İngiliz basın ajanslarına göre, Britanya’ya bağlı istihbarat kuruluşları Trump’ın “Rus ortaklığını” daha önce ABD’li ajanlara bildirmişlerdi ancak CIA ve FBI, diğer istihbarat kuruluşları Britanya’nın bu uyarılarını dikkate alamadıklarıyla iglili yeni söylentiler var. Sözkonusu haberler gerek Britanya hükümeti gerekse ABD’ye bağlı servisler henüz yalanlanmadı. Perşembe günü The Guardian’ın basılı gazetesinde bununla ilgili epey ayrıntılı bir makale kaleme alınmış ve bu makalede Krallık’ın seçimlerden önceki 5-6 ay boyunca Trump-Rusya ortaklığıyla ilgili istihbarat edindiklerini yazıyordu. Krallık’ın hükümet iletişim başkanlığı (GCHQ) Trump’ın seçilmesinden önceki süreçte, şüpheli veya bilinen Rus ajanlarını araştırmışlar, üstelik edindikleri bilgileri Almanya, Fransa, Hollanda gibi avrupa ülkeleriyle paylaştıkları belirtiliyor..
ABD, uzun zaman boyunca Trump’ın Rusya ile gayri-resmi bir ilişki içerisinde olduğunu eylülden bu yana belirtiyor. Trump, ABD başkanlığına seçilmesinden itibaren ülkedeki medya kuruluşları ve istihbarat ajansları sık sık seçimlerin tekrar edilmesinden söz etti, seçimlerin internet kullanılarak manipüle edildiğini düşündüler ve Rusya’nın direkt olarak müdahalesinden bahsediyorlardı. Yavaş yavaş bu istihbaratların nerelerden geldiği ortaya çıkıyor. Bu istihbaratların en önemli kısmı ise Trump’ın seçim çalışmaları için seçtiği Big Data şirketi olan Cambridge Analytica’nın ana merkezi olan İngiltere olması oldukça manidar.
Üstelik; İngiltere’nin bu konuda istihbarat toplamaya başladığı zamanlar yaz dönemini işaret ediyor; yani Donald Trump’ın Cambridge Analytica ile anlaştığı zaman ile oldukça yakınlığı var. İngiliz kaynaklarının Trump’ın olası Rus ortaklığından, Trump’ın Cambridge Analytica işbirliğinden önce istihbarat topladığı ancak CIA ve FBI’ın bu istihbaratlara, her nedense Cambridge Analytica işbirliğinin sonrasında yanıt vermeye başlamış.
Konuyu The Guardian’a taşıyan “isimsiz kaynak” ise şunları belirtti: “ABD ajanları uyuyakalmış gibi davrandılar. Avrupalı ajanlar sürekli Trump ile Rus istihbarat ajansları arasındaki ilişkiyi biliyordu ve bunu raporluyordu”.
Trump’ın olası Rus ortaklığını ele veren Big Data mı oldu?
Konuyla ilgili haberlerde bir başka “isimsiz kaynak” ise Trump’ın yaz ayları itibariyle PR çalışmalarına Big Data’yı da dahil ettiğini söylüyor. Burada kesinlikle Cambridge Analyica’dan söz ediyor olsa gerek; Trump seçim kampanyalarını bir reklam şirketiyle değil, Big Data firmasıyla yürüttü. Cambridge Analytica, Trump’ın konuşmalarının internete nasıl yansıdığını, verilere göre analiz ederek Trump’a raporladı ve beğenilen ve beğenilmeyen konuşmalarını bu raporlar çerçevesinde revize etti. Yani, Trump’ın Twitter’la başkan olduğu kısmen doğru bir söylem.
Big Data, loglamalar, Data Mining… Bunun gibi bilimsel çalışmalar artık insanları ve kurumları gittikçe daha da şeffaflaştırıyorken, uzun zamandır konuşulan Trump-Rus ortaklığını da Big Data deşifre etmiş olabilir. Zira, İngiliz ajanların, bu ortaklıkla ilgili istihbarat toplamaya başlamasıyla Trump’ın Big Data’yı kullanması; üstelik Big Data’yı bir İngiliz şirketle yürütmesi hem zamanlama açısından hem de, ABD’nin bu istihbaratlara verdiği tepki açısından benzerlikler var. Zaten Trump’ın bazı aşamalarda zaman zaman iş süreçlerinde Big Data’yı 2014’ten beri kullanıyordu. Bu da Trump’ın her hareketinin gözlemlenmesine, Trump ile ilgili daha detaylı bilgi edinilmesine neden oldu. Şu büyük veri denen analitiğin nimetinden faydalanan kurumların, bir şekilde “gizli” yönlerinin ortaya çıkması artık tesadüf değil, verilerin sadece tarafların arasında kalmadığının bir göstergesi.