İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Bilgi Edinme Özgürlüğü Kolokyumu’nda Türkiye’deki ifade ve bilgi edinme özgürlüğüne dair önemli kavramlar konuşuldu. Üç oturumdan oluşan etkinlikte, ilk oturumda Bilgi Edinme Hukuku, ikinci oturumda Medya Bağımsızlığı, son oturumda Dijital Özgürlükler konuları akademisyen, hukukçu, gazeteci, bürokrat ve aktivistler tarafından masaya yatırıldı.
Temel bir insan hakkı olarak insanların kendilerini ve ülkelerini ilgilendiren konularda bilgi, belge ve her türlü veriyi, kamusal yetki kullanan kurumlardan edinebilmesini öngören Bilgi Edinme Özgürlüğü kavramı hakkında konferansta farklı disiplinlerden akademisyen, hukukçu, gazeteci, bürokrat ve aktivistler konuştu.
Etkinliğin ilk oturumunda, gazeteci ve sunucu Banu Güven, Av. Arif Ali Cangı ve Av. Emre Baturay Altınok konuşurken, oturumun moderatörü İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz’di.
İkinci oturumda gazeteci Mirgün Cabas, gazeteci Kemal Göktaş ve gazeteci Erol Önderoğlu Medya Bağımsızlığı konusunda görüşlerini belirtti. İkinci oturumun moderatörü ise İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslı Tunç’tu.
Genel olarak 3 konuşmacı da Medya Bağımsızlığı konusunda Türkiye’de problemlerin olduğunu, iktidarın kendi gücüyle medyayı kontrol ettiğini ve gerek basındaki gerekse sosyal medyadaki sansürün günümüzde çok arttığını belirtti.
Gazeteci Mirgün Cabas: “İktidar Partisi Mensupları Tartışma Programlarına Katılmak İstemiyor”
Gazeteci Mirgün Cabas iktidar partisine mensup kişilerin sunduğu programa katılmakta sorun çıkardıklarını, bu kişilerin tartışma programlarına katılmaya istekli olmadıklarını söyledi. Ayrıca belli gazetecilerin ve belli yayınların Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile gezilere gittiklerini ama onlara muhalif olan gazetecilerin asla bu tür gezilere gidemeyeceklerini, bunun da bilgi edinme özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açığını belirtti.
Gazeteci Kemal Göktaş: “İslami Gazeteci Olsanız Bile, Gazeteciliğin Temel İlkelerine Uyulmalıdır”
Gazeteci Kemal Göktaş, 2000’li yıllarda medyanın belirli bir gücü olduğunu, fakat 2002 yılından sonra AKP’nin iktidar olmasıyla medyanın iktidar tarafından işgal ettiğini ve tekelleştiğini söyledi. Sansürler, gazetecilerin tutuklanması, manipülasyon, çarpıtma, hedef gösterme gibi konuların iktidar karşıtı görüşlere uygulandığını belirten Göktaş, “İktidara yakın gazeteci olsanız bile, gazeteciliğin temel kuralları unutulmamalı ve bu kurallara uyulmalıdır” dedi. Medyadaki dönüşüme ait bir kronolojiyi de eksiksiz anlattı. Aşağıda bunu seyredebilirsiniz.
Gazeteci Erol Önderoğlu: “Yayın Yasaklarının Rutin Hal Alması Korkutucu”
Gazeteci Erol Önderoğlu ise bilgi edinme özgürlüğündeki sorunlara örnek olarak 2012’den beri bekleyen soru önergelerini verdi. Önderoğlu “İnsanlara bilgi edinme haklarının verilmemesi, toplumsal çatışmaları besler hale geliyor. Medya ve ifade özgürlüğü insanın temel hak ve özgürlüklerindendir. Ama şuanda Türkiye’de bu konuyu en temel boyutuyla konuşuyoruz. Gelişmiş bir ülkede olsak, bu konu çok daha derin detaylarla konuşulurdu. Yayın yasaklarının rutin hal alması korkutucu” dedi.
Son oturumun moderatörlüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Saka yaparken, Turk-internet.com kurucusu Füsun Nebil, Av. Serhat Koç ve Av. Ali Deniz Ceylan Dijital Özgürlükler konusu hakkında konuştu.
Turk-internet.com kurucusu Füsun Nebil: “Sivil Toplum Etkili Oluyor, Mücadeleye Devam”
Oturumda Turk-internet.com kurucusu Füsun Nebil, websitesi kapatmalarının ve engellemelerin tarihçesini anlattı. Fusun Nebil, “2005’teki Mü-Yap engellemeleri site kapatmalar için emsal karar oluşturdu. Böylece İnternet Kanunu 5651’e giden 2 ana yoldan birisi açıldı. İkinci yol ise Bilişim Polisleri’nin oluşturulmasıydı.” Nebil yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: Kanunların takip edilmesi, halkın, hakim ve savcıların bilinçlenmesi ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile ilişkilerin güçlenmesi.
Av. Serhat Koç: “Yasaklara Karşı Birlik Olup Birlikte Hareket Etmemiz Gerekiyor”
Av. Serhat Koç bu olaylardan rahatsız olan ve benzer düşünen insanların biraraya gelmediğini, bunun da karşı taraftaki sansür uygulamak isteyen grubun işini kolaylaştırdığını söyledi. “STK’lar ve insanlar arasında birliktelik olması lazım ki yasaklara karşı gelelim.” Av. Ali Deniz Ceylan ise Suç ve Ceza kararlarında problemler olduğunu, site için erişim engelleme kararı çıktığında kararın tebliğ edilmediğini ve site kapatma kararına insanların itiraz haklarının ellerinden alındığını belirtti.