Compex 2001 Fuarı çerçevesinde düzenlenen, İnternete Radikal Yaklaşımlar seminer programında “GSM ve Mobil İletişimde Son Tango” başlığı altında sunumlarını yapan Ericsson ve Raks firmaları,mobil iletişimde yeni teknolojiler ve oyuncularıyla ilgili gelişmeleri aktardılar.
Ericsson Crea-World Pazarlama Müdürü Cenk Kırbaş ve Raks Telekom Genel Müdür Yardımıcısı Türkmen Deniz şu bilgileri verdiler.
Cenk Kırbaş / Ericsson Crea-World Pazarlama Müdürü
Sektöre baktığımız zaman, bir çok yeni teknolojinin geldiğini görüyoruz. CPRS şu anda var, UMTS de yakında gelecek, bunun yanısıra birçok gelişme ve yeni teknolojiler ortaya çıkıyor. Yeni çıkan teknolojiler, paralelinde yeni iş yapma mantıklarını ortaya çıkarıyor. Örneğin, internet üzerinden çiçek siparişini ele alalım. Bu süreçte işin içine bir çok oyuncu giriyor. Klasik işleyişinden farklı olarak, reklam veren, servis veren, ücret tahsil eden gibi bir çok yeni oyuncular oluşuyor.
Teknolojiler değiştikçe, operatörlerin üzerine daha fazla yük biniyor. Çeşitli servislerin artırılması, servislerin içerisine yeni birimler eklenmesi gibi değişik yeni devinimler getiriyor ve sonuçta para döngüleri de bir ölçüde değişiyor. Artık sadece görüşmeleri yaptırmak değil, bu bilginin sahibi kimse, o da bu durumdan para kazanmaya başlıyor.
Türkmen Deniz / Raks Telekom Genel Müdür Yardımcısı
Dünya ve Türkiye üzerinde mobil telefon patlaması var. Dünyada 2001 yılı sonunda 500 milyon, 2005 yılında ise 1.4 milyar mobil telefon abonesi olacağı bekleniyor. Türkiye’de ise 2004 yılında ülke nüfusunun % 55’i oranında olacağı söyleniyor.
Gelişen teknolojiler doğrultusunda, mobil network üzerinden bizlere sunulacak yeni iş modelleri ve yeni ürünler üzerinde durduk. 2002 yılının ilk çeyreğinde CPRS modeline geçiyoruz. Teknoloji geliştikçe uygulamalar da değişiyor. Operatörler, yaptıkları lisans ödemelerini karşılayabilmek için ses teknolojisi yaratmak bunun gibi başka uygulamalara gerek duymakta. Klasik olan ses bazlı mobil operasyon, kendisini gittikçe ses ve data bazlı mobil operasyon ve ürünlere devretmekte. Bunun örneği son iki-üç yıl içerisinde gayet başarılı bir şekilde Japonya’da NTT DoCoMo tarafından uygulanıyor. Japonya, Avrupa ve Amerika modeli açık olarak belli. Fakat Türkiye modeli hakkında hala soru işaretleri var.
NTT DoCoMo operatör olarak, teknoloji geliştirme ve altyapı operasyon yürütme işine odaklandı. Bu altyapı içersinde hizmetlerini sunmak isteyen diğer portaller, ISS’ler, uygulama geliştiriciler, yazılımcılar, oyun geliştiriciler kim olursa altyapılarını açtı. Buna açık model diyoruz. Avrupa, belli başlı ortaklıkları olmasına rağmen daha kapalı bir sistem. Amerika modelindeki fark ise, bilhassa mobil internete baktığımız zaman çok uzun tarihi ve büyük bir başarısı var. Örneğin Yahoo’nun milyonlarca abonesi var “eğer istersen benim abonemi kullanabilirsin” diyor, dolayısı ile Amerika modelinde ISP’ler operatörlere dikte ediyorlar. Burada operatörlerin dışarıdaki gruplara yaklaşımlarını görüyoruz. Türkiye ise henüz belli bir model üzerine oturmuş değil. Ancak diğer alanlarda olduğu gibi, daha çok Avrupa modeline kaydığını gözlemliyoruz.