Corona virüsü nedeniyle evlerine kapanan tüm dünyada, bazı alanlarda çok uzun yıllarda gelişecek olan dönüşümler bir iki hafta içinde gerçekleşmek durumunda kaldı. Bunların arasında eğitim öğretim faaliyetleri başta geliyor.
Öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz, normal şartlarda önemli avantajları da beraberinde getiren uzaktan eğitim araçlarını hızlı bir biçimde damdan düşerek kullanmak zorunda kalıyorlar. Elbette bu süreçte yaşanabilecek birtakım olumsuz deneyimler olacak, geçiş döneminde sancılar olacaktır. Ancak bu dönemin sonunda, pandemi ortadan kalksa bile tüm dünyanın eğitim sisteminde kalıcı değişikliler olacak ve bu yeniliklerin avantajları, klasik eğitime ek olarak yaşamaya devam edecektir. Bu nedenle bu dönüşümde doğru ve başarılı yerde olup önde olmanın, zaten geçmişte birçok sorunlardan muzdarip olan eğitim sisteminin problemlerini bu teknoloji sayesinde belki de hafifletmenin yollarına bakmak gereklidir.
Uzaktan eğitim için birçok ücretli ve ücretsiz araç gereç sunuluyor. Bunlar arasında büyük oyuncular Microsoft, Cisco, Google, LiveStorm, Zoom gibi kurumsalların yanında Jitsi, Big Blue Button, Riot, Apache OpenMeetings gibi açık kaynak alternatifleri de mevcut. Kurumsal firmalar çoğunlukla eğitim faaliyetlerini hele pandemi döneminde büyük ölçüde ücretsiz yapabiliyor ticari kullanıma ya da ek özelliklere ücret talebi ile varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bu yazıda Zoom ile ilgili dedikoduları diğer ürünleri de dikkate alarak yorumlamaya çalışacağım.
ZOOM Nedir?
Zoom adlı firmanın uzunca bir süredir Cisco telekonferans yazılımlarındaki performans sorunlarından şikayet eden bir girişimci tarafından kurulmasının üzerinden geçen yıllar içinde firma değeri 65 milyar dolara kadar çıkmış durumda. Gerek ücretsiz, gerek ücretli versiyonları, özellikle videoda gecikme olmadan görüşme yapılmasını sağlaması ve slayt paylaşımının kolaylıkla yapılması nedeniyle tercih edilenler arasında.
Kullanıcılar sisteme kaydoluyorlar, bu kayıtlı kullanıcılar telekonferans sınıfı açıp diğer kullanıcıları link paylaşımı ya da davet ile şifreli ya da şifresiz içeri alabiliyorlar.
Bu noktada aslında gerçek fiziksel sınıfta da (özellikle üniversitelerde) olabilen tüm telekonferans sistemlerinde olabilecek sorunlar gündeme geliyor. Derse daha önce görmediğiniz bir öğrenci gelip pankart çıkartabiliyor. Ya da kız arkadaşı ile birlikte ders dinlemeye gelen öğrenci olmayan bir genç dersinizde bulunabiliyor. İşte bu gibi temelde kimlik niteliği olan sorunlar sanal ortamda daha dikkatli olmayı gerektiriyor. Davet üzerine daha çok kullanım alışkanlığı olan kullanıcılar girişe şifre konmamış odalar kullandıkları ve bu odaların numaraları bir biçimde istenmeyen kişilerin eline geçtiğinde odalara bu kişiler dinleyici olarak girip söz isteyip konuşma hakkına sahip olabiliyorlar.
Bu nedenle ZOOM odaları maalesef güvensiz diye bir yanlış algı oluşmuş durumda. Aslında güvensiz bir durum yok. Odanın kapısını herkese açık SİZ bırakırsanız herkes girebilir. Aslında bunun da kolayı var, girenlere otomatik olarak konuşma ve video gönderme hakkını vermediğiniz sürece bu durumda da bir sorun çıkmayacaktır.
Askerde çok yaygın olarak kullanılan çift taraflı parolanın yıllar boyunca evrim geçirerek bu haline geldiği ve başarılı olduğu tartışma götürmeyen bir konudur. Hem gelenin nereye geldiğini bilmesi ve emin olması, hem de karşılayanın gelenin kim olduğunu bilmesi ve emin olması, genel güvenlik prensibidir. Bu yazıyı okuyan herkesin bu konuda hassas olması tüm problemleri çözecektir.
Cep telefonlarına yüklenen ZOOM yazılımından kredi kartı bilgilerinin çalınması gibi söylentiler ise tamamen asılsız olup rakip üretici firmaların doğrudan bir saldırısı olarak yorumluyorum. Örneğin geçtiğimiz günlerde Amerikan ordusunun elemanlarına Zoom kullanmama yönünde bir talimat verdiği dedikodusu, ordu tarafından yalanlandı. Ancak çamur at izi kalsın atasözümüz de boşuna oluşmuş bir atasözü değildir.
Birkaç gün sonra bu ücretli kurumların Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşma yaptığını görürseniz hiç şaşırmayın ve beni hatırlayın.
Bu süreçte herkesin genel anlamda dikkatli olması gereklidir. Sözü edilen problemler her platformda olabilecek insan kaynaklı ve süreç kaynaklı problemlerdir. Bunlar tüm platformlarda aşılacaktır.
Öğretmenlerimizin ve tüm çalışanlarımızın, gerek ZOOM, gerekse SKYPE, GoogleMeeting, Jitsi gibi tüm mevcut yazılımları kullanmaktan çekinmemelerini, derse katılımda mutlaka şifre koymalarını, bu şifreyi de sosyal medyada vb paylaşarak değil güvenli kanallardan öğrencilere ulaştırmalarını (whatsapp, mail, duyuru vb) bu sayede herhangi bir sorun yaşanmayacağının garantili olduğunu belirtmek isterim. Tüm bu firmalar zaten GLOBAL seviyede güvenlik açıklarını kapamak ve kullanımı kolaylaştırmak için sürekli yüzlerce personel çalıştırmaktadır.
Bu türlü dedikodular genellikle rekabetten kaynaklanan hatta bazen sabotaj nedeniyle yaşanan olaylardan kaynaklıdır, itibar etmeyelim.
Bu vesile ile sosyal medyada yayılan her alandaki her tür haberin dikkatli incelenmesini, hangi konuda olursa olsun yalan ve itibarsızlaştırma amacıyla çok sayıda asılsız mesajın dolaştığını bir kez daha vurgulamak isterim. Haberleri bir arkadaşınıza bir ileti yönlendirmeden önce lütfen kaynağından teyit ediniz, kendi yorum filtrenizden geçiriniz.
Herkese başarılı telekonferans toplantıları, dersleri diler, bu yeni teknolojinin iyi taraflarını en güzel biçimde bu andan itibaren kalıcı olarak kullanabilmenizi dilerim.