Röportajın ilk 3 bölümünü
- Türk Malı AIS Başarıyla Denendi ama İhalede Şansı Yok-1
- Türk Malı AIS Başarıyla Denendi ama İhalede Şansı Yok-2
- Türk Malı AIS Başarıyla Denendi ama İhalede Şansı Yok-3
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
turk-internet.com : Bu sistemin çalışabilirliğinin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım dahil geniş bir kitle önünde denenmesine karşın, 1 Ağustosta açılacak ihaleye katılamayacağınız şeklinde bir duyumumuz oldu. Doğru mudur?
Dr.Ejder Varol : 1 Ağustos 2006 tarihinde yapılacak AIS Kıyı İstasyonları İhalesi, COTS ürün ve referans istenmesi dolayısı ile genel anlamda yerli firmalara (üretici ve/veya üretici adaylarina) kapalıdır.
Bunun temel sebebi olarak: konunun stratejik, güvenlik hatta politik açıdan çok kritik önemde olması, yerli firmaların bu konuda referans ve hazır ürünü olmadığı için, çok kısa sürede kurulup çalıştırılması gereken bu sistemde herhangi bir gecikme riski almak istenmemesi gibi gerekçeler bizlere bildirilmiştir.
Sözkonusu ihalede, yerli firmalar olası yabancı (ürün sahibi) firmaların alt yüklenicisi olmaları tavsiye edilmektedir. Nitekim bizler de iDeal Teknoloji olarak bu ihaleye girme hazırlığında olan bir yabancı üretici firma ile görüşmekte ve çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Bunun dışında biz zaten bu ihaleye konu olan AIS Kıyı İstasyonu üzerinde geliştirme çalışmalarımızı diğer Transponder ve Deniz Elektroniği ürünü konusundaki çalısmalarımızla paralel olarak kesintisiz sürdürmekteyiz. Ciddi zaman hassiyeti olan bu ihaleden bağımsız olarak bizler, %100 kendi bilgi ve birikimimiz ile geliştirilmiş/uretilmiş AIS Kıyı İstasyonlarının da en kısa sürede kendi ülkemizde kullanılıyor olması için tüm çalışma ve girişimlerimize aralıksız devam etme niyetindeyiz.
turk-internet.com : Konuyu bir de sektörün yakından tanıdığı değerli araştırmacı Ali Akurgal’a sorduk. Kendisinden aldığımız cevap ise şu şekilde;
Ali Akurgal : AIS kıyı istasyonlarının istenen yetenekleri arasında Deniz Kuvvetlerimize mensup gemilerin yaydığı özel işaretli AIS gönderilerini almak, bunları merkeze aktarmak da yer almakta. Dahası, Merkezdeki yazılımın, diğer gönderileri kayda alıp geriye dönük incelemeler için kayıtlı tutarken, bu gönderileri kayda almaması da istenmekte. Bu bilgiler yanlızca bunları görmeye yetkili kullanıcı terminallerine yönlendirilecekler. Zaten, denizde de deniz Kuvvetlerimizin gemilerinden yapılan söz konusu yayınlar, civardaki gemiler tarafından da alınamıyor. Kısaca burada iç-içe geçmiş iki ağ yapısından söz ediyoruz.
İşte bu ağ yapısının yerli ortaklar tarafından kurulsa bile, yabancılar tarafından tasarlanıp üretilmesi ile; bir yerindeki bir unsurunda, örneğin merkezdeki yazılımında, anılan bilgileri bir başka ülkenin istihbarat kaynaklarına gönderecek düzenin kurulmamış olduğunu garanti etmek mümkün değildir. Dahası, bu sistem, öyle bir gerek ortaya çıksa ve yabancı kaynaklı olup kötü amaçlı bir hazırlık ile tasarlanmışsa, rahatlıkla Türk Deniz Kuvvetlerine şaşırtma amaçlı sahte bilgiler de yollayabilir. İşte bu nedenlerle, anılan sistemin bir milli, Türk tasarımı sistem olmasında yarar vardır.
Barış zamanında bu sistemin elde ettiği bilgileri, internet üzerinden tüm dünya ile paylaşıyor olabiliriz, ama, ulusal çıkarlarımızın öyle gerektirdiği durumlarda bu sistemin ede ettiği bilgileri yalnızca kendimizin kullanacağımızdan, ve sistemin dışarıdan bir yönlendirme olmadan belli koşullar oluştuğunda kendiliğinden bize yanıltıcı ve şaşırtma amaçlı sahte bilgiler vermeyeceğinden emin olmanın tek yolu yerli tasarım milli bir sistem kurmamızdır.
Mevcut sistemin kıyı istasyonlarından merkeze ulaşmada ana iletişim kanalı Türksat uydusudur. Türksat uydusunun hemen yanına konuşlandırılmış olan bir casus uydunun, buraya yerden gönderilen her türlü bilgiyi aldığı, incelediği ve gerekli gördüklerini ABD’deki NSA merkezine yolladığı söylenmekte. Bu nedenle düşük kapasiteli olan karasal iletim hatları ile erişim yedeklenerek artırılmalı ve Türksat uydusu üzerinden iletişim, kritik zamanlarda kesilmelidir.
Bu ve benzeri konuları içeren bir çalışma Platform-a şirketi tarafından yapılmakta olup önerler ile birlikte Müsteşarlığa sunulacaktır. Beklentimiz, haklı olan hızla hizmet sunma telaşının, teçhizat ve yazılımın yabancı kaynaklardan temin edilmesi ile yarattığı açıkların, kısa bir sürede sisteme yapılacak yerli tasarıma dayalı milli ekler ile giderilmesidir.
turk-internet.com Notu : Ali Akurgal’ın sözlerine biz de katılıyoruz. Zaten bu röportajı yapmamızın bir amacı da konuyu gündeme taşımak isteyişimizdir. Türk devletinin, hükümetinin ve bürokrasisinin artık Türk Teknoloji firmalarına güvenmesinin zamanı geldi geçiyor bile. Bu firmalara yapılacak teşvik / destek sadece teknopark kurmak değildir, yanısıra ürettiklerini devlet şirketlerinde kullanmak gerekir. Hem ülkemizin teknoloji firmalarının büyümesi açısından, hem de Akurgal’ın belirttiği milli sistemlerin kurulması açısından.
Konuyla ilgili yorumlarınızı site üyemiz iseniz aşağıya bırakabilir ya da isimsiz olarak yorum yapmak için burayı tıklayarak kurumsal blog’umuza ulaşabilirsiniz.