Telekominikasyon sektörünün enerji ile birlikte Türkiye’nin en önemli sektörlerden birisi olduğunu vurgulayan Vorkink, hükümetin ekonomik sorunlara yönelik attığı kalıcı ve köklü adımlar bulunduğunu bu yöndeki adımlar için hükümete desteklerini sürdüreceklerini söyledi. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bilgi ve iletişim teknolojilerinin geliştirilmesiyle ekonominin ciddi bir ivme kazanacağına vurgu yapan Vorkink, tam rekabet şartlarının sağlanması ve serbest piyasa beklentilerinin boşa çıkarılmadan uygulanması gerektiğini kaydetti.
Telekominikasyon sektöründeki en önemli iki sorununu Türkiye’nin doğusu ile batısı arasındaki yatırım farkları ve vergi yükleri olarak tanımlayan Vorkink, ” Şu anda ülkenizdeki telekom gelirlerinin üçte ikisi vergiye gidiyor.
Mali kazançlar açısından ilk bakışta boş gibi gözüken yüksek vergiler telekom sektörünün gelişmesindeki en büyük engeldir” dedi. Avrupa Birliği’nin 2010 yılı hedefleri arasında bilgiye dayalı ekonomiyi ön gördüğünü hatırlatan Vorkink, Türkiye’nin telekominikasyon sektörü açısından 171 OESD ülkesi arasında 71.ci sırada olduğunu enformasyon teknolojilerinin yaygınlaştırılması için Türkiye’nin bu sıranın çok daha önlerine geçmesi gerektiğini vurguladı. Rekabet kurumu Başkanı Mustafa Parlak ise türk telekominikasyon sektörünün serbestleşmesi konulu konferansında 1 Ocak 2004 tarihi itirabiyle sona eren Türk Telekomun tekel haklarının piyasaya rekabetçi bir şekilde açılması gerektiğini vurguladı. Telekominikasyon sektörünün mevcut haliyle tekel döneminden kalma yasalarla idare edildiğini hatırlatan Parlak, bunun yasaların tek bir çatı altında toplanarak ele alınması gerektiğini kaydetti. Parlak elektronik haberleşme yasa taslağına atıfta bulunarak Ulaştırma Bakanlığı’nın sektörün serbestleştirilmesinin yolunu açacak çalışmalara hız vermesi çağrısında bulundu.
“Serbestleşmenin sağlanmasında yeterince vakit kaybedildi artık gecikmeye tahammülümüz yok. Türkiye telekom sektörünü özelleştirmeyi ve serbestleşmeyi geciktirerek dezavantajlı durumdaydı. Bunu avantaja çevirmek için iyi bir fırsatımız var. Ama bunun için beklemeye tahammülümüz yok.” diyen Parlak telekominakasyon sektöründe yapılacak işleri şu şekilde sıraladı:
“Piyasaya girecek operatörlerin erişim ve ara bağlantı ücretlerinin acilen belirlenmesi uzun vadede ise yatırım teşviklerini getirecek düzenlemeler yapılması gerekiyor. Kablo TV ve sabit kablosuz teknolojilere ilişkin yetkilendirmeler yapılması ana telekominikasyon şebekesine erişim sağlayacak düzenlemelerinin tamamlanarak yürürlüğe girmesi gerekiyor. Türk telekomun özelleştirmesi konusunda ise özelleştirmenin gelir elde etme amacına yönelik değil piyasanın uzun vadede serbestleşmesine zemin oluşturacak şekilde yapılandırılması gerekiyor. Özellikle türk telekomun internet servis sağlayıcılığı faaliyetlerinin ayrı tüzel kişiliğe kavuşturulup tam rekabetin oluşturulması gerekiyor.”
Telekominikasyon Kurumu kurul üyesi Hüseyin Edis, Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri arasında serbestleşme sonrasında yaşanan en önemli gelişmelerin sektörün gelirlerini artırma ve tüketici memnuniyeti konularında yaşandığını söyledi. Serbestleşme sonrasında telekominikasyon sektörlerinin ekonomiye olan katkılarının arttığının altını çizen Edis, tarifelerin düşürülmesi ile hizmet maliyetlerinin de düşeceğini hatırlattı. Edis, en kritik alan olarak tanımladığı İnternet hizmetlerinin verilmesi konusunda Türkiye’nin köklü değişiklikler yapması gerektiğini vurguladı. Edis konuyla ilgili şunları söyledi:
“Gerekirse internet ücretsiz olsun, herkes ucuz internet erişimine sahip olsun. Bu Türkiye’nin gelecek bin yılının nasıl şekilleneceğinin göstergesi olur . İkinci olarak ta yüzde 65’leri bulan vergi yükünün KDV oranına kadar düşürülmesi gerekiyor. Çok ağır bir vergi yükü taşıyoruz. Sektörün önündeki en büyük engel olan bu vergilerin kaldırılması için hükümete tekliflerimizi ilettik. İdari ve yasal tekliflerle bunun takibi gerekiyor.”
Edis tarife belirlemede geciken Türk Telekom A.Ş’nin ücretlerinin Avrupa Birliği seviyelerine çekerek rekabet şartlarına uyması gerektiğinin altını da çizdi.