• Günlük Haberler
  • *İNSAN KAYNAKLARI
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • Giriş
  • Kayıt
26 °c
Istanbul
26 ° Sal
26 ° Çar
26 ° Per
26 ° Cum
Türk İnternet
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
Türk İnternet
No Result
View All Result

Anayasada Neler Değişecek

Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunda yapılan tartışmalar sonucunda Anayasanın 37 maddesinde değişiklik konusunda anlaşma sağlanmış ve “Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunun Kabul Ettiği Metin” 14 haziran 2001 tarihinde kamuoyuna açıklandı.

Av.Fikret İlkiz-Av.Fikret İlkiz
14 Eylül 2001
-Genel
0
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de Paylaş

Anayasada Neler Değişecek

Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunda yapılan tartışmalar sonucunda Anayasanın 37 maddesinde değişiklik konusunda anlaşma sağlanmış ve “Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunun Kabul Ettiği Metin” 14 haziran 2001 tarihinde kamuoyuna açıklanmıştır.

17 Eylül 2001 tarihinde TBMM’inde görüşülecek olan ve interneti de kapsayacak maddelerin yer aldığı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi” konusunda, Av. Fikret İlkiz tarafından hazırlanan rapor şöyle:

I- 1982 Anayasasında Yapılan Beş Ayrı Değişiklik ve Nitelikleri

7.11.1982 Tarihli ve 2709 Numaralı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi beş kez TBMM tarafından değiştirilmiştir.

Kanun NoKabul TarihiDeğiştirilen MaddelerResmi Gazete Tarih – Sayı
336117.05.198767, 75, 175, Geçici 418.5.1987 – 19464 Mükerrer
391308.07.199313310.7.1993 – 21633
412123.07.1995Başlangıç Metni 33, 52, 53, 67, 68, 69, 75, 84, 85, 93, 127, 135, 149, 17126.7.1995 – 22355
438818.06.199914318.6.1999 – 23729 Mükerrer
444613.08.199947, 125, 15514.8.1999-237

1- 17.5.1987 Kabul tarihli Birinci Değişiklik

Halk oylaması ile gerçekleştirilen ilk değişikliktir. Seçmen yaşı “21 yaşını doldurmuş olma” şeklinde düzenlenmişti. Ay gün ve yıl hesabı yapılmadan 1987 yılında “20 yaşına girmiş olma” şartına bağlanarak seçmen yaşı iki yıl indirildi ve Anayasanın 67.maddesi değiştirildi. Milletvekili sayısı 400’den 450 ye çıkarılarak 75. madde değiştirildi. 12 Eylül 1980 öncesi döneminin siyasetçileri için kabul edilmiş olan 5 ila 10 yıl arasındaki siyaset yasağı hakkındaki Geçici madde 4 kaldırıldı. Anayasada yapılacak değişikliklerle ilgili usul ve 175.madde değiştirildi. Şöyle ki, Anayasanın 175. maddesine göre 3/5 ile 2/3 arası çoğunlukla yapılan değişiklik (eskiden en az 2/3), eğer Cumhurbaşkanı bunları meclise geri göndermezse, zorunlu olarak halk oyuna sunuluyordu. TBMM’nin üye tam sayısının en az üçte ikisiyle kabul edilen değişiklikler eskiden olduğu gibi şimdi de, eğer Cumhurbaşkanı dilerse halk oylamasına sunulacaktı. Şu farkla ki, eskiden Cumhurbaşkanı bu oranla kabul görmüş değişikliği Meclise geri göndermiş ve meclis de aynen kabul etmişse halk oylamasına götürebiliyordu. Şimdi ise cumhurbaşkanının geri gönderme konusunda takdir hakkı vardır ve geri göndermeden halk oylamasına sunabilir.

2- 8.7.1993 Kabul tarihli İkinci Değişiklik

Anayasanın 133.maddesinde değişiklik yapıldı. Halk oylamasına gerek kalmadan yapılan bu değişiklikle Radyo ve TV kurma ve işletme yetkilerini sadece devlete tanıyan hüküm değiştirildi. Devlet tekeli sona erdirildi. TRT’nin yeniden özerkliği sağlandı.

23.7.1995 Kabul tarihli En Kapsamlı Üçüncü Değişiklik

Yine halk oylamasına gerek kalmadan üçüncü değişiklik yapıldı.Anayasanın Başlangıç bölümünde ilk iki paragraf şöyle düzenlenmişti: “ Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada (parag.1); Türk Milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekatı sonucunda, Türk Milleti7nin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisi’nce hazırlanıp, Milli Güvenlik Konseyi’nce son şekli verilerek Türk Milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya O’nun eliyle vazolunan ANAYASA…” Bu iki paragraf 1995 değişikliği ile yürürlükten kaldırıldı. Başlangıç bölümünden çıkarılan bu iki paragrafın yerine geçen ilk paragraf “Türk vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen Anayasa…” şeklinde başlamaktadır.

Anayasanın 33.maddesinde düzenlenen dernekler konusunda yapılan değişiklikle Anayasanın 13. maddesindeki genel sınırlamalara aykırı hareket edemeyecekleri hükmü kaldırıldı. Derneklerle ilgili kısıtlamalara son verildi. Siyasi amaç gütmek, siyasal faaliyette bulunmak, partilerden destek almak ve bunlara destek vermek, sendika, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu ve vakıflarla bu amaçlarla ortak hareket etmek şeklindeki yasaklar kalktı. Belli koşullarda kendiliğinden dağılmış sayılacakları hükmü metinden çıkarıldı. Vakıflara da derneklere tanınan genişletilmiş faaliyet haklarından yararlanacakları biçimde değişiklik gerçekleştirildi. Silahlı kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensupları hariç olmak üzere Devlet Memuru olmayan kamu görevlilerinin dernek özgürlüğünü kısıtlama olanağı veren hüküm yürürlükten kaldırıldı. Devlet memurlarının haklarının ise “görevlerinin gerektirdiği ölçüde” sınırlanabilmesi kabul edildi. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde idari mercilerin, dernekleri faaliyetten men edebilmelerine ilişkin koşullar netleştirildi, men kararının 24 saat içinde yargıç onayına sunulması, yargıç kararının 48 saat içinde açıklanması şartı getirildi, aksi takdirde kendiliğinden yürürlükten kalkacağı hükme bağlandı.

Anayasanın sendikal faaliyetleri düzenleyen 52.maddesi yürürlükten kaldırıldı. Kaldırılan bu maddeye göre sendikalar 13.maddede yazılı yasaklara aykırı davranmayacaklar, siyasi amaç güdemeyecekler, siyasi faaliyette bulunamayacaklar, dernek, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile ortak hareket edemeyeceklerdi. Sendikalar üzerindeki idari ve mali denetim ve sendikaların tüm gelirlerinin devlet bankalarında saklanması konusundaki buyurucu maddeler de kalkmış oldu.

Anayasanın 53. maddesinde yapılan değişiklikle de kamu görevlilerine sendika kurma hakkı tanınmıştı. Grev ve toplu sözleşme hakkı verilmedi ama, idareyle toplu görüşme yapma hakkı tanındı. Bu tür sendikaların üyeleri adına yargı mercilerine başvurmaları hakkı tanındı.

Anayasanın 67. maddesinde düzenlenen seçme ve seçilme hakları yeniden düzenlendi. Yurt dışındaki vatandaşlar ile tutukluların oy kullanabilmeleri kabul edildi. Seçme ve halk oylamasına katılma koşulu “yirmi yaşına girmiş olma” yerine “18 yaşını doldurmuş olma” şeklinde aşağıya çekilerek değiştirildi. “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir” şeklindeki son fıkra 67.maddeye eklendi.

Siyasi Parti kurma ve parti üyeliğinin düzenlendiği 68.madde değişikliğine göre; parti üyeliği yaşı 21’den 18’e (doldurmuş olma) indirildi. Partilerin yurt dışında faaliyette bulunma, kadın ve gençlik kolları gibi yan kuruluşlar ve vakıf kurma yasakları kaldırıldı. Yüksek öğretim eleman ve öğrencilerinin belli koşullarda parti üyesi olabilmelerine olanak sağlandı. Partilerin yeterli düzeyde ve hakça mali yardım görmeleri, yalnız tüzük ve programları itibariyle değil, eylemleri bakımından da anayasa ve yasa hükümlerine uygun olmaları, devletin bağımsızlığı ile eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşmemeleri gibi maddeler kabul edilmiştir.

Siyasi partilerin uyacakları esaslar için Anayasanın 69.maddesi değiştirilmiştir. Siyasi partilerin tüzük ve programları dışında faaliyette bulunamayacakları, Anayasanın 14. maddesindeki sınırlamalar dışına çıkamayacakları, kendi siyasetlerini desteklemek için dernek, sendika. vakıf, kooperatif ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile siyasi ilişki ve işbirliği içinde olamayacakları, bunlardan maddi yardım alamayacakları, cumhuriyet başsavcılığının bunları izleyip denetlemesi şeklindeki hükümler 69.madde metninden çıkarılmıştır.

Buna karşılık parti özgürlüklerine yeni sınırlamalar getirilmiştir. Sadece tüzük ve programları değil, eylem ve faaliyetleri de denetim altına alınmıştır. Ticari faaliyet yasağı konulmuş, mal edinmeler, gelir ve giderler ve seçim harcamaları daha sıkı esaslara bağlanmıştır. “Kapatılmış parti mensuplarının üye çoğunluğunu oluşturacağı yeni parti kurulamaz” şeklindeki hükmü “temelli kapatılan bir parti başka ad altında kurulamaz” şeklinde değiştirilmiştir.

Parti kapatılması sonuçlarıyla ilgili olarak yapılan değişikliğe göre: Kapatılan partinin kurucu ve yöneticileri yeni bir partinin kurucusu, yöneticisi ve denetçisi olamazken, yeni düzenlemeden sonra, partisinin kapatılmasına neden olan üyeler de, kurucular dahil olmak üzere, beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklardır.

Siyasi Partiler Yasasına göre bir siyasi partinin kapatılması sıkı koşullara bağlamıştır. 1995 yılı Anayasa değişiklikleri ise bir partinin yasak “fiillerin işlendiği odak haline geldiğinin” tespiti işlemi işini sadece Anayasa Mahkemesine bırakmıştır. Bu değişiklik kapatma kararı verilmesini kolaylaştırıcıdır. Anayasa Mahkemesi de önce SPK’nun 103/2. maddesini iptal etmiş ve daha sonra da Refah Partisinin kapatılması kararını vermiştir. 1999 yılında Siyasi Partiler Yasasında yapılan değişiklikle kapatma işlemi yine belli kanıtların varlığına bağlanmış ve parti kapatma zorlaştırılmıştır. Anayasa mahkemesinin de takdir alanı çerçevelenmiştir. Buna göre: “Bir siyasi parti, birinci fıkrada yazılı fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, merkez karar ve yönetim kurulu veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır” ( SPK md 103/2 hükmünün değişik şekli. 4445 sayılı 12.8.1999 kabul tarihli SPK değiştiren yasa 14.8.1999 tarihli 23786 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır)

Anayasanın 75.maddesinde yapılan değişiklikle milletvekili sayısı 450’den 550 ye çıkarılmış, 84.maddede yer alan parti değiştiren milletvekilinin üyeliğinin düşmesi usulüne son verilmiş, yine 85.maddede yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ya da üyeliğin düşmesine karşı Anayasa mahkemesinde açılan iptal davası koşulları yeniden düzenlenmiştir. TBMM’nin her yıl Eylül ayının ilk günü yerine Ekim ayının ilk günü ve yine kendiliğinden toplanması Anayasanın 93.maddesi değiştirilerek kabul edilmiştir.

Anayasanın 135.maddesinde yapılan değişiklikle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının siyasetle uğraşamayacakları, siyasi parti, sendika ve derneklerle ortak hareket edemeyecekleri yolundaki yasaklar kaldırılmıştır. Sorumlu organların gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirler tarafından geçici olarak görevlerine son verilebilmesi yetkisi kaldırılmış ve mahkeme kararı şartı pekiştirilmiştir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yasayla yetkili kılınan merciin faaliyetten men kararı verebilmesi fakat bu kararın 24 saat içinde hakim kararına sunulması ve hakim kararırın 48 saat içinde açıklanması, aksi takdirde idari kararın kendiliğinden yürürlükten kalkmış sayılacağı şeklinde yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Anayasanın 171. maddesinde de 135 madde paralelinde düzenlemeler yapılmış ve Kooperatifler hakkındaki “ Kooperatifler, Devletin her türlü kontrol ve denetimine tabi olup, siyasetle uğraşamaz ve siyasi partilerle işbirliği yapamazlar” hükmü madde metninden çıkarılmıştır.

Anayasanın 149/4 maddesi değiştirilmiştir. Yargı alanındaki tek değişiklik Anayasa Mahkemesi hakkındadır. Anayasa Mahkemesi yapılan değişikliğe göre parti kapatma davalarında kapatılması istenen partinin genel başkanını ya da onun tayin edeceği bir vekili dinleyecektir.

4- 18.6.1999 Kabul Tarihli Dördüncü Değişiklik

Anayasanın 143. maddesi değiştirildi. Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yer alan subay üyelerin yerine sivil yargıçların atanması esası kabul edildi. Bu değişikliğin temel nedeni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin DGM davalarında verdikleri kararların “adil yargılanma” hakkına aykırı bulunmasıydı. Subay yargıçların yeterince bağımsız olmadıkları konusundaki bu kararlar Anayasa değişikliği yapılmasına neden oldu. ( AİHM İncal kararı)

13.8.1999 Kabul Tarihli Son Beşinci Değişiklik

Anayasanın 47.maddesi değişti. “Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir” (fıkra 3) ve “ Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir” (fıkra 4) şeklinde değiştirilen 47. madde ile özelleştirme Anayasal statüye kavuşturuldu.

Anayasanın 125/1.maddesi değişti. “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” cümlesinden sonra “ Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli ve milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.” cümlesi eklenerek yapılan madde değişikliğiyle kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde, taraf yabancıysa uluslar arası tahkim yolu kabul edildi. Danıştay’ın yetkisi de bu paralelde düzenlendi ve Anayasanın 155/2 fıkrası değiştirilerek Danıştay’ın bu işlemler konusundaki yetkisi “iki ay içinde düşüncesini bildirmek” durumuna indirildi.

II – Partiler Arası Uzlaşma Komisyonu ve 37 Madde Önerisi

Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunda yapılan tartışmalar sonucunda Anayasanın 37 maddesinde değişiklik konusunda anlaşma sağlanmış ve “Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunun Kabul Ettiği Metin” 14 haziran 2001 tarihinde kamuoyuna açıklanmıştır. “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi” başlığıyla Nejat Arseven (Partiler arası Uzlaşma komisyonu Başkanı) Tayfun İçli, Ali Günay, İsmail Köse, Mehmet Nacar, Mustafa Kamalak, Mehmet Ali Şahin, Turhan Tayan, Bülent Akarcalı, Ahmet İyimaya, Ali Naci Tuncer tarafından imzalanarak “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun teklifimiz, gerekçesiyle birlikte ilişikte sunulmuştur. Gereğini saygıyla arz ederiz” denilerek TBMM Başkanlığına verildiği metinde yazılıdır.

2.1 – Anayasada Değiştirilmesi İçin Partilerin Uzlaştığı 37 Madde
Partiler arası Uzlaşma Komisyonu Anayasanın 37 maddesinde “Anayasa Değişikliğine” karar vermiştir. Bu karara göre :

Anayasanın Başlangıç bölümü ile ilgili olarak beşinci fıkrasının başında geçen “Hiçbir düşünce ve mülahazanın” ibaresi “Hiçbir eylemin” şeklinde değiştirilmiştir.

Anayasa / İkinci Kısım / Temel Haklar ve Ödevler
İRİNCİ BÖLÜM / “Genel hükümler” hakkında 2 maddesinde değişiklik önerilmiştir.

Madde 13 ( Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması),
Madde 14 (Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması)

İKİNCİ BÖLÜM / “Kişinin Hakları Ve Ödevleri” hakkında 13 maddesinde değişiklik önerilmiştir.
Madde 19 (Kişi hürriyeti ve güvenliği),
Madde 20 (Özel Hayatın gizliliği),
Madde 21 (Konut Dokunulmazlığı),
Madde 22 (Haberleşme Hürriyeti) tamamen,

Madde 23 (Yerleşme ve seyahat hürriyeti),
Madde 26 (Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti),
Madde 28 (Basın Hürriyeti),
Madde 31 (Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı),
Madde 33 (Dernek kurma hürriyeti) ,
Madde 34 (Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı) tamamen,
Madde 36 (Hak arama hürriyeti),
Madde 38 (Suç ve cezalara ilişkin esaslar),
Madde 40 (Temel hak ve hürriyetlerin korunması),

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” 6 maddesinde değişiklik önerilmiştir.

Madde 41 (Ailenin korunması)
Madde 46 (Kamulaştırma) tamamen,
Madde 49 (Çalışma hakkı ve ödevi) tamamen,
Madde 51 (Sendika kurma hakkı)
Madde 55 (Ücrette adalet dağıtımı)
Madde 65 (Sosyal ve Ekonomik hakların sınırı) tamamen,

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM / “Siyasi Haklar ve Ödevler” hakkında 4 maddesinde değişiklik önerilmiştir.

Madde 66 (Türk Vatandaşlığı)
Madde 67 (Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı),
Madde 69 (Siyasi partilerin uyacakları esaslar)
Madde 74 (Dilekçe hakkı)

ANAYASA III KISIM / Cumhuriyetin Temel Organları

BİRİNCİ BÖLÜM / “Yasama” hakkında 8 maddesinde değişiklik önerilmiştir.

Madde 76 (Milletvekili seçilme hakkı)
Madde 83 (Yasama dokunulmazlığı)
Madde 86 (Ödenek ve yolluklar)
Madde 87 (TBMM’nin görev ve yetkileri/ Genel olarak)
Madde 89 (Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması)
Madde 90 (Milletlerarası antlaşmaları uygun bulma)
Madde 94 (Başkanlık Divanı)
Madde 100 (Meclis soruşturması)

İKİNCİ BÖLÜM / “Yürütme” hakkında bir madde değişikliği önerilmiştir.

Madde 118 ( Milli Güvenlik Kurulu)

ÜÇÜNÇÜ BÖLÜM / “Yargı” hakkında bir madde değişikliği önerilmiştir.

Madde 149 ( II Yüksek Mahkemeler / A. Anayasa Mahkemesi / 4.Çalışma ve Yargılama usulü)

ANAYASA VI KISIM / GEÇİCİ HÜKÜMLER hakkında bir madde değişikliği önerilmiştir.
GEÇİCİ MADDE önerisi Anayasasının 87 inci maddesi ile ilgili olup Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmayacağı hakkındaki hükümdür.

Maddesi 38 ise yürürlük maddesidir.

2.1- Uzlaşma Komisyonunun Kabul Ettiği 37 Madde İçeriği

Komisyonun Anayasanın Başlangıç Bölümü ilgili değişiklik önerisi:

Madde 1- Anayasanın “Başlangıç” bölümünün beşinci fıkrasının başında geçen “Hiçbir düşünce ve mülahazanın” ibaresi “Hiçbir eylemin” şeklinde değiştirilmiştir. Maddenin değişiklik gerekçesine göre “Hiçbir düşünce ve mülahazanın ibareleri” düşünceye sınır teşkil etmesi nedeniyle “hiçbir eylemin” şeklinde değiştirilmesi uygun görülmüştür.

İkinci Kısım / Temel Haklar Ve Ödevler Birinci Bölüm / Genel Hükümler

Madde 2- Gerekçeye göre Avrupa İnsan Hakları sözleşmesindeki ilkeler doğrultusunda Anayasanın II Kısım / Temel Haklar ve Ödevler başlığı altındaki Birinci bölüm Genel Hükümlerde yer alan “Temel Hak ve Hürriyetlerin sınırlanması” hakkındaki Anayasanın 13. maddesi değiştirilmektedir. Öneri şöyledir:

“Madde 13- Temel hak ve hürriyetler yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak Kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz”

Madde 3- Anayasanın yine Temel Hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması hakkındaki 14. maddesi hakkındaki değişiklik gerekçesi ise Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin “Hakların kötüye kullanımının yasaklanması” başlığıyla düzenlenmiş 17. maddesidir. Öneriye göre 14. madde değişikliği İHAS’nin 17. maddesi ile uyumlu hale getirilerek eylem ve yorum yoluyla hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmasının önlenmesine yöneliktir. Bu düzenleme de Anayasanın “başlangıç” bölümündeki değişikliğe paralel bir düzenlemedir.

“Madde 14- Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiç biri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan eylemler biçiminde kullanılamaz.
Bu Anayasa hükümlerinden hiç biri, Devlete veya kişilere bu Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.”

İkinci Bölüm / Kişinin Hakları Ve Ödevleri

Madde 4- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5.maddesinde “Özgürlük ve Güvenlik Hakkı” düzenlenmiştir. Bu maddeye göre kişi özgürlüğünün hangi hallerde kısıtlanabileceği, yakalama, tutukluluk ve gözaltı halleri, kişilerin hakim önüne çıkarılma süre ve halleri, hak ihlalleri halinde tazminat hakkı düzenlenmiştir. Anayasanın II Kısım, II Bölümünde “Kişinin Hakları ve Ödevleri” düzenlenmiştir. Bu bölümde “Kişi hürriyeti ve güvenliği” 19.maddede düzenlenmiştir. Uzlaşma komisyonu İHAS’nin 5.maddesindeki esaslar doğrultusunda 19 maddede değişiklik önermiş ve böylece yakalanan ya da tutuklanan kişilerin hakim önüne çıkarılma süreleri yeniden düzenlenerek, devlete, zarara sebebiyet verenlere rücu hakkı getirilmiştir.

Madde 4- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasının ilk cümlesi ile son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki son fıkra eklenmiştir:

“Yakalanan veya tutuklanan kişi toplu olarak işlenen suçlarda en çok yedi gün, diğer suçlarda, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırk sekiz saat içinde hakim önüne çıkarılır.”

“Bu zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre Devletçe ödenir”

“Devlet, zarara sebebiyet verenlere rücu eder. Bu husus kanunla düzenlenir.”

Madde 5- Yine Anayasanın “Kişinin Hakları ve Ödevleri” bölümünde yer alan (IV- Özel hayatın gizliliği ve korunması) başlığı altında düzenlenen (A. Özel hayatın gizliliği) Madde 20 yeniden düzenlenmiştir. Alt Komisyonun değişiklik gerekçesine göre “..bu hak ve hürriyetlerle ilgili özel sınırlar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde öngörülen esaslar çerçevesinde açık olarak belirlenmektedir”

Madde 5- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 20 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya bir kaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. En geç kırk sekiz saat içinde hakim onayına sunulmayan el koyma kendiliğinden kalkar.”

Madde 6- Bu madde ile konut dokunulmazlığı, sınırlamasındaki özel haller Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde yeniden düzenlenmekte ve (B-Konut dokunulmazlığı) 21 inci madde özellikle konuta girme, arama yapma ve eşyaya el koymada yazılı emir koşulu getirilmektedir. 21.madde olduğu gibi değiştirilmektedir.

“Madde 21- Kimsenin konut hakkına dokunulamaz. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça iletişim engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz.”

Madde 7- Anayasanın 22.maddesi kenar başlığında da yazılı olduğu gibi “c-Haberleşme hürriyeti”ni düzenlemektedir. 22 maddenin kenar başlığı “iletişim hürriyeti” olarak değiştirilmektedir. Madde özel sınırlama halleriyle birlikte yeniden yazılmıştır. Gerekçeye göre; “iletişim, haberleşme ve gönderişmeyi (telefon, telgraf, İnternet vs..) kapsayan bir ifade olarak haberleşmenin yerine kullanılmaktadır”

“C- İletişim hürriyeti
Madde 22- Herkes, iletişim hürriyetine sahiptir. İletişimin gizliliği esastır.
Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça iletişim engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz.

İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir”
Madde 8- Anayasanın 23. maddesinin kenar başlığı “V-Yerleşme ve seyahat hürriyeti”dir. Alt Komisyon 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasında geçen “… ülkenin ekonomik durumu” ibaresinin vatandaşların yurt dışına çıkma hürriyetlerine ülkenin ekonomik durumunun engel teşkil etmesine son vermek istemiştir. Bu nedenle aşağıdaki değişiklik önerilmiştir:

Madde 8- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasında geçen “…ülkenin ekonomik durumu” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

Madde 9- Anayasanın “Kişinin Hakları ve Ödevleri” bölümünde 26.maddenin kenar başlığı “VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”dir. Bu maddedeki değişiklik gerekçesi aynen şöyledir: “ Bu değişiklikte düşünce ve anlatım özgürlüğünün sınırları genişletilmekte toplumdaki dil farklılıkları sosyolojik bir gerçek olarak değerlendirilmekte ve bu duruma Anayasada getirilen engel kaldırılmaktadır. Ayrıca düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin Anayasamızın 1, 2 ve 3 üncü madde hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamayacağına maddede yer verilmektedir. Bu hürriyetin sınırlama halleri içine, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, bölünmez bütünlüğün korunması da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi doğrultusunda dahil edilmektedir.”

Madde 9- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 26 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına “Bu hürriyetlerin kullanılması” ibaresinden sonra gelmek üzere “milli güvenlik kamu düzeni, kamu güvenliği, bölünmez bütünlüğün korunması” ibareleri eklenmiş, üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki fıkra son fıkra olarak eklenmiştir.

“ Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti Anayasanın 1, 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz”

“Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller, kanunla düzenlenir.”

Madde 10- Uzlaşma Komisyonu Anayasanın 28. maddesinin ikinci fıkrasını metinden çıkarmaktadır. (X . Basın ve yayımla ilgili hükümler)de ( A.Basın hürriyeti ) kenar başlığını taşıyan bu maddenin ikinci fıkrasına göre: “ Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dilde yayım yapılamaz” Komisyon metinden bu yasağı çıkarırken gerekçesi şöyledir: “Bu hürriyetin sınırlaması 26 ve 27 inci maddedeki hükümler çerçevesinde olacaktır.”

Madde 10- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 28 inci maddesinin ikinci fıkrası metinden çıkarılmıştır.

Madde 11- Anayasanın (D.Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı) kenar başlığıyla düzenlenen 31.maddede değişiklik önermektedir. Gerekçeye göre, bu maddede kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma ile ilgili olarak sınırlama halleri belirlendiğini, yapılan değişiklikle bu haller Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde; sınırlama halleri Milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak ve sağlığın korunması olarak sıralanmaktadır.

Madde 11- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 31 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ Kanun, milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak ve sağlığın korunması sebepleri dışında halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz”

Madde 12- Anayasanın (XI- Toplantı hak ve hürriyetleri) başlığı altındaki (A.Dernek kurma hürriyeti) kenar başlıklı 33 üncü maddedeki dernek kurma hürriyeti yeniden düzenlenmektedir. Gerekçeye göre maddede geçen”herkes” kavramı her hukuki varlığı, Tüzel kişileri de kapsar. Tüzel kişiler dernek kurabilir ya da derneğe üye olabilirler. 33.madde tamamen değiştirilmiştir.

Madde 12- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 33.-Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller
Kanunda gösterilir.
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

Madde 13- Anayasada kenar başlığı ( B.Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı) ile ilgili 34.maddedeki “hak ve sınırlar” gerekçeye göre; Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine (Sözleşme madde 11- Dernek Kurma ve toplantı özgürlüğü) uygun olarak yeniden düzenlenmiştir. 34.madde tamamen değiştirilmektedir.

Madde 13.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 34.- Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ancak, milli güvenlik ve kamu düzeni sebepleriyle, kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Madde 14- Anayasanın (XIII. Hakların korunmasıyla ilgili hükümler) bölümündeki (A. Hak arama hürriyeti) kenar başlığıyla düzenlenmiş olan 36.maddede değişiklik gerekçesine göre TC’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan adil yargılanma hakkı (İHAS Madde 6- Adil yargılanma hakkı) metne dahil edilmiştir.

Madde 14- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 36 ncı maddesinin birinci fıkrasına “….savunma” ibaresinden sonra gelmek üzere “ ile adil yargılanma” ibaresi eklenmiştir.

Madde 15- Anayasanın (C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar) kenar başlığıyla düzenlenmiş 38.maddede önerilen değişiklik gerekçesine göre; “ Ölüm cezasının sadece savaş, yakın savaş ve terör suçlarında verilebileceği 6 nolu protokol hükümleri doğrultusunda bu maddede yer almıştır. Ayrıca 4 Nolu Protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alı konamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlar da vardır”

Madde 15- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş,beşinci ve altıncı fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Genel müsadere cezası ile savaş, yakın savaş ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemez.”

“Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez”

“Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.”

Madde 16- Anayasanın 40.maddesinin kenar başlığı “XV.Temel hak ve hürriyetlerin korunması”dır. Maddenin değişiklik gerekçesine göre; “bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması amaçlanmaktadır. Son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesi hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline gelmiştir.”

Madde 16- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40 ıncı maddesine ikinci fıkra olarak aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“ Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilerine başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”

Üçüncü Bölüm / Sosyal Ve Ekonomik Haklar Ve Ödevler

Madde 17- Anayasanın II Kısım / Üçüncü Bölümü “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler”dir. Bu bölümde (I- Ailenin korunması) kenar başlığıyla 41.madde yapılmak istenen değişikliğin gerekçesi “ kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik bir düzenlemedir” şeklinde açıklanmıştır.

Madde 17- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin birinci fıkrasına “ ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” ibaresi eklenmiştir.

Madde 18- Anayasanın 46 ıncı maddesinin kenar başlığı “Kamulaştırma”dır. Değişiklik gerekçesine göre: “ bu madde ile kamulaştırma yeniden düzenlenmekte, kamulaştırmada gerçek karşılıkların ödenmesi ve ödemede gecikme halinde faiz yönünden bireylerin zarara uğramamaları yönünde değişiklik yapılmaktadır.” 46.madde tamamen değiştirilmektedir.

Madde 18- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 46 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 46- Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla, kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağın doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve her nasılsa ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.

Madde 19- Anayasanın 49 uncu maddesinde (V.Çalışma ile ilgili hükümler) bölümündeki (A. Çalışma hakkı ve görevi) kenar başlığıyla 49 uncu maddedeki değişiklik gerekçesine göre; devlete çalışanların yanı sıra işsizleri de koruma görevi verilmektedir.

Madde 19- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 49 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“ Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam
yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”

Madde 20- Anayasanın kenar başlığı (C.Sendika kurma hakkı) olan 51.madde ile ilgili değişiklik önerisindeki gerekçeye göre, sendika hakkı ile özel sınırlama nedenlerinin yeniden düzenlenmesidir. 51. madde tamamen değiştirilmektedir.

Madde 20- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 51- Çalışanlar ile işverenler önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil şart ve usuller kanunda gösterilir.
Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.
Sendikalar üzerindeki Devlet denetimi, sendikaların kuruluş ve faaliyetlerinin kanunlara uygunluğunu sağlamak amacıyla ve sendika bağımsızlığı ilkesini zedelemeyecek bir biçimde düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşların tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, demokrasi esaslarına aykırı olamaz.

Madde 21- Anayasanın (VII.Ücrette adalet sağlanması) kenar başlığı ile düzenlenen 55 inci madde ise çalışanların asgari yaşam standartlarının sağlanması amacıyla değiştirilmektedir.

Madde 21- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 55 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur”

Madde 22- Anayasanın ( XIII. Sosyal ve ekonomik hakların sınırı) kenar başlığıyla düzenlenen 65 inci maddesi kenar başlığıyla birlikte değiştirilerek madde içeriğinin bu başlığa uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Madde tamamen değiştirilmiştir.

Madde 22.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 65 inci maddesi kenar başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

XIII.Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları

Madde 65.- Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu
görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynakların ölçüsünde yerine getirir.

Dördüncü Bölüm / Siyasi Haklar Ve Ödevler

Madde 23- Anayasa II Kısım , Dördüncü Bölümde Siyasi Haklar ve Ödevler düzenlenmiştir. 66 ıncı maddenin kenar başlığı ise (I.Türk Vatandaşlığı)dır. 66 ıncı maddenin ikinci fıkrasındaki birinci cümle “ Türk babanın veya Türk Ananın çocuğu Türktür.” Madde fıkrasının devamında yer alan “Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlığı kanunla düzenlenir” şeklindeki ikinci cümle gerekçeye göre kadın-erkek arasında eşitsizlik yarattığı düşüncesiyle hüküm madde metninden çıkarılmıştır.

Madde 23-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi madde metninden çıkarılmıştır.

Madde 24- Anayasanın 67 inci maddesinin kenar başlığı ( XII Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları)dır. Değişiklik gerekçesine göre; “ Temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkeleri bağdaştırılması son derece zor olan ilkelerdir. Ayrıca oldukça soyut olan bu ilkeler seçim kanunlarında köklü değişiklikler yapılması yolunda bir engel oluşturmaktadır. Bu nedenle kaldırılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Yeni eklenen bir fıkra ile konjektürel değişikliklere seçim kanunları açısından yer verilmemesi amaçlanmıştır”

Madde 24.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin beşinci fıkrasına “… askeri öğrenciler” ibaresinden sonra gelmek üzere “taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç” ibaresi eklenmiş, mevcut son fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki son fıkra eklenmiştir.

“Seçime bir yıldan daha az süre kaldığı zaman içinde seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, izleyen seçimden sonra yürürlüğe girer.”

Madde 25- Anayasanın (III.Siyasi partilerle ilgili hükümler) başlığı altında düzenlenen “B.Siyasi partilerin uyacakları esaslar” kenar başlıklı 69.madde de düzenlenmiştir. Bu madde 23.7.1995 günlü 4121 sayılı Yasa ile değiştirilmiştir. Uzlaşma Komisyonunun gerekçesi aynen şöyledir: “ Bu maddede öngörülen değişiklikle odağa kriterler getirilmekte, siyasi partiler için kapatmanın yanı sıra devlet yardımından yoksun bırakılma yaptırımı öngörülmektedir”

1995 yılında yapılan değişiklikle 69.maddeye göre “ Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.”(Fıkra 5). Odak olma hali ise 68.maddeye atıfla şöyle düzenlenmiştir. “ Bir siyasi partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir.” (Fıkra 6). Bu durumda hem fıkra 5 ve hem de fıkra 6 ile atıf yapılan madde Anayasanın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrasıdır. 68 inci maddenin 4. fıkrası 1995 yılında 4121 sayılı Yasa ile değişik olarak şu şekilde düzenlenmiştir: “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.” Uzlaşma Komisyonunun 69 uncu maddedeki değişiklik önergesi şöyledir:

Madde 25- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 69 uncu maddesinin altıncı fıkrasına aşağıdaki cümle ile altıncı ve dokuzuncu fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve son fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organları veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.”

“Anayasa mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.”

“Siyasi partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasi partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.”

Madde 26- Anayasanın (VII.Dilekçe hakkı) 74 üncü maddede düzenlenmiştir. Gerekçeye göre; karşılıklılık esası gözetilmek kaydı ile Türkiye’de ikamet eden yabancılara da dilekçe hakkı tanınmalıdır. Bu nedenle 74. maddeye eklemeler yapılmıştır.

Madde 26- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü maddesinin birinci fıkrasına “Vatandaşlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ ve karşılıklık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar”; ikinci fıkrasına “sonucu” ibaresinden sonra gelmek üzere “gecikmeksizin” ibaresi eklenmiştir.

Üçünçü Kısım / Cumhuriyetin Temel Organları

Birinci Bölüm / Yasama <

Madde 27- Anayasada “Üçüncü Kısım”, “Cumhuriyetin Temel Organları”dır. (B. Milletvekili seçilme yeterliliği) kenar başlığıyla düzenlenen 76 ıncı maddedeki değişiklik gerekçesine göre, 76 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında geçen “ideolojik veya anarşik eylemlere” ibaresi “terör eylemlerine” şeklinde değiştirilmektedir. Gerekçe nedenini şöyle açıklamaktadır: “ Terör eylemleri Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanununda tanımlanmış eylemlerdir.”

Madde 27.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 76 ncı maddesinin ikinci fıkrasında geçen “ideolojik veya anarşik eylemlere” ibaresi, “terör eylemlerine” şeklinde değiştirilmiştir.

Madde 28- Anayasanın 83 üncü maddesi Yasamada (F.Üyelikle ilgili hükümler) “4. Yasama Dokunulmazlığı”nı düzenlemektedir. Gerekçeye göre; “ Yasama dokunulmazlıkları ile ilgili işlerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde en geç üç ay içinde sonuçlandırılacağı, Genel Kurulda bu konuyla ilgili oylamaların gizli yapılacağı ve Milletvekilleri hakkındaki ceza davalarının Yargıtay’da görüleceği öngörülmektedir. Böylece dokunulmazlık dosyalarının sürüncemede kalmasının önüne geçilecektir.”

Madde 28- Türkiye cumhuriyeti anayasasının 83 üncü maddesinin dördüncü maddesinin dördüncü fıkrası madde metninden çıkarılmış; maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“ Dokunulmazlıkla ilgili işler, Türkiye büyük Millet Meclisine ulaşma tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sonuçlandırılır”

“Dokunulmazlıkla ilgili oylama Genel Kurulda gizli olarak yapılır.”

“ Milletvekilleri hakkındaki ceza davaları Yargıtay’da görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının yürütülmesi, kamu davasının açılması, hükmün temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir.”

Madde 29- Anayasanın 86 ıncı maddesi milletvekillerinin ( 7. Ödenekler ve yolluklar)’ını düzenler. Gerekçeye göre TBMM üyelerinin ödenek ve yolluk ve emeklilik işlemlerinin kanunla düzenlenmesi TBMMM üyeleri ile bunların emekliliklerinin T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilerek, üyeliği sona erenlerin de ilgilerinin devam etmesi öngörülmektedir. Böylece,TBMM üyelerinin emeklilik işlemlerinin kanunla düzenlenmesi konusunda anayasal dayanak sağlanmakta, T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmesi suretiyle de, farklı sosyal güvenlik kuruluşları ile ilgi kurulmasından doğan, emeklilik haklarına ilişkin eşitsizlik gönderilmekte, aynı emeklilik hak ve imkanlarından yararlanma sağlanmaktadır.”

Madde 29- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 86 ıncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir” şeklinde değiştirilmiş; fıkranın sonuna “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklilikleri T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder” ibaresi eklenmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında geçen “sosyal güvenlik kuruluşları” ibaresi “T.C. Emekli Sandığı” olarak değiştirilmiştir.

Madde 30- Anayasanın (II. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri) bölümünde (A.Genel Olarak) kenar başlığıyla 87 inci maddede önerilen değişikliğin gerekçesine göre; TBMM’nin af yetkisi ile ilgili Anayasanın 14 üncü maddesine gönderme yapan sınır kaldırılmakta, ancak genel veya özel af kararının TBMM’nin üye tam sayısının beşte üçü ile alınabileceği hükmü getirilmektedir.

Madde 30- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 87 inci maddesinde geçen “Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere” ibaresi kaldırılmış; “genel ve özel af ilanına” ibaresinden önce gelmek üzere “ Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile” ibaresi eklenmiştir.

Madde 31- Anayasanın 89 uncu maddesinde (C.Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması) yapılmak istenen değişikliğin gerekçesine göre: “ Cumhurbaşkanının kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebileceği öngörülmektedir. Bu durumda TBMM sadece geri gönderilen maddeleri görüşebilir hükmü maddeye eklenmiştir”

Madde 31- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasına “.. Yayımlanmasını” ibaresinden sonra gelmek üzere “kısmen veya tamamen” ibaresi ile son cümlesinden önce gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“ Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir”

Madde 32.- Anayasanın ( D.Milletlerarası antlaşmaları uygun bulma) kenar başlığı ile düzenlenen 90. maddesinde “ Kanunlar ile Milletlerarası antlaşmaların çatışması halinde Milletlerarası antlaşmaların esas alınması öngörülmektedir. Bu hüküm Avrupa Birliğine uyum çerçevesinde hukuksal alt yapının sağlanması için gerekli görülmüştür” gerekçesiyle şu şekilde bir değişiklik önerilmektedir:

Madde 32.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90 ıncı maddesinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Kanunlar ile milletlerarası antlaşmaların çatışması halinde milletlerarası analaşmalar esas alınır”

Madde 33- Anayasasının 94 üncü maddesinin ( (B.Başkanlık Divanı) ile ilgili hükmü TBMM Başkanlık seçiminin daha kısa sürede tamamlanması amacıyla değiştirilmektedir.

Madde 33- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında geçen “on gün içinde” ibaresi “beş gün içinde” şeklinde değiştirilmiştir.

Madde 34- Anayasanın (C.Meclis Soruşturması) 100 üncü maddesi “ Soruşturma ile ilgili işin Komisyonlar ve Genel Kurulda gizli oyla sonuçlanması öngörülmektedir. Ayrıca Soruşturma Komisyonu raporunun 10 gün içinde dağıtılması ve dağıtımından itibaren 10 gün içinde görüşülmesi hükmü getirilmektedir. Böylece bu konudaki işlerin sürüncemede kalmasının önlenmesi sağlanacak ayrıca Meclis Soruşturması gibi önemli bir denetim mekanizmasının siyasallaşmasının önüne geçilecektir” gerekçesiyle aşağıdaki gibi madde değişikliği önerilmiştir.

Madde 34- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 100 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen “… karara bağlı” ibaresinden önce gelmek üzere “ gizli oyla” ibaresi, ikinci fıkrasının sonuna “bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur.” cümlesi eklenmiş ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır”

İkinci Bölüm / Yürütme

Madde 35- Anayasanın Üçüncü Kısım İkinci Bölüm / Yürütme Milli Savunma (2.Milli Güvenlik Kurulu) kenar başlığı altında düzenlenen 118 inci madde: “ Milli Güvenlik Kurulu bünyesine başbakan yardımcısının dahil edilmesi koalisyon hükümetinin yapısına uygun bir durumdur. Adalet Bakanı hukuki açıdan Kurulun değerlendirilmelerinin daha sağlıklı olmasını ve gündemindeki konuların bütünlük içinde her yönden incelenmesini sağlayacaktır. Ayrıca bu değişiklikle kurul kararlarının tavsiye niteliğinde olduğu vurgulanmaktadır” gerekçesiyle aşağıdaki gibi değişiklik önerilmektedir.

Madde 35- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 118 inci maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde ve üçüncü fıkrasının son cümlesinde geçen “öncelikle dikkate alınır” ibaresi “değerlendirilir” olarak değiştirilmiştir.

“ Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanının başkanlığında Başbakan, başbakan yardımcıları, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Adalet Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur”

“Milli Güvenlik Kurulu; Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir.”

Üçünçü Bölüm / Yargı

Madde 36- Anayasanın (II. Yüksek Mahkemeler) bölümünde yer alan Anayasa mahkemesinin (4.Çalışma ve Yargılama Usulü) kenar başlığında düzenlenen 149. maddesindeki değişiklik gerekçesine göre; “ Anayasa Mahkemesinin Anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasi parti davalarına kapatılmaya beşte üç çoğunlukla karar vereceği” hükme bağlanmaktadır.

Madde 36- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu maddesinin birinci fıkrasında geçen “…iptale” ibaresinden sonra gelmek üzere “siyasi parti davalarında kapatılmaya” ibaresi eklenmiş, “üçte iki” ibaresi “beşte üç” olarak değiştirilmiştir.

Altıncı Kısım / Geçici Hükümler

Madde 37- Anayasanın Geçici 15.maddesinin son fıkrasının madde metninden çıkarılması önerilmektedir. 1982 Anayasasının Geçici Madde 15.’inci maddesi şöyledir:

“ 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk Milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla Kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 Sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasaya aykırılığı iddia edilemez.”

Bu maddenin son fıkrasının madde metninden çıkarılmasını isteme gerekçesi ise şöyledir: “ Madde ile geçici 15 inci maddenin son fıkrasının yürürlükten kaldırılması öngörülmekte; 12 Eylül 1980- 6 Aralık 1983 döneminde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasaya aykırılığının iddia edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır”

Madde 37.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Geçici 15 inci maddesinin son fıkrası madde metninden çıkarılmıştır.

Partiler Arası Uzlaşma Komisyonun 37 maddelik değişiklik önerisi yanında bir geçici madde ile yürürlülük maddesi şöyle düzenlenmiştir:

Uzlaşma Komisyonu GEÇİCİ MADDE düzenlenmesi gerekçesini şöyle açıklamaktadır. “ Anayasanın 87 inci maddesinde öngörülen değişiklikle Türkiye büyük millet Meclisinin af yetkisi önündeki sınırlamalar kaldırılmakta sadece nisap getirilmektedir. Bu değişikliğin, kanunun yürürlük tarihinden önce Anayasanın 14 üncü maddesindeki eylemleri işleyenler hakkında uygulanması için geçici madde öngörülmektedir.” Buna göre geçici madde şöyle düzenlenmiştir:

GEÇİCİ MADDE.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 87 inci maddesinde öngörülen değişiklik, bu Kanunun yürürlülük tarihinden önce, Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz.

Uzlaşma Komisyonu Anayasa değişikliğinin yürürlülük maddesi ve/veya halkoylamasına sunulması halinde düzenlediği madde ise son maddedir:

Madde 38- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.

Ek: Anayasa değişiklik önerilerinin
1982 Anayasası ile karşılaştırmalı metni.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

Kabul Tarihi: 7/11/1982
Kanun No.: 2709

BAŞLANGIÇ
(23.7.1995 – 4121)

Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz Kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkilap ve ilkeleri doğrultusunda;

Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;

Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;

Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve Kanunlarda bulunduğu;

Hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;

Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.

PARTİLER ARASI UZLAŞMA KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASININ BAZI
MADDELERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

Anayasanın “Başlangıç” bölümünün beşinci fıkrasının başında geçen “Hiçbir düşünce ve mülahazanın” ibaresi “Hiçbir eylemin” şeklinde değiştirilmiştir.

(Gerekçe) Maddenin değişiklik gerekçesine göre “Hiçbir düşünce ve mülahazanın ibareleri” düşünceye sınır teşkil etmesi nedeniyle “hiçbir eylemin” şeklinde değiştirilmesi uygun görülmüştür.

İKİNCİ KISIM TEMEL HAK VE ÖDEVLER

BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler

II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması

Madde 13.- Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir.

Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz.

Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel hak ve hürriyetlerin tümü için geçerlidir.

III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması

Madde 14.- Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, din ve mezhep ayırımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar.

Bu yasaklara aykırı hareket eden veya başkalarını bu yolda teşvik veya tahrik edenler hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

Anayasanın hiçbir hükmü, Anayasada yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz.

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 13- Temel hak ve hürriyetler yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak Kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz”

Madde 3- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 14- Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiç biri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan eylemler biçiminde kullanılamaz.

Bu Anayasa hükümlerinden hiç biri, Devlete veya kişilere bu Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.”

III. Kişi hürriyeti ve güvenliği

Madde 19.- Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen :
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürri-yetinden yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kara-rıyla tutuklanabilir. Hakim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok onbeş gün içinde hakim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.
Yakalanan veya tutuklanan kişinin durumu, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkmasının sakıncalarının gerektirdiği kesin zorunluluk dışında, yakınlarına derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya
kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.
Bu esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, kanuna göre, Devletçe ödenir.

Madde 4- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasının ilk cümlesi ile son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki son fıkra eklenmiştir:

“Yakalanan veya tutuklanan kişi toplu olarak işlenen suçlarda en çok yedi gün, diğer suçlarda, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat içinde hakim önüne çıkarılır.”

“Bu zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre Devletçe ödenir”

“Devlet, zarara sebebiyet verenlere rücu eder. Bu husus kanunla düzenlenir.”

IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması

A. Özel hayatın gizliliği

Madde 20.- Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Adli soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır.

Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz.

B. Konut dokunulmazlığı

Madde 21.- Kimsenin konutuna dokunulamaz. Kanunun açıkça gösterdi-ği hallerde, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.

Madde 5- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 20 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ Milli güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya bir kaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. En geç kırksekiz saat içinde hakim onayına sunulmayan el koyma kendiliğinden kalkar.”

Madde 6- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 21- Kimsenin konut hakkına dokunulamaz. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça iletişim engelenemez ve gizliliğine dokunulamaz.”

C. Haberleşme hürriyeti

Madde 22.- Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin giz-liliği esastır.

Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan mer-ciin emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz.

İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti

Madde 23.- Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.

Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;

Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;

Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.

Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ülkenin ekonomik durumu, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.

Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
Madde 7- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 22 inci maddesi kenar başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“C- İletişim hürriyeti

Madde 22- Herkes, iletişim hürriyetine sahiptir. İletişimin gizliliği esastır.

Milli güvenlik, kamu düzeni,
suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerdede de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça iletişim engelenemez ve gizliliğine dokunulamaz.

İstisnaların uygulanacağı kamu
kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir”

Madde 8- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasında geçen “…ülkenin ekonomik durumu” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

Madde 26.- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Bu hürriyetlerin kullanılması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırıl-ması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

Düşüncelerin açıklanması ve yayılmasında kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dil kullanılamaz. Bu yasağa aykırı yazılı veya basılı kağıtlar, plâklar, ses ve görüntü bandları ile diğer anlatım araç ve gereçleri usulüne göre verilmiş hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınan merciin emriyle toplattırılır. Toplatma kararını veren merci bu kararını, yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir. Hakim bu uygulamayı üç gün içinde karara bağlar.
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

Madde 9- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 26 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına

“Bu hürriyetlerin kullanılması” ibaresinden sonra gelmek üzere “milli güvenlik kamu düzeni, kamu güvenliği, bölünmez bütünlüğün korunması” ibareleri eklenmiş,

üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki fıkra son fıkra olarak eklenmiştir.

“ Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti Anayasanın 1, 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz”

“Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller, kanunla düzenlenir.”

X. Basın ve yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
Madde 28.- Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz.
Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dilde yayım yapılamaz.
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hakim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir. Yetkili hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.
Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya
kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hakim kararıyla; Devletin ülkesi ve
Milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir; hakim bu kararı engeç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplat-ma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt veya müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiyede yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı yayımlardan mahkum olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır.

Madde 10- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 28 inci maddesinin ikinci fıkrası metinden çıkarılmıştır.

Madde 31.- Kişiler ve siyasi partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.

Kanun, 13 üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında bir sebebe dayanarak, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.

XI. Toplantı hak ve hürriyetleri

A. Dernek kurma hürriyeti

Madde 33.- (23.7.1995-4121) Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.
Dernek kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, derneğin faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye başvurur.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hakim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlen-mesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilen-dirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

Madde 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 31 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ Kanun, milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak ve sağlığın korunması sebepleri dışında halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmsını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz”

Madde 12- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 33.-Herkes, önceden izin
almaksızın dernek kurma ve bunlara üye
olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine
sahiptir.

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.

Dernek kurma hürriyeti ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle sınırlanabilir.

Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller Kanunda gösterilir.

Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.

Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı

Madde 34.- Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Şehir düzeninin bozulmasını önlemek amacıyla yetkili idari merci, gösteri yürüyüşünün yapılacağı yer ve güzergahı tespit edebilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Kanunun gösterdiği yetkili merci, kamu düzenini ciddi şekilde bozacak olayların çıkması veya milli güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi veya Cumhuriye-tin ana niteliklerini yok etme amacını güden fiillerin işlenmesinin kuvvetle muhtemel bulunması halinde belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir veya iki ayı aşmamak üzere erteleyebilir. Kanunun, aynı sebeplere dayalı olarak bir il’e bağlı ilçelerde bütün toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklanmasını öngördüğü hallerde bu süre üç ayı geçemez.

Dernekler, vakıflar, sendikalar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler.

XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler

A. Hak arama hürriyeti

Madde 36.- Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

Madde 13.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 34.- Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü
hakkı, ancak, milli güvenlik ve kamu düzeni sebepleriyle, kanunla sınırlanabilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Madde 14- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36 ncı mddesinin birinci fıkrasına “….savunma” ibaresinden sonra gelmek üzere “ ile adil yargılanma” ibaresi eklenmiştir

Madde 38.- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zaman aşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Ceza sorumluluğu şahsidir.
Genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uy-gulayamaz. Silahlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez.

XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması

Madde 40.- Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.

Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler

I. Ailenin korunması

Madde 41.- Aile, Türk toplumunun temelidir.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
Madde 15- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş,beşinci ve altıncı fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Genel müsadere cezası ile savaş, yakın savaş ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemez.”

“Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez”

“Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.”

Madde 16- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40 ıncı maddesine ikinci fıkra olarak aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“ Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve merciilerine başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”

Madde 17- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin birinci fıkrasına “ ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” ibaresi eklenmiştir.

D. Kamulaştırma
Madde 46.- Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedelinin hesaplanma tarz ve usulleri kanunla belirlenir. Kanun kamulaştırma bedelinin tespitinde vergi beyanını, kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, taşınmaz malların birim fiyatlarını ve yapı maliyet hesaplarını ve diğer objektif ölçüleri dikkate alır. Bu bedel ile vergi beyanındaki kıymet arasındaki farkın nasıl vergilendirileceği kanunla gösterilir.
Kamulaştırma bedeli, nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak tarım refor-munun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir ve peşin ödenmeyen kısım Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddine bağlanır.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.

V. Çalışma ile ilgili hükümler

A. Çalışma hakkı ve ödevi
Madde 49.- Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır.
Devlet, işçi – işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolay-laştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.

Madde 18- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 46 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 46- Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla, kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o
toprağın doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen
taksitlendirmelerde ve her nasılsa ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.

Madde 19- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 49 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“ Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”

C. Sendika kurma hakkı

Madde 51.- İşçiler ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekono-mik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma hakkına sahiptirler.
Sendikalar veya üst kuruluşlarını kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, sendika veya üst kuruluşun faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye başvurur.
Sendikalara üye olmak ve üyelikten ayrılmak serbesttir.
Hiç kimse sendikaya üye olmaya, üye kalmaya, üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
İşçiler ve işverenler aynı zamanda birden fazla sendikaya üye olamazlar.
Herhangi bir işyerinde çalışabilmek, işçi sendikasına üye olmak veya olmamak şartına bağlanamaz.
İşçi sendika ve üst kuruluşlarında yönetici olabilmek için, en az on yıl bilfiil işçi olarak çalışmış olma şartı aranır.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Anayasada belirlenen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı olamaz.

VII. Ücrette adalet sağlanması

Madde 55.- Ücret emeğin karşılığıdır.
Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
Asgari ücretin tespitinde ülkenin ekonomik ve sosyal durumu göz önünde
bulundurulur.

XIII. Sosyal ve ekonomik hakların sınırı

Madde 65.- Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.

Madde 20- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 51- Çalışanlar ile işverenler önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sasihptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hürreyitlerinin korunması sebepleriyle sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil şart ve usuller kanunda gösterilir.
Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.
Sendikalar üzerindeki Devlet denetimi, sendikaların kuruluş ve faliyetlerinin kanunlara uygunluğunu sağlamak amacıyla ve sendika bağımsızlığı ilkesini zedelemeyecek bir biçimde düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşların tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, demokrasi esaslarına aykırı olamaz.

Madde 21- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 55 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur”

Madde 22.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 65 inci maddesi kenar başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

XIII.Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları

Madde 65.- Devlet, sosyal ve ekonomik
alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu
görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynakların ölçüsünde yerine getirir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Siyasi Haklar ve Ödevler

I. Türk vatandaşlığı
Madde 66.- Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlığı kanunla düzenlenir.
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça
vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.

II. Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları

Madde 67.- (23.7.1995-4121) Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.
Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.
Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı, seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tu-tukevlerinde bulunan tutukluların seçme haklarını kullanmalarında, oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hakimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.

Madde 23-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi madde metninden çıkarılmıştır.

Madde 24.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin beşinci fıkrasına “… askeri öğrenciler” ibaresinden sonra gelmek üzere “taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç” ibaresi eklenmiş, mevcut son fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki son fıkra eklenmiştir.

“Seçime bir yıldan daha az süre kaldığı zaman içinde seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, izleyen seçimden sonra yürürlüğe girer.”

III. Siyasi partilerle ilgili hükümler
B. Siyasi partilerin uyacakları esaslar
Madde 69.-(23.7.1995-4121) Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasi partiler, ticari faaliyetlere girişemezler.
Siyasi partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa mahkemesince siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir.
Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68 inci Maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.
Bir siyasi partinin 68 inci Maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir.
Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl düzeyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyruğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır.
Siyasi partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetleme ve kapatılmaları ile siyasi partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.
IV . Kamu hizmetlerine girme hakkı
VII. Dilekçe hakkı
Madde 74.- Vatandaşlar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir.
Madde 25- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 69 uncu maddesinin altıncı fıkrasına aşağıdaki cümle ile altıncı ve dokuzuncu fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve son fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organları veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkca benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.”

“Anayasa mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.”

“Siyasi partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasi partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.”

Madde 26- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü maddesinin birinci fıkrasına “Vatandaşlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ ve karşılıklık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar”; ikinci fıkrasına “sonucu” ibaresinden sonra gelmek üzere “gecikmeksizin” ibaresi eklenmiştir.

ÜÇÜNCÜ KISIM CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI

BİRİNCİ BÖLÜM
Yasama

I. Türkiye Büyük Millet Meclisi

B. Milletvekili seçilme yeterliliği

Madde 76.- Otuz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik veya anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.
Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.

4. Yasama dokunulmazlığı

Madde 83.- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasi parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

Madde 27.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 76 ncı maddesinin ikinci fıkrasında geçen “ideolojik veya anarşik eylemlere” ibaresi, “terör eylemlerine” şeklinde değiştirilmiştir.

Madde 28- Türkiye cumhuriyeti anayasasının 83 üncü maddesinin dördüncü maddesinin dördüncü fıkrası madde metninden çıkarılmış; maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“ Dokunulmazlıkla ilgili işler, Türkiye büyük Millet Meclisine ulaşma tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sonuçlandırılır”

“Dokunulmazlıkla ilgili oylama Genel Kurul’da gizli olarak yapılır.”

“ Milletvekilleri hakkındaki ceza davaları Yargıtay’da görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının yürütülmesi, kamu davasının açılması, hükmün temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir.”

7. Ödenek ve yolluklar

Madde 86.- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar, kendilerine sosyal güvenlik kuruluşları tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez.
Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.

II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri

A. Genel olarak
Madde 87.- Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak; Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere, genel ve özel af ilanına, mahkemelerce veriliş kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

C. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması

Madde 89.- Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edi-len kanunları onbeş gün içinde yayımlar.
Yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Bütçe kanunları bu hükme tabi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.

Madde 29- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 86 ıncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk ve emeliklilik işlemleri kanunla düzenlenir” şeklinde değiştirilmiş; fıkranın sonuna “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklilikleri T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder” ibaresi eklenmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında geçen “sosyal güvenlik kuruluşları” ibaresi “T.C. Emekli Sandığı” olarak değiştirilmiştir.

Madde 30- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 87 nci maddesinde geçen “Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere” ibaresi kaldırılmış; “genel ve özel af ilanına” ibaresinden önce gelmek üzere “ Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile” ibaresi eklenmiştir.

Madde 31- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasına “.. Yayımlanmasını” ibaresinden sonra gelmek üzere “kısmen veya tamamen” ibaresi ile son cümlesinden önce gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“ Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir”

D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
Madde 90.- Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı Devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.

B. Başkanlık Divanı

Madde 94.- Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Katip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.
Başkanlık Divanı, Meclisteki Siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasi parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkalık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi üç yıldır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren on gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir. Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, on gün içinde tamamlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanvekillerinin, katip üyelerinin ve idare amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis İçtüzüğünde belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.
Madde 32.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90 ıncı maddesinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Kanunlar ile milletlerarası andlaşmaların çatışması halinde milletlerarası andlaşmalar esas alınır”

Madde 33- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında geçen “on gün içinde” ibaresi “beş gün içinde” şeklinde değiştirilmiştir.

C. Meclis soruşturması

Madde 100.- Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir.
Meclis, raporu öncelikle görüşür ve gerek gördüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğu ile alınır.
Meclisteki siyasi parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

İKİNCİ BÖLÜM
Yürütme
İ.Milli Savunma

2. Milli Güvenlik Kurulu
Madde 118.- Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanının Başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur.
Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağırılıp görüşleri alınabilir.
Milli Güvenlik Kurulu; Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili kararların alınması ve gerekli koordinasyonun sağlanması
konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve
bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin
korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar
Kurulunca öncelikle dikkate alınır.
Milli Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay Başkanının önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir.
Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Milli Güvenlik Kurulu Başbakanın başkanlığında toplanır.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri kanunla düzenlenir.

Madde 34- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 100 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen “… karara bağlar” ibaresinden önce gelmek üzere “ gizli oyla” ibaresi, ikinci fıkrasının sonuna “bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur.” cümlesi eklenmiş ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır”

Madde 35- Türkiye Cumhuriyeti Anayasanının 118 inci maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde ve üçüncü fıkrasının son cümlesinde geçen “öncelikle dikkate alınır” ibaresi “değerlendirilir” olarak değiştirilmiştir.

“ Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanının başkanlığında Başbakan, başbakan yardımcıları, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Adalet Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Momutanından kurulur”

“Milli Güvenlik Kurulu; Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir.”

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
YARGI
II- YÜKSEK MAHKEMELER
A. ANAYASA MAHKEMESİ

4. Çalışma ve yargılama usulü
Madde 149.- (23.7.1995-4121) Anayasa Mahkemesi, başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale karar verebilmesi için üçte iki oy çokluğu şarttır.
Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; mahke-menin çalışma esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir ve siyasi partilerin temelli kapatılması veya kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasi partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.

ALTINCI KISIM GEÇİCİ HÜKÜMLER

Geçici Madde 15.- 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk Milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla Kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 Sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasaya aykırılığı iddia edilemez.

Madde 36- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu maddesinin birinci fıkrasında geçen “…iptale” ibaresinden sonra gelmek üzere “siyasi parti davalarında kapatılmaya” ibaresi eklenmiş, “üçte iki” ibaresi “beşte üç” olarak değiştirilmiştir.

Madde 37.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Geçici 15 inci maddesinin son fıkrası madde metninden çıkarılmıştır.

GEÇİCİ MADDE.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 87 inci maddesinde öngörülen değişiklik, bu Kanunun yürürlülük tarihinden önce, Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz.

Madde 38- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.

Etiketler: Haber

Türk İnternet'ten buna benzer yazılar için bildirim almak ister misiniz?

ABONELİKTEN ÇIK
Lütfen yorum yapmak için giriş yapın.

GÜNLÜK BÜLTEN ABONELİĞİ

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

DEPREMDE HABERLEŞME SIKINTISI

6 Şubat 2023 - Kahramanmaraş Merkezli Deprem Sırasında Yaşanan Haberleşme Sıkıntısına Dair Bilgiler

YAZARLARIMIZ

blank
Ernur Öktem
  • Tarhan : Kullanıcılara İstediğini Değil İhtiyacı Olanı Vermek Gerekir
blank
Fusun S.Nebil
  • Veripark CEO’su Aslı Derbent Özkan’ı Kaybettik
blank
Innocenzo Genna* / EU telecom regulation expert
  • GDPR Kararı, Meta’nın Kişiselleştirilmiş Reklam İşini Zora Sokuyor
blank
Mehmet Taşnikli
  • Rusya İHA ve Mühimmat Karşılığında, İran’a Siber Silahlar Sağlıyor
blank
turk-internet.com / Bilgi
  • Stalkerware; Sadece Hackerlar Değil, Yakınlarınız da Cihazlarınıza Sızıyor

HAFTANIN ÖNE ÇIKANLARI

  • Veripark CEO’su Aslı Derbent Özkan’ı Kaybettik
  • “Yeni Ek Vergi Uygulamasının Türk Teknoloji Şirketlerine, Girişim Ve Yatırım Ekosistemine Yıkıcı Etkileri Olacaktır”
  • Operatöre Ceza Verdik, Gelecek Depreme Kadar Kötü Haberleşmeyi Unutun
  • Meta’nın Güvenlik Yöneticisi, Yunanlılar Tarafından Hacklendi ve 1 Yıl Takip Edildi
  • Numarası Bilinen Android Telefonlar Hacklenebiliyor

HAFTANIN KELİMESİ

3GPP

3. Nesil Ortaklık Projesi (3GPP), dünya çapında çeşitli mobil (hücresel) ve telekomünikasyon standartlarını geliştiren ve sürdüren bir grup standart kuruluşudur.

3G ile birlikte kurulmuş ve telekom endüstrisinin Birleşmiş Milletleri diye tanımlanabilir. Sonraki nesiller için de standartları belirlemiştir.

Detayı için Wiki-Turk'e bakınız
blank

Bildirimler

Turk-internet.com masaüstü bildirimlerini almak için lütfen buraya tıklayın

Son Yorumlar

  • İngiliz Düzenleyici Ofcom, Bulut Servislerini ve Akıllı Cihaz Pazarını Soruşturuyor için Tolga Kaprol
  • Seçim Yaklaşırken, Kişisel Veriler Kötüye Nasıl Kullanılır? için [email protected]
  • Video Sunan Platformları En İyi Nasıl İzleriz? için Tolga Kaprol
  • Rusya, Meta’ya (Facebook) Erişimi Engelledi için Tolga Kaprol
  • Metaverse, Bir Can Simididir için tkaprol

Haber bültenimize abone olun

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

  • Haber İndeksi
  • Hakkımızda
  • Gizlilik Bildirimi
  • Firmaların turk-internet.com ile Çalışabilirlik Yöntemleri
  • Destek
  • Bize Yazın

© 2021 Turk-Internet.com

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda

© 2021 Turk-Internet.com

Tekrar Hoşgeldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için aşağıdaki formu doldurunuz

Tüm alanların doldurulması gerekiyor. Giriş yap

Şifrenizi geri alın

Lütfen şifrenizi resetlemek için kullanıcı adı veya email adresinizi girin.

Giriş yap
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Gizlilik Bildirimi.