Bu yazının ilk 2 bölümünü
- Tasarımların Uluslararası Başvurusu, Tescili ve Korunması – 1
- Tasarımların Uluslararası Başvurusu, Tescili ve Korunması – 2
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
III. LAHEY ANLAŞMASINDA DEĞİŞİKLİK YAPAN 1999 TARİHLİ CENEVRE ANLAŞMASI
Yukarıda da belirtildiği üzere 70 yılı aşkın bir süredir uygulamada olan Lahey Anlaşması yeterli ilgiyi görmemiştir. O nedenle son zamanlarda Anlaşmada yeni değişiklikler yapılarak, taraf olmayan ülkelerin katılımı sağlanmaya çalışılmaktadır. 1991 yılında bu yönde çalışmalar başlamış olup, WIPO’nun uzmanlarınca Cenevre’de yapılan toplantılarda Anlaşmanın değiştirilmesi müzakereye açılmıştır. Bu müzakereler sonucunda 1999 tarihinde Cenevre’de toplanan bir Diplomatik Konferans Cenevre Anlaşmasını ve bu Anlaşmayla ilgili Yönetmelikleri kabul etmiştir. O tarihte 24 ülke bu anlaşmaya imza koymuştur. Yeni üyelerin katılımıyla bu sayının artması beklenmektedir. Nasıl ki, Madrid Protokolü, Madrid Anlaşmasındaki olumsuzlukları gidermeye yönelik değişiklikler içeriyorsa, Cenevre Anlaşmasıyla da Lahey Anlaşmasındaki olumsuzluklar giderilmek istenmiştir.
Cenevre Anlaşması ile getirilen yenilikler şöyle özetlenebilir : i) Yapılan değişikliklerle Anlaşma, tasarım tescilinde esasa ilişkin inceleme yapan ülkelerin katılımına uygun hale getirilmiştir. Bu bağlamda Uluslararası Büronun başvurunun bir kopyasını taraf devlete gönderdiği tarihten itibaren, gönderilen devletin 6 ay içinde başvuruyu reddetme yetkisi bulunmaktadır. Ancak söz konusu devlet esasa ilişkin inceleme (yenilik incelemesi) yapıyorsa bu süre 12 ay olarak öngörülmüştür. ii) Lahey Anlaşmasının 1934 ve 1960 versiyonlarıyla öngörülen başvuru prosedürü daha da kolaylaştırılarak sistem cazip hale getirilmiştir. iii) Devletlerin yanında, Topluluk Marka ve Tasarım Ofisi (OHIM) ve Afrika Fikri Mülkiyet Organizasyonu (OAPI) gibi bölgesel tescil yapan kuruluşlarla ilişki kurmaya imkan tanınmıştır. Devletlerin yanında hükümetlerarası organizasyonların da üyeliğine açık bir düzenlemeye gidilmiştir. Böylece Anlaşmanın uygulanmasının olabildiğince geniş bir coğrafi alana yayılması hedeflenmiştir. iv) Lahey Anlaşmasının başlığındaki saklama (deposit) ifadesi, tescil (registration) şeklinde değiştirilmiştir. Anlaşma metninde de deposit yerine, başvuru (application) ve tescil (registration) sözcüklerine yer verilerek yapılan işlemi daha doğru bir şekilde ifade eden kavramlar tercih edilmiştir. v) Kural olarak başvurular 6 ay içinde yayımlanır. Ancak başvuru sahibinin talebiyle, Topluluk ve Türk Hukukunda olduğu gibi, taraf ülkelerin ulusal mevzuatlarının iznine bağlı olarak maksimum 30 aylık yayın erteleme kabul edilmiştir. Bu süre, Anlaşmanın 1960 tarihli versiyonunda 12 ay olarak öngörülmüştür. vı) İnternet vasıtasıyla araştırma ve başvuru yapma planlanmıştır.
Bu Anlaşmanın amacı, bir merkezden (WIPO) tescil başvurusuna imkan vererek, işlemlerin kolaylaştırılmasını sağlamaktır. Anlaşma, ülkemiz bakımından da yürürlüğe girince tasarım sahiplerinin TPE’ye başvurarak ya da doğrudan WIPO’nun Cenevre’deki Uluslararası Bürosuna başvurarark, bu Anlaşmadan yararlanması mümkün olacaktır. Bir tescille, Anlaşmaya taraf olan bir ya da daha çok ülkede koruma sağlanır. Ancak önemle belirtilmelidir ki, koruma ulusal olup, hak sahibi sadece koruma talep edilen ülke hukukunun sağladığı korumadan faydalanabilir. Diğer bir deyişle, anılan Anlaşma, maddi hukuka ilişkin hükümler içermemektedir. Bundan dolayı başvuruda gösterilen ülkelerden bazıları, kendi hukuklarında kabul edilen koruma şartlarını karşılamadığı gerekçesiyle başvuruları reddedebilir.
Bu Anlaşmanın üzerinde bu kadar durulmasında temel etken, tasarımların dünya ticaretinde artan önemi ve buna bağlı olarak da dünyada tasarım korumasına verilen önemdir. Bu değişiklik çalışmalarına Amerika, Avustralya, Kanada, Çin ve Japonya gibi ülkelerin de katılması ve Cenevre Anlaşmasını imzalaması, Anlaşmayı daha da önemli kılmaktadır. Bu Anlaşmada yapılan Cenevre değişikliği ile Lahey’e taraf olmayan devletlerin mevzuatları ile Anlaşmanın hükümlerini uyumlu hale getiren bir düzenlemeye gidilerek, diğer ülkelerin de katılımını sağlamak hedeflenmiştir. Özellikle, tasarım tescili için esasa ilişkin inceleme sistemini benimsemiş ülkelerin yasal düzenlemeleriyle uyumlaştırmaya özen gösterilmiştir .
Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte bu Anlaşmayla, markalarla ilgili Madrid Protokolünde olduğu gibi, Topluluk Tasarımı arasında bir bağlantı kurulması düşünülmektedir . Ancak kısa vadede bu bağlantının sağlanabileceği beklenmemelidir.
Yazının devamını Tasarımların Uluslararası Başvurusu, Tescili ve Korunması – 4 başlığı altında okuyabilirsiniz.