Bu söyleşinin ilk bölümünü Av.Vedat Gürer : Digital Delil Değerlendirme Konusunda Üniversite ve Akredite Özel Kurumlara Ağırlık Verilmeli – I başlığı altında okuyabilirsiniz.
Son 10 yıldır ülkemizin önemli bir paranoyası “telefonum dinleniyor” konusu iken, ABD’deki NSA olayı ve arkasından gelen gelişmelerle birlikte, anladık ki, pek çok ülke kendi vatandaşlarını sadece dinlemiyor, yanısıra kaydediyor.
Bu nedenle “Digital Deliller” dediğimizde de, aklımıza gelen 2 güncel konu var. Birisi Balyoz davasındaki 11 numaralı CD, diğeri de NSA’nın herkesi dinlediği ve hatta kayıt ettiği iddiaları. Vedat Bey’e bunları da sorduk.
turk-internet.com : Gazetelere düşen bazı iddialar var. Mesela 11 numaralı CD örneği var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Vedat Gürer : Bu 11 no’lu CD önemli bir tartışma konusu. Baktığınızda bu CD 2003’de oluşturulmuş gözüküyor ama Microsoft yazılımına ancak 2007 yılında eklenmiş olan Cambria fontlar kullanılmış. Ya da 2003’de scan edilmiş bir görüntü derken, içinde 2007’nin bir faturası gözüküyormuş. Yine bu 2003 tarihli CD içindeki word dökümanında, 2005 yılında ve 2006 da teslim edilmiş bir geminin adı geçiyormuş. “Mış”lı kullanıyorum çünkü kendi gözümle görmedim. Gazetelerden gördüklerimle ifade ediyorum.
2003 yılında gerçekleştiği söylenen olay, 2010 yılında ihbar ediliyor. 2010’da ihbarcı gazetecinin teslim ettiği belgeler diye düşünüldüğünde, şimdi bu toplanan belge CMUK’a göre toplanamaz. Çünkü 7 yıl geçiyor. Bu orijinal belge deniliyor. Bu da hakim tarafında ciddiye alınmaması gibi bir durum olmalı.
Ama bu yetmiyormuş gibi, bir de savunma avukatların tespit ettiği içerik (yukarıda “miş”li ifade ettiğim konular) konusu var. Hepsine bakıldığında, bu hukuki bir ayıptır. Devletler hukuki hata yapar ama sonra düzeltirler, özür dilerler. Ama bakın ne olur.. Mesela 2.dünya savaşında Amerika’da yaşayan ve Amerika’lı olan Japonlar’ı ABD’de temarküz kamplarına atmışlar. Bir Japon kökenli Amerikalı, Korematsu, dava açıyor “haksızlığa uğradım” diyor. Hakimler 6ya karşı 3 olarak “devletimiz haklıdır” diyorlar. Bu kararın altında onay imzası olan hakimlerin adlarını bugün kimse hatırlamaz ama muhalefet şerhleri yazan 3 hakimin görüşleri, bugün halen hukuk fakültelerinde okutulur.
Bu arada, zamanın istihbaratının başındaki Amerikan amiralinin de, bu Japon kökenliler hakkında hiçbir delil olmamasına rağmen, bu bilgiyi mahkemeden gizlediğini de hatırlatmak lazım, belirli mevkidekilerin karakterleri nedense hiç değişmiyor.
Bugün ise, Kaliforniya’ya gittiğinizde, “Korematsu günü” ilan edildiğini, bu konuda dokümanter filmler yapıldığını görüyorsunuz, amaç nedir? Yeni nesiller bu bilgilerle büyüsünler ki, bir daha böyle adaletsizlikleri yapmasınlar.
turk-internet.com : Peki, son ayların popüler konusu olan NSA’in ve diğer gizli servislerin insanları dinlemesi-kayıt etmesi olayları konusunda ne diyeceksiniz?
Vedat Gürer : Öncelikle dünyada herşeyi dinleme teknolojisi var mı, yok mu? Var!! Elektronik olan her ortamı dinliyorlar. Snowden ve Wikileaks olaylarından da bunu görüyoruz.
Nereye bakarsanız bakın, NSA kurumu digital olarak insanları dinleyebiliyor. İlk versiyon 1990’ların sonu, 2000’lerin başında Echelon’du. O da o güne kadar ki en yüksek teknolojidir. Şu anda başka bir şey var. Alman şansölyeyi ya da Fransız başkanını dinlemişler.
NSA dinlemiş. Dinleme sonuçlarını da, o ülkenin başkanına yani özgürlük vadederken seçim çalışmalarında “yes we can” diyen demokrat bir başkan olan Obama’ya da dinletmişler. Herhalde dinlerken de “yes we can” demiş. Obama dinledikten sonra, “neden dinliyoruz?”, “suç işliyoruz” demiş mi, dememiş mi? Bilemiyoruz.
Aslında hukuken suç değil. Ayıp sadece. Çünkü Sarkozy ya da Merkel Amerikan vatandaşı değilse, Amerikan Anayasasına göre hakları yok.. dolayısıyla ayıp sadece…
Orwellian bir gelecekte yaşıyoruz ve insanlar buna, kendi kafalarını kuzu kuzu uzattılar. İçlerine hapsoldular. Başka bir şey denilemez. Özel şirketlerin de birbirini, şahısların da birbirini dinlediği ya da kaydettiği bir olaydır.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte dinleme ekstra bir çaba olmaktan çıktı. On – off switch ile olabiliyor. İstediğin telefon sistemine uygun rapor alınabiliyor. Konuyu artık “dinleme” kapsamından çıkartmak lazım; çünkü daha çok “data mining”e yaklaşıyor artık. Herşeyi kaydet, sınıfla, katalogla, sonra gerektiğinde bakarsın.. yani “mütemadi dinleme” kaydetme, görüntüleme durumu defacto oluştu bile.
En Kötüsü; bu teknolojiler ulaşılabilir durumda. Bu tür ürünleri, dinleme ürünleri gayet ucuza ve her yerden bulabiliyorsun. Dinlersen de “başkalarını dinleme suçu” işliyorsun.
Ama diğer yandan bir telefon alıyorum; chip takıyorum. Çünkü konuşmaları scramble edip, ondan sonra mikrofona göndermek ve bu yolla konuşmalarımı dinlemeye karşı korumak istiyorum. Ama bu chip yasak. Yani kendi konuşmamı şifreleyemiyorum. Sokakta yüzüm kapalı olmak da yasak her yerde kamera var.. Nikap (dini nedenle yüzün kapalı kalması) konusu, digital haklar konusunda ele alınır aslında.
Turk-internet.com : Gerçek Şahısların Birbirini Dinlemesi için ne diyeceksiniz?
Vedat Gürer : Gerek eski sevgilisinden intikam ya da rakibinden çalmak için casus yazılım kullanması yasaktır. Bu konuda izin alınabilmesi diye bir şey yok. Sadece devlet dinler yine. Bir istisnası, ben işe almış olduğum insanı, işte çalıştığı süre boyunca, yaptıklarını kayıt altına alabilirim, maillerine bakabilirim, bilgisayarına bakabilirim. Çünkü sözleşme yapılıyor.
İş sözleşmesine artık, bilgisayar, yazışma ve telefon kayıtlarının takibi ekleniyor. Özel ortamın, iş hayatına genişlemeyeceği anlamına gelmiyor. Çalışan, mail ile bir projeyi ya da turizm firmasının indirimleri, mail ile gönderiyor olabilir.
Yani bence özel hukuk alanında oldukça ağır sözleşmelerin çalışanlara yahut iş ortaklarına imzalatılması gerekmektedir. Yasalar fiili durumun çok gerisindeler. Atı alan üsküdarı geçtiğinde gelecek önlemler iş hayatının temposuna uymaz. Bu nedenle açık ve net yaptırımları olan sözleşmeleri imzalatmadan kimseye ticari sırları açmamak lazımdır. Çalışanımı, tuvalet dahil heryerde takip ederim, tuvalette görüntüsünü çekecek halim yok, ama oradan SMS gönderiyor ise, internete bağlanıyor ise, bu alanın mahremiyeti olmaz.
Şirket içi dinleme ve casusluk firmalarının halihazırda başını kaşıyacak vakitleri yok. Bu konuda büyük bir talep var.