“2001 Nasıl Geçti” dosyamız kapsamındaki yazının dünkü bölümünde BİLİŞİMSİZLİK MALİYETİni oluşturan kavramlar belirtilmişti. Bu bölümde konu daha detaylı inceleniyor. İlk bölümü Değişim, Değişim, Değişim… başlıklı yazıdan okuyabilirsiniz.
Birinci grup için örnekler ve bu ana kadar ölçülmeye çalışılan kayıplara örnekler şunlardır;
- Temelleri 24 sene öncesinden atılmış olsa da “Ulusal Birey Kayıt Sistemi” nin hala kurulamamış olması. Bu projenin gecikmesi nedeniyle, bireyin kaydı ülke genelinde, en az 10 ayrı yerde tekrarlı olarak tutulmaktadır. Bu durum, kötüye kullanım zemini oluşturabildiği gibi inanılmaz BİLİŞİM ek uygulama maliyetini de birlikte getirmektedir. Türkiye Bilişim Vakfı’nın yürüttüğü çalışmada sadece MERNİS projesi için uğranıldığı ifade edilen zarar, yılda 10 Milyar $ dır.
- Maliye Bakanlığını VEDOP projesi başarıyla uygulanmaktadır. İlk bulgulara göre iki yıllık uygulama ile alınamayan vergi oranları % 45 lerden % 20 lere düşmüştür. Böylesine önemli devlet girdisi oluşturan proje, on yıl önce uygulamaya alınsaydı ve olumsuzluklar, edinilen tecrübelerle sıfırlanabilseydi toplam vergi miktarının % 25 dilimi ile 10 yılın çarpımı kadar girdi elde edilecekti.
- MEB “Bilgisayar Destekli Eğitim” projesi hala uygulamaya alınamamıştır. Dünyanın, verimlilik eğitimden geçer yaklaşımına ters olan bu sürecin kayıpsal maliyetini ölçmek mümkün değildir ve çok yüksektir. Sadece, satın alındığı halde atıl olan bilgisayar ve yan birimlerinin maliyetini kayıtlardan ölçebiliriz.
İkinci grup için örnekler ve bu ana kadar ölçülmeye çalışılan kayıplar şunlardır; - Sosyal Güvenlik kuruluşlarımızda(SSK, BAĞKUR) hala sağlıklı otomasyon çalışmaları uygulanamamaktadır. Böylesine önemli ve çok tarafı ilgilendiren yapılarda, tarafların olumsuzluğa olabilecek katkılarını yok edebilmenin yolunun BİLİŞİM uygulamaları, olduğu açıktır. Bu kurumlarımızda, doktorun yazdığı ilaçla aynı reçeteye bağlı olarak eczaneden alınan ilaç arasındaki yıllık fark 4 milyar $ dır. (Devletin Bakanı söylemiştir) Yozlaşmanın, kolaycılığın ve haksız kazançların ortaya çıktığı bu gibi unsurlar yok edilmek zorundadır. Keşke yitirilen bu paralar sağ cebimizden çıkıp sol cebimize girseydi. Tam tersi, cebimizden çıkıp yabancının cebine girmektedir. Oysa ki, benzer çalışmayı Emekli Sandığı kuruluşumuz yapmış, büyük ölçekte yarar sağlamış ve beğeni kazanmıştır.
- Yerel yönetimlerimiz hala beklenen seviyede otomasyona geçememiştir. Emlak Vergilerini toplamadaki kaçaklar % 35 ler mertebesindedir. Oysa ki, kesinlikle hakim olduğumuz tekniklerle (GIS vb), cadde ve sokakları numaralanmış ve kimin nerede oturduğu bilinen bir yapıda, bireylerin belediyelere gitmeden tüm ödemelerini yapabildikleri ve ödemeyi yapmayanın anında takip edildiği sistemlerin kurulması gerçekten mümkündür. (Bankalarımızın kredi kartları ödemelerini başarıyla takip etmeleri gibi).
- Ülkemizde hala önemli ölçüde ücretlendirilemeyen su ve elektrik kullanımları mevcuttur. Bu, sade vatandaşın paralarıyla uyanık vatandaşın kullanımlarının karşılanması anlamına gelmektedir. Söz konusu kaçaklar % 20-30 lar mertebesinde olup çok yüksek bir orana sahiptir ve parasal karşılığı oldukça önemlidir.Son iki yılda tahsil edilemeyen kaçak elektriğin bedeli 5 milyar $ dır.
Üçüncü grup için örnekler ve bu ana kadar ölçülmeye çalışılan kayıplar şunlardır; - Türkiyemiz ekilebilir arazisini sağlıklı olarak bilmemektedir. Gelişmiş bir GIS sistemi rahatlıkla bu bilgiye erişmemizi olanaklı kılacaktır. Ekilebilir arazimizde hangi tarım ürününün yüksek rekolte vereceğini bilmemektedir. Toprak analizleri ve rekolte ilişkisi bunu kolaylıkla sağlayacaktır. Tüm bu bilinmezler içerisinde, yerleşim yerlerinin doğru belirlenmesi, ulaşım yollarının sağlıklı yapılanması ve bu arazilere yakın seçilmesi kararları alınamamaktadır. TBD Kamu-BİB’ in yaptığı bir simülasyonla özellikle elde edilebilecekken, ekimsel bilmezlikler nedeniyle ekilemediğinden veya yanlış ekildiğinden elde edilemeyen parasal girdinin yıllık ederi 4 milyar $ dır.
- Aynı durum enerji yatırım politikalarımızda mevcuttur. Optimum planlama yapılamamaktadır. Gerekçe olarak alt yapısal ve üst yapısal bilgi eksiğimizi gösterebiliriz. Ölçülmüş bir kayıp envanteri mevcut değildir.
- “Hasta Kayıt Sistemi” kurulamamıştır. Burada sözü edilen gelen hastanın bilgisinin tutulması değildir. Amaç, toplum hekimliği olgusunun oluşturulması ve hasta rezervasyon sisteminin kurulmasıdır. Böylece, hem hastaneler, sağlık ocakları ölçüsünde hem de hasta veya sağlıklı insanın muayene zamanlarının belirlenmesi ve gereksiz kayıpların önlenmesi bağlamında sistem kurulmasıdır. TBD Kamu-BİB’ in yaptığı bir ölçüm, gereksiz yere hastanelere gitmelerde, gerekli gidilse bile muayene olmadan geri dönüşlerdeki sadece yollarda harcanan benzin maliyetinin yılda 100 Trilyon T.L. olduğunu göstermektedir.2001 yılının BİLİŞİM camiası için beklenenleri karşılayabilecek nitelikte geçtiğini söylemek zordur. Ancak, 2001 yılı sonunda alınan bir karar umutsuzlukları bir kenara bıraktırmış ve gerçekten umut dolu ışıklar yaratmıştır. 10-12 Mayıs 2002 tarihinde yapılacak olan “Türkiye Bilişim Şurası”.Devletimizin şura oluşumu için gösterdiği kararlılığı şura sonrasında da göstereceğine ve sorunlara sahip çıkıp çözümler oluşturacağına inancımız tam olmalıdır ve her bir birey bu kapsamda katılımcı olmalıdır.