İlk okul çağlarından beri bir fiil İngilizce dersi alıyoruz ancak tam anlamıyla İngilizce öğrenemiyoruz. Ve hatta her yıl 300 milyon liradan fazla İngilizce öğrenmek için para ödüyoruz. Peki İngilizce öğrenmek bu kadar zor mu? Aslında dünyada 1.4 milyardan fazla kişinin ana dili olan İngilizceyi öğrenmek zor değil. Ancak yeterli eğitim ve özveri olmayınca işin içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkıyor. English Time Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Şimşek, Türkiye’de İngilizce öğrenememe sorununa dikkat çekerek öğrencilerin bu alanda neler yapmaları gerektiğini anlattı. İşte İngilizce öğrenmenin sırrı.
Günümüzde işte, evde, seyahatte kısacası her yerde İngilizceyle karşılaşıyoruz. Türkiye’de her yıl İngilizce eğitim için 300 Milyon TL harcanıyor. Ancak İngilizce yeterlilik araştırmalarında hala Türkiye son sıralarda yer alıyor. Dolayısı ile herkesin aklındaki tek soru da “neden İngilizce öğrenemiyoruz?” oluyor.
English Time Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Şimşek, Aslında bu alanda öğrencilerin tam olarak İngilizce öğrenmeye meyilli olmadıklarını ve ülkemizde yabancı eğitmenlerden yeterince istifade edilmediğini dile getiriyor. Şimşek, “tabi ki yalnızca eğitim sistemini eleştirmek doğru olmaz. Öğrencilerde öğrenme aşamasında çok da istekli ve özverili olamayabiliyorlar. İngilizce öğrenmek isteyenlerin hedefleri ve gelecek planlarını tam konsantre bu alana yönelttiklerinde İngilizceyi rahatlıkla öğrendiklerini görüyoruz” diyor.
Hedefleri ve gelecek planlarını iyi belirlemek
İngilizce öğrenmek isteyenlerin hedeflerini bu yönde keskin kurallarla belirlemeleri gerekiyor. Aksi takdirde, hedefsiz ve plansız çalışmak, öz verisiz çalışmak, mahalle baskısı yüzünden öğrenmeye çalışmak gibi etkenler başarısızlığa itiyor. Bu bağlamda, İngilizce öğrenme yolundaki başarının en temel sırrı motivasyon. Kendi dilini iyi bilen, bu alanda farkındalığı olan ve genel kültür öğrenmeye açık olan her öğrenci İngilizceyi kolaylıkla öğrenebiliyor.
Türkiye’de yabancı eğitmenlerden yeteri kadar istifade edilmiyor
Türkiye’deki yabancı dil eğitmenleri çok başarılı ancak İngilizce öğrenmek için ne yazık ki yeterli olmuyor. Yabancı eğitmenler, öğrencilerle hem pratikte hem de derslerde daha fazla İngilizce iletişime geçtiklerinden öğrenciler pratik yaparken dil ile duygusal bir bağ oluşturmuş oluyorlar. Dil ile duygusal bağ oluşturan öğrenci odak noktasını bu alana yoğunlaştırdığından dilini kolaylıkla geliştirebiliyor.
Sadece ders geçmek için çalışmak
Öğrencilik yıllarındaki en önemli hatalarımızdan biri de İngilizceyi sadece ders olarak görmek ve İngilizcenin bir dil olduğunun farkına varamamak. Hal böyle olunca ana hedef de notum yüksek olsun, ortalamam düşmesin, lise veya üniversite yerleştirme sınavlarında nasılsa çok önemli bir etkisi yok düşüncesine sebep oluyor. Hemen herkesin okul yıllarında yaptığı gibi İngilizceye de sırf dersi geçmek için çalışmak bu dilde yetersiz kalmamıza sebep oluyor. İster dil okulu olsun ister üniversite, öğrencilerin günü kurtarmak için yaptığı çalışma tabi ki bir dil öğrenmeye asla yetmiyor. Ana diliniz gibi İngilizce biliyor olsanız dahi, uzun süre o dili kullanmadığınızda unutma ihtimaliniz de çok fazla yükseliyor. Dolayısıyla kitap okuyarak, film izleyerek veya müzik dinleyerek düzenli olarak pratik yapmanız gerekiyor. Unutulmaması gereken şey; nasıl ki ana dil, anne babadan veya etraftaki o dili konuşan insanlardan öğreniliyor, ikinci bir dil de öğrenmek için, bol bol dinleme yapılması gerekiyor
Neden İngilizce öğrenmeliyiz?
Dünyada 1.4 milyar insanın ana dili olan İngilizce gelişmekte olan ülke ekonomileri için neredeyse bir zorunluluk. İş hayatının her alanında ihtiyaç olan bu dili Avrupa şirketlerinin yaklaşık % 60’ ı birbirleriyle iletişim kurmak için kullanıyor. Ayrıca Günümüzde İngilizce öğrenen Çinlilerin sayısı Amerika Birleşik Devletleri nüfusundan daha fazla.