İnternet kullanıcılarını blog yazmaya teşvik etmeyi ve Türk internet sektörüne zengin ve özgün içerikler kazandırmayı hedefleyen 2009 Blog Ödülleri, geçtiğimiz Cumartesi günü Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirilen sade bir törenle sahiplerini buldu. Toplam, 1436 blog’un başvurduğu yarışmada 42 blog ödül almaya hak kazandı.
Hafta sonu güzel bir günde gerçekleşmesine karşın blog dünyasından çok sayıda kişinin etkinliğe katılımı dikkati çekti. Moderatörlüğünü Blog Ödülleri Yarışması’nı düzenleyen Bloglama’nın kurucularından Eray Endeş’in, yaptığı blogger paneline iştirak edenler rasgele salonda bulunan bloggerlar arasından seçildi. Panelin, en genç ve tek kadın üyesi olan Dobişko Genel Koordinatörü Elif Yılmaz, şunları söyledi;
Ben aslında blog yazmıyorum. Blogumda sadece 2 tane yazım var. Bu, biraz da tembellikten kaynaklanıyor. Şu anda tasarımcılık yapıyorum. Dobisko.com adında bir mekan rehberimiz var. Onun genel koordinatörüyüm. Dobisko, örneğin bir Eskişehir’de köfteciye gidecekseniz size buradaki mekanları yorumlarla birlikte gösteriyor.
Web 2.0 hakkında çok seminerler veriliyor, ama hiç kimse bu web 2.0’ın yönetiminden bahsetmiyor. Ben, fırsatım olursa bu konuya ağırlık vermek istiyorum.
Günde 18 saati bilgisayar başında geçiriyorum. Daha çok Twitter ve Friendfeed’den yazıyorum. Yazılarımı takip eden 340 kadar okuyucum var. Genellikle, yazılarımı düzenli olarak takip ediyorlar. “Hastayım” dediğim zaman nane, limon kaynatmam gerektiğini söylüyorlar. Sanıyorum, yeme-içmeyle ilgili ve eğlenceli bir konuda yazdığım için beni takip ediyorlar.
Aslında, blogger olmak gibi bir hayalim yok. Henüz 19 yaşındayım. Amacım, insanların aradıkları damak tadlarını bulmalarında onlara yardımcı olabilmek.
Burak.com’dan, Burak Bayburtlu da, arkadaşlarıyla sürekli temas halinde olmayı ve yazmayı çok sevdiğini söyledi. Küçük elektronik cihazların ilgi alanına girdiğini belirten Bayburtlu, Türkiye’de, belli isimler dışında kimsenin bu konuda yazmadığını gördükten sonra yazmaya başladığını söyledi.
Davuttopcan.com’un kurucusu olan Davut Topçan, 2007’den beri aktif olarak yazdığını ve vaktinin büyük bir bölümünü, ağırlıklı olarak kendisi gibi kanser hastalığıyla mücadele edenlere adadığını söyledi. Daha önce kanser hastalığı geçirdiğini ve şu anda ikinci kez hastalıkla mücadele etmek durumunda kaldığını belirten Topçan, doktorların; “ne olacağın belli değil” demeleri üzerine kanser ile ilgili araştırmalar yapmaya ve konuyla ilgili doğru bilgileri yazmaya başladığını söyledi.
Hastalığın, en önemli unsurlarından birinin ‘umut’ olduğuna dikkati çeken Topçan, kanser hastalarına blogu aracılığıyla umut vermek istediğini söyledi. “Her Şeye Rağmen Yalnız Değiller” isimli bir sosyal sorumluluk projesi de başlattığını ifade eden Topçan, bir ölçüde de olsa toplumun dışına itilen hastalara destek vermek istediğini söyledi.
Günlüklerini Manhem isimli blogunda bir araya getiren Fatih Taşkıran, 2002 yılından beri yazdığını anlattı. Tasarımcılık eğitimi aldığını belirten Taşkıran, mesleki bilgilerini kendi adını taşıyan yeni blogu fatihtaskiran.com’da paylaştığını ifade etti.
Blog açmak isteyenlere destek sağlayan Blogdestek’in kurucusu Burak Dönertaş da, 2002’den beri blog yazdığını ve bunun, insanın var olduğunu anlayabilmesinin en önemli yöntemlerinden biri olduğunu söyledi.
Bir diğer panele konuşmacı olarak katılan, Ntvmsnbc.com Genel Yayın Yönetmeni Ebru Çapa, blog yazarlarının habere katkıları konusundaki bir soruya cevap verirken gazetecilerin, olayları aydınlatmakla yükümlü olduklarını belirterek, haberi yine habercilerin yapmasından yana olduklarını söyledi. Çapa, yer verecekleri blog yazarlarının daha çok gusto ve gezi gibi ürün ve pazarlama içermeyen konulara odaklanacaklarını ifade etti.