenin sesini duyurmamız gerektiğini düşündüm. Önceden gördüğüm bazı örneklerden ötürü, bunu da hashtag açarak, konuyu gündemde tutarak yapabileceğimizi anlamıştım.
“Amaaan ne olacak, ya da boşuna uğraşıyorsunuz” laflarına hiç kulak asmadım, çünkü artık en azından bir amacım vardı: Ses duyurmak, yardım etmeye çalışmak gibi.
O zamandan bu yana, genellikle kan anonslarını paylaşıyorum. Bu kan anonsları bana çeşitli yollardan ulaşıyor:
- Twitter yoluyla, direkt aile yakınları, arkadaşları veya tanıdıklarından
- Başka yardım projesi yürüten hesaplardan
- Kan bankalarından
- Ve kendi bulduklarım – Twitter da arama bölümüne “acil”, “kan”, “trombosit”, “yardım”, “aranıyor” gibi kelimeleri yazarak taratıyorum.
Çoğu kişi o an aklına gelmediğinden veya acemi kullanıcı olduğundan ötürü, Twitter üzerinde mesaj atarken “hashtag” yani “etiket” kullanmıyor. Ayrıca takipçi sayısı az olanların da yardıma ihtiyacı oluyor. Kan arıyorsa mesela, duyurabilmesi hayli zor oluyor malesef, yeterli paylaşım alıp yayılamıyor.
Tüm bunları göz önünde bulundurarak, bana ulaşan ya da arama yolu ile bulduğum kan anonslarını alıntılayıp paylaşıyorum.
Kimi de heyecandan ya da üzüntüden hasta ismi / Şehir / Hastane ve irtibat numarası gibi önemli bilgileri eklemeyi unutuyor. Bu durumda uyarıp, gerekli bilgileri elde ettiğimde anonsu derleyip paylaşıyorum.
Tabi ki tek başıma bu anonsları yaymam çok zor. Bu yüzden de yardımsever meleklerden oluşan 2 DM (doğrudan mesaj) grubu kurdum. Herkes bulduğu anonsları, yardım kampanyalarını oraya link olarak atıyor ve RT (retweet) ederek yayıyoruz.
Bulundu haberi gelen anonsları kendi adımıza siliyoruz ki, hala birileri aileyi kan arıyor sanıp, daha fazla aramasınlar diye.
Bazen de bulundu diye sevindirik olup haber etmeyenler de oluyor tabi 🙂 O tweetler de zaten zamanla timeline’ın derinliklerine gömülüyorlar.
Bazen durumu iyi olmayan bir aileye yardım gerekiyor ve bizlere ulaşıyorlar. Valilik izni olmadan bu yardımları gerçekleştirmiyoruz. Kesinlikle para konularında çok hassas davranmak gerekiyor. Valilik ailenin durumunu inceleyip, maddi durumunu yetersiz bulunca onlara yardım toplama izni çıkarıyor ve bir hesap açıyor. Bu hesapta toplanan para da sadece izinde geçen yardım amacı için kullanılabiliniyor.
Bizim açımızdan Valilik izninin mevcut olması bir nevi garanti oluyor. Yani duygularımızın sömürülmesine ve sahtekar insanların bizi kullanmasına engel oluyor. Eğer bu ailenin bulunduğu yerde bulunan, yani yardıma muhtaç insanların yakınında oturan birileri varsa bizzat ziyaret de ediyorlar.
O kadar güzel insanlar tanıdım ki bu sosyal medyada, özellikle bu yardım konularında, size anlatamam.Bu yardım olayını tamamen gönüllü olarak ve kendi zamanımdan ve uykumdan çalarak gerçekleştirdiğimi belirtmek isterim. Çoğu insan buna anlam veremiyor, ama benim için en önemlisi gece başımı yastığıma koyduğumda bana huzur veren vicdanımdır. Birileri yardım edin diye çırpınırken o an görmezden gelemiyorum….
turk-internet.com : Önce ne yaptığınızı sorduk. Şimdi bize kendinizi de tanıtır mısınız?
ʍεrαl (@turkulersevdam) : Ben Avrupa da yaşayan, 31 yaşında bir üniversite mezunuyum. Kullanıcılar tarafından en çok merak edilen konu; sağlık sektöründe olup olmamam şeklinde. Şaşıracaksınız ama sağlık sektöründe değilim, hatta uzaktan yakından alakam yok diyebiliriz.
Burada sağlık şartları çok iyi ve kimse Twitter üzerinden yakınlarına ne kan arıyor ne de yardım kampanyaları başlatılıyor, çünkü buranın sosyal hizmetleri buna ihtiyaç bırakmıyor.
Ülkem de de bu böyle olsun isterdim. Tedavi edilebilir hastalıklardan insanların ölmemesini istiyorum. Yurtdışında yaşadığımdan hep bir hasret var içimde ve vatanım için birşey yapamama duygusu. O duyguyu sosyal medyadan bir nebze de olsa kendi insanıma katkıda bulunarak ya da yardım ederek geçiştirebiliyorum artık.
turk-internet.com : Son Ankara patlamasında Twitter üzerinden kayıp insan takibi yaptığınızı gördük. Buradaki izlenimlerinizi anlatır mısınız?
ʍεrαl (@turkulersevdam) : Samimi olmam gerekirse son 5 senedir yardım hesabıyım, ama Ankara da ki patlama yaşanan gece kadar çaresizlik ve tükenmişlik hissetmemiştim hiç. En zor gecelerden bir tanesiydi diyebilirim.
Paylaşımlardan, arananların hemen hemen hepsinin isim ve fotoğrafları kafama kazınmıştı ve bir umut “sağ” ya da “yaralı, ama yaşıyor” haberi gelmesini bekleyen bir çok yakınlarından haber almayı uman insan vardı. Ve sonra gece yarısı 2:40’da Adli Tıp’tan gelen listenin paylaşılmasıyla birlikte herkes yıkıldı.
Daha az evvel aranan insanların, Adli Tıp’tan gelen listede yer almasını görmek çok acıydı. Ne yapmam gerekiyordu? Nasıl söylenirdi? Bu sorular arasında tek bildiğim şuydu: söylememek olmazdı, bu seçenek için lüksüm yoktu malesef. Hiç tanımadığınız bir insana, onun hiç tanımadığı bir insan olarak “Malesef” yazıp susmak ve karşı tarafın zaten herşeyi anlaması kadar berbat birşey yoktur şu hayatta…
turk-internet.com : Bu çabanın başka doğal afet ya da benzer olaylarda daha iyi yürütülmesi için ne yapılmalıdır?
ʍεrαl (@turkulersevdam) : Öncelikle iyi bir koordine ve sağlam bir ekip şart. Soğuk kanlı, insanları yönlendirebilecek ve o an sakinliği koruyabilecek kişiler bu konular için biçilmiş kaftan.
Daha iyi yürütülebilmesi için ise tek hashtag altında buluşmak çok önemli. Dün bu sağlanabildi. Fakat arama hashtag’ine saçma sapan yorumlar yapan, yaralıların patlama anı görüntülerini atan ya da öylesine birşeyler yazanlar oluyor. Bunlar işi çok zorluyor malesef. Sadece kayıpların arandığı bir hashtag’e daha duyarlı ve saygılı olmaları gerekirdi diye düşünüyorum.
Neyse ki uyarılardan sonra bu durum kontrol altına alınabildi.
Mesela maalesef her olayda olduğu gibi cıvıtanlar vardı. Mesela Şebnem Hanım diye birisinin ismi de kayıp diye yazıldı. Biz bu konuda herşeyi ciddiye almak zorunda olduğumuz için Şebnem hanımı da kayıp olarak hashtage yazdık. Oysa bu birinin yaptığı bir eşşek şakasıymış. Şebnem hanım haklı olarak çok sinirlenerek hakkında ki bu yalan iddiayı çıkaran kişiyi savcılığa vereceğini yazdı.
Bunun yapılması çok ayıptı. Böyle bir şaka olamaz.
Bazılarının da listeyi çok fazla işgal etmeleri, ne olduğu belirlenen isimleri defalarca yeniden yazmaları, o an uykusuz ve gergin bekleyişleri tamamen çileden çıkardı malesef. İnsanları bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Hashtagi takip etmiyorlarsa en azından bir tweet atmadan önce incelemede bulunsalar, o isimlerin haberinin geldiğini zaten çözerlerdi. Ya da gelip tagde etkin olan insanlara hashtagi işgal etmeden sorabilirlerdi.
Yani bu ortamın ciddiyetini anlamak lazım.
turk-internet.com : Siz sağlıkla ilgileniyorsunuz. Sağlık sorunlarının Twitter üzerinden çözünülmeye çalışılması mümkün mü? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
ʍεrαl (@turkulersevdam) : Şahsi fikrim bu konuları çözülmesi gereken yerin sosyal medya olmadığı. Sorumlu makamların bu konulara el atıp bu sorunları çözebileceklerine inanıyorum. Zaten çözmeleri gerekir.
Lösev’in onkoloji hastanesi hala açılamadı mesela. Sebep ise ruhsat verilmemesi. Daha dramatik olanı da, ruhsatı vermemek için öne sürülen gerekçe: “Biz 100 yataklı bir hastane için ruhsat vermiştik. Yapılan hastanede 100’den fazla yatak var.”
Lösemi tedavi edilebilir bir hastalık ve çocukları artık Lösemiden kaybetmek istemiyoruz.
turk-internet.com : Sosyal medyanın “yardım” anlamında kullanımı konusunda ne düşünüyorsunuz?
ʍεrαl (@turkulersevdam) : Ben şahsen politik hashtag’lerin hiç bir işe yaramadığı düşüncesindeyim. Zaten şimdiye kadar hiç bir faydasını görmedim. Politika sandıkta konuşulmalı.
Kimse hashtag yaparak Vatanı kurtaramadı henüz fakat sosyal tagler öyle değil. Kan aranıp, bulunuyor, evsizlere çorba dağıtan projeler yürütülüyor, kullanılmayan kıyafetler ihtiyaç sahiplerine kavuşuyor, çocuklar ameliyat ediliyor – toplanan yardımlara veya yürütecine kavuşup hareket edebiliyorlar, kütüphaneler kuruluyor.
Ve en önemlisi de ne biliyor musunuz? Sesleri duyuruluyor.
Örneğin, bu saldırı olayından önceki olaylarda, isimlerini bilmediğimiz insanlar kaybolmuş olabilir. Çünkü o zaman bir liste yoktu malesef. Zaten herkes Twitter kullanmıyor ya da varlığından bile haberdar değiller de. Olsa belki dünkü gibi, bir şekilde kayıplar hakkındaki bilgiler paylaşılanabilirdi.
#ANKKayıp etiketi cidden çok işe yaradı diye düşünüyorum. Ve tek etiket altında kalınması işimizi kolaylaştırdı.
turk-internet.com : Peki bunu başka bir seviyeye taşımayı düşündünüz mi?
ʍεrαl (@turkulersevdam) : Düşündük ama elimizdeki imkanlarla daha fazlası şimdilik maalesef mümkün değil. Bir site ya da uygulama yapacak imkanımız olsa, tabi daha iyi olurdu.
turk-internet.com : Teşekkür ederiz. Hem söyleşi için, hem de “Hashtag” kullanımının anlamını hatırlattığınız için
[1] Saldırı Sonrası Kendisinden Haber Alınamayan Kişiler Twitter’da #ANKKayıp ile Aranıyor
[2] ʍεrαl Hanım ayrıca Organizma.Org hesabının da aynı şekilde kayıpları takip ettiğini ve kendisinden bahsetmemiz gerektiğiniz ikaz etti.