Amerika’da yeni yayınlana bir rapora göre 11 eylülde, ikiz kuleler saldırısında İnternete pek hasar gelmedi. Sadece az sayıda donanım ve network’ler hasar gördü. Ancak raporu hazırlayan National Academies’ National Research Council, bu saldırının doğrudan network’ü hedeflememesine dikkati çekerek, IT yöneticilerinin bundan dolayı, konuya gereken önemi vermediklerini, hala ihmalkar olduklarını ve bu tür bir durumun oluşmasına yönelik önlemleri almakta yetersiz kaldıklarını bildirerek, uyarıyor; “İnternet servis sağlayıcıları ve kullanıcıları gelecekteki olağanüstü durumlara hazırlıklı olmalı ve önlemlerini şimdiden planlamalılar. Çünkü, 11 eylülde görüldüğü gibi, internet saldırı sonrasında, diğer haberleşme ortamlarından çok daha önemli bir işlev üsteleniyor”
Komite raporunda daha geleneksel ve daha çok yayılmış haberleşme sistemi olan telefonun, e-mailler ve web siteleri olarak adlandıracağımız online haberleşmeye nazaran daha çok zarar gördüğü belirtiliyor. Rapora göre saldırı günü Amerikalıların 1/3’ü yapmak istedikleri, telefon görüşmelerini gerçekleştiremedi. İnternet ise çok az bir sorun yaşadı. Üstelik de terör saldırısına uğrayan New York şehri tüm ana network’lerin düğüm noktası konumunda olduğua halde.
turk-internet.com Abonelerine % 50 indirimli | |
15 Ocak, 2003 Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı İstanbul Detaylı Bilgi… | |
Raporu yazan komitenin üyelerinden Craig Partridge “Ülke, terörist saldırısı sırasında interneti nasıl kullanabileceğini daha net gördü. 11 eylülde internet ana haberleşme kaynağı görevini üstlendi.” diyor.
Komite, New Yprk şehrinin ve bir kaç başka noktanın internet açısından izole edilmiş olduğunu gördü. Problemler hızla tamir edildi. Yeni aletler kullanıldı. İnternet trafiği de başka rotalara yönlendirildi. Gerçi 11 eylül saldırıları doğrudan networklere yönelik değildi. Ama iyi bir ders oldu. Potansiyel problemleri gösterdi.
Komite, anahtar edüstrilerin ya da servis sektörünün IT yöneticilerini, internete bağımlılıkları ve buna uygun planlarını gözden geçirmeleri konusunda uyarıyor. Yerel otoritelerle koordinasyon kabiliyeti oluşturmak veya gerektiğinde işlerin devam edebileceği yere geçmek ya da uzak bir noktada mirror sistemler oluşturmak gibi olasılıkların düşünüldüğü planları hazırlamak gerekiyor. Üstelik bunu sadece internet kesilmesi değil, elektrik kesilmesi gibi sorunları da gözönüne alarak yapmak lazım.
Önümüzdeki 30 yıl içinde büyük bir deprem beklediği tartışmalarının odağındaki İstanbul’un Bilgi İşlem Yöneticilerine de benzer bir görev düşüyor. Sistemlerinin bir felaket durumunda, sürekliliğini kaybetmemesi yönünde neler yapacaklarını şimdiden planlamaları gerekli.