Bilişim teknolojilerinin en büyük müşterilerinden birisi finans sektörü. Ama önce internetin, sonra mobil teknolojilerin hayatımıza girmesi ve yaygınlaşması ile birlikte, bankaların bir yandan son teknolojileri takip etmeleri, diğer yandan bu kadar veri ile başa çıkmaları ama bu arada da güvenliğe dikkat etmeleri gerekiyor. Bu konuları Yapı Kredi’nin, Bilişim Teknolojileri ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cahit Erdoğan ile konuştuk (söyleşinin videosunu yarınki bölümde izleyebilirsiniz) :
turk-internet.com: Cahit Bey, Yapı Kredi özelinde de soruyorum tabi ama genel olarak da soruyorum; bir banka için en kritik IT uygulamaları nelerdir?
Cahit Erdoğan: En kritik IT uygulaması, daha doğrusu teknoloji uygulaması, giderek tüketicinin yaşamına girmeyi başaran teknoloji kullanımlarıdır. Bunu son dört beş yılda giderek artan bir hızla görüyoruz. Hatta bence son dört beş yıla baktığımızda öyle bir dönemdeyiz ki teknoloji tarihinde belki de ilk defa tüketicinin cebine, elinin altına ve hayatına giren teknolojiler, kurumların kullandığı teknolojiden daha hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Daha hızlı kendini yeniliyor. Yani bugün tüketicilerin on sekiz ayın bile altında, on iki aylara inen bir teknoloji yenileme trendini yaşadığını görüyoruz. Bu çok kritik bir şey.
turk-internet.com: Peki, zaten sizinle biz böyle bir toplantıda karşılaşmıştık, bize bankanızın sosyal uygulamalarını anlatmıştınız. Sosyal medyada ne yapıyorsunuz? Bu tüketiciye değen bankanızın sayfasındaki uygulamalar haricindeki uygulamaları soruyorum, neler yapıyorsunuz?
Cahit Erdoğan: Alışılagelmiş sosyal medya trendinden biraz bahsetmiştim İnteraktif Pazarlama Zirvesi’ndeki sunumumda. Orada da yaptığım vurgu şu idi; sosyal medyanın başarısı, son kullanıcısı olan tüketicilerin üzerinde zevkle zaman geçirmesi, kendi ilgilerini besleyebilecek bir kapı olarak görmesinde yatıyor.
Ama demiştim ki, Bankacılık ve Finansal Hizmetler, hayatımızdaki en zevkli anlar değil. Hatta tatsız anları barındırır. Dolayısıyla bankaların yapması gereken, müşterilerin hayatını nerede daha fazla geçiriyorlarsa oralara, doğru zamanda ve doğru anlam yükleyerek, anlık olarak girip çıkmak. Yani bankacılık, kendisi üzerinde müşterilerin saatlerce zaman geçirip bundan da keyif alacağı ortama dönüşmeyi beklememeli, böyle bir misyona soyunmamalı.
Sosyal medya trendi izlenirken aslında biraz da böyle bir doğal eğilim oluyor. Biz o yüzden interaksiyona, müşterilerimizin bizimle olan diyaloglarında nasıl çok kısa sürede gelişme yaşarız konusuna odaklanıyoruz. Örnek vermem gerekirse, en son yaptığımız web sitemizde alışılagelmiş menü yapıları, ürün katalogları falan yok. Hatta Google’a da örnek vaka olmuş bir web sitemiz var. Çünkü sadece bir arama motorundan ibaret bir ana sayfamız var.
Müşteriler, ya da sadece sayfayı ziyaret eden kullanıcılar, free-format olarak sadece oradaki ‘size nasıl yardımcı olabiliriz?’ sorusuna istedikleri cevabı girdiklerinde, doğru ürüne, doğru kanala yönlendiriliyorlar. Bu önemli bir atılım oldu bizim için.
turk-internet.com: Tüketiciye dokunurken bankaların iki tane noktaya dikkat etmeleri gerekiyor, biri güvenlik, diğeri de düzenleyici kurum olan Bankacılık Denetleme Kurulu (BDDK)’nun getirdiği kurallar. Bu konulara nasıl yaklaşıyorsunuz?
Cahit Erdoğan: Güvenlik ne zaman konuşulmaya başlansa aslında iki şeyi vurgulamak gerekiyor. Birincisi sosyal medya ve dijital dönüşümün yaşandığı, hayatlarımıza girdiği bu ortamda müşterilerimizin bilinçli olması gerekiyor.
Bugün sosyal medyaya baktığımızda yoğun bir kişisel bilgi paylaşımının rahatça yapıldığını görüyoruz. Bir kişinin maalesef pek çok kritik kimlik bilgisine ulaşmak ve dolayısıyla kimlik kopyalamaya varan bir sürece imkan tanımak mümkün.
Bir taraftan buna yönelik bilinci arttırmamız lazım. Bu kapsamda müşterilerimizi bilgilendirme çalışmalarımız oluyor. Diğer taraftan dikkat etmemiz gereken bir diğer husus da ne zaman güvenlik ya da yaşanan bazı tatsız örnekler konuşulmaya başlansa, aslında dijital ortamları, internet ortamını, internet bankacılığını uzak durulması gereken bir alanmış gibi gösterme eğilimi söz konusu olabiliyor.
Aslında öyle bir şey de yok. Bugün baktığımız zaman internet bankacılığından ya da mobil ortamdan yani dijital ortamlardan yaptığımız işlemler içerisinde hakikaten kişi mağduriyetine yol açan örnekler çok çok düşük adetlerde.
Ama tabii ki bizim sürekli olarak güvenlik önlemlerini artırmamız ve yenilememiz gerekiyor. Bugün hayatımıza giren teknolojiler de çok olgun teknolojiler olmayabiliyor. Mesela bugün mobil ortamlarda artık Android kullanıcıları en fazla işlem yapan platformu teşkil ediyor. Ama Android’in beş yıllık bir geçmişi bile yok. Bu durumda bir taraftan tüketicilerin cebine ve hayatına giren her türlü ortam bizim ilgi alanımızdır diyorum. Bir taraftan da bunu güvenli bir şekilde yapmamız gerekiyor diyorum. Dolayısıyla bu ikisi aslında zor bir misyon!
turk-internet.com: Evet bir çelişki yaratıyor.
Cahit Erdoğan: Dolayısıyla hem bizim sürekli kendimizi güncelleyip, o güvenlik katmanlarında daha bilinçsiz olan müşterilerimizi de koruma altına almamız gerekiyor. Hem de müşterilerimizi daha fazla bilinçlendirmeye ve onlara yeterince bilgi vermeye çalışıyoruz. Bu da aslında sektördeki bütün bankaların dikkat etmesi gereken bir durum. Aynı zamanda bir sosyal sorumluluk. Tüketicilerdeki korkuyu ortadan kaldırmak gerekiyor.
Söyleşinin devamını IT Ekipleri Yeni bir Çözümü, İş Birimleri ile Karşılıklı Dönüşümlülük Çerçevesinde Geliştiriyor – 2 başlığı altında okuyabilirsiniz.