Teknoloji dünyasının devleri olarak görülen Apple ve Google geçtiğimiz haftalarda 2 farklı olayda zayıf yönlerini sergilediler. Söz konusu vakalar değerlendirildiğinde, Google için mobil ödeme sistemleri, Apple için ise reklam platformu hala istenen düzeye ulaşmamış gözüküyor. Yaşanan patent savaşları ve regülasyon kararları ise iki devin işini daha da zorlaştırıyor.
Apple ve Google, kendi çekirdek işletmelerinde ve ana pazarlarında rakipsiz olarak görülen iki büyük teknoloji devi. Google arama motoru, reklamcılık ve online yazılım pazarlarında ciddi bir hakimiyet kurmuş durumda. Öte yandan Apple ise cihaz tasarımı ve kullanıcı deneyimi açısından kendi pazarında tartışmasız ilk sırada. Ancak son 10 gün içerisinde, bu iki dev ismin de çekirdek pazarları dışındaki önemli sahalarda son derece zorlandıklarını gördük. İki firma açısından da yaşanan olumsuzlukların ortak noktası, girilmek istenen yeni pazarlarda yaşanan sıkıntılar olarak göze batıyor.
Google firması, arama motoru alanındaki deneyimini online reklamcılık sektöründeki baskınlığı ile bir araya getirerek mobil alanda da sağlam bir yer edinmiş durumda. Ancak Google, gelir modelini sadece reklamcılık uygulamalarıyla sınırlandırmak istemiyor ve yeni alanlara açılmayı deniyor. İşte bu amaçla geliştirilen mobil ödeme sistemi Google Wallet da, ilk duyurulduğunda oldukça ilgi çekmişti. NFC (Yakın Saha İletişim) teknolojisinin bir ürünü olan bu uygulama sayesinde, Google firması mobil ödeme sistemlerini de gelir kalemlerinden birisine almayı deniyordu.
Ancak 10 gün kadar önce, Google Walet uygulamasında oldukça basit ama ciddi bir güvenlik açığı tespit edildi. Google Wallet’ın kullanıldığı cep telefonlarında Google Wallet hesabı sıfırlanırken, yüklenilen Wallet kart bilgilerinin silinmediği ve rahatlıkla istismar edilebileceği ortaya çıktı [1]. Google söz konusu açıkla ilgili çalışmalara başladığını duyursa da, bir süre sonra Google Wallet uygulamasını geçici olarak yeni üye alımını durdurmak zorunda kaldı. Google Wallet ilk olarak pazara sunulalı 6 ay geçti ve bu süre zarfında sadece Sprint’ten operatör desteği alabildi.
Apple ise, iPhon ve iPad gibi tasarım harikaları ile tanınan bir firma. Ancak Apple için sadece donanım üretmek veya iTunes gibi dosya ve uygulama platformları oluşturmak yeterli gelmiyor. Apple, en büyük rakiplerinden birisinin yani Google’ın en güçlü olduğu alan olan reklamcılık alanına da bir giriş yapmanın peşinde. Bu amaçla oluşturulan iAd platformu, ilk anda cazip bir fikir gibi görünüyordu.
Ancak Google firması, AdMob alımı ile mobil reklamcılık pazarında da güçlenince, Apple’ın bu hamleye yanıtı hiç beklenmeyen bir biçimde iAd platformunun üyelik ücretlerini düşürmek oldu. Apple, çekirdek işinde fiyat yüzünden kendisine yöneltilen tüm eleştirilere kulaklarını kapaması ile tanınan bir firma. Bu firmanın reklamcılık alanında tabiri caizse “fiyat kırmaya” çalışması, Apple’ın hanesine kötü bir hamle olarak yansıdı.
iAd platformu ilk duyurulduğunda kampanya paket fiyatları 1 milyon Dolar seviyesindeydi. Geçtiğimiz yıl bu rakamda ciddi indirimler açıklandı ve fiyatlar 300.000 – 500.000 Dolar seviyesine dek çekildi [2]. Şimdi ise aynı kampanya paketlerinin 100.000 Dolardan satılmakta olduğu söyleniyor. Bu düşüş, Apple’ın reklamcılık platformundaki başarısızlığı da gözler önüne sermekte.
Özetle, teknoloji dünyasının devleri en iyi oldukları alanda hala son derece dominant bir pazar payına sahipler. Ancak bu devler yeni gelir kalemleri yaratmak için maceraya atıldıklarında, ne kadar büyük olsalar da ciddi tökezlemeler yaşıyorlar. Google firması hala arama motoru ve reklamcılık dışında girdiği onca işe rağmen herhangi bir alanda (ticari anlamda) ciddi bir başarı yakalayabilmiş değil. Apple da benzer bir biçimde tasarım harikaları yaratmak ve ekosistem oluşturmak dışında oldukça başarısız bir görüntü çiziyor.
[1]- Google’ın E-Cüzdan Uygulamasını Kırmak Sanılandan da Kolay Çıktı