Dünya tarihi geriye dönüp baktığında, 1980 yılını bir dönüm noktası olarak görecek. Sendika-işçi hareketlerinin gitgide yükseldiği 20ci yüzyılın sonlarında bir İngiliz ekonomistin yazdığı “Small is Beatiful” kitabı [1], bir yandan iş hayatını temelden değiştirirken, bir yandan da günümüzün bence en büyük sorunu olan “gitgide inanılmaz bir şekilde büyüyen gelir uçurumu”na yol açtı.
Dünyanın en önemli ekonomi zirvelerinden birisi olan Davos’un hemen öncesinde yayınlanan bir rapor durumun vehametini ortaya koyuyor [2]. Credit Suisse’in aralık sonunda yayınlanan verilerini [3]kullanan Oxfam isimli kuruluş, raporunu şu sözlerle tanıtıyor;
“Davos’ta en zengin ve en güçlüler toplanıyor. Onlara milyonlarca insanın eşitsizlik haksızlığı yaşadıklarını göstermemiz lazım. Daha adil bir dünya kurabilir ve iyilik için yoksulluğu yenebiliriz. Ancak sadece sözler yetmez, birşeyler yapmak lazım.
“Reward Work, Not Wealth (Ödül Para Kazanmak Değil, Çalışmak)” adını taşıyan rapor, geçtiğimiz sene üretilen zenginliğin % 82’sinin dünya nüfusunun en zengin % 1’ine gittiğini, dünyanın en yoksul yarısını oluşturan 3.7 milyar insanın ise geçen yıl para kazanamadığını gösteriyor. Yani milyarlarca insanın fakirlik ödeneği ile hayata tutunmaya çalıştığı anlaşılıyor. Rapor sonucu şöyle özetliyor;
- $ Milyarderlerinin yıllık kazancı 2010’dan bu yana her yıl ortalama % 13 artıyor. Bu ortalama çalışanın maaşlarındaki zammın 6 katı.
- Rapor mart 2016 ile mart 2017 arasında, milyader sayısının 2 günde 1 kişi arttığını söylüyor.
- ABD’li büyük giyim markalarından birinin CEO’nun 4 günde kazandığı para, bir Bengaldeşlinin hayatı boyunca kazanacağı paraya eşit. Amerikalı bir çalışanla kıyaslanırsa da, Amerikalı CEO, Amerikalı ortalama işçinin 1 yılda kazandığını, 1 günde kazanıyor.
- 2,5 milyon Vietnam giyim işçisinin tamamının ücretlerini, anlamlı olabilecek bir rakama taşımanın toplam maliyeti 2,2 milyar $/yıl. Bu rakam, Amerikan giyim endüstrisinde yer alan 5 büyük şirketin 2016 yılında hissedarlarına ödediği paranın yaklaşık 1/3’üdür.
Aşağıda; Credit Suisse tarafından her yıl sonunda yayınlanan “Dünya Zenginlik Piramidi”nin 2013 ve 2017 versiyonlarını görüyorsunuz. Dikkatle bakarsanız, zenginlerin her yıl daha zengin, fakirlerin her yıl daha fakir hale geldiğini göreceksiniz.
Kısaca özetlersek;
- 4 yılda 1 milyon $’ın üzerinde zenginliği olan kişi sayısı 32 milyondan, 36 milyona ve toplam zenginlikleri de 98,7 trilyon $’dan 128,7 trilyon $’a çıkmış. Binde 7 kişi olan bu servetin toplamı, dünya toplam servetinin % 41’i iken, 4 yılda % 46’ya çıkmış. Başka deyişle, geri kalan % 99,3 insan % 5 fakirleşmiş.
- Serveti 100 bin $ ile 1 milyon $ (yaklaşık 400 bin – 4 milyon TL) arasında olan kişi sayısı ise, 2013’de % 7,7 olan 361 milyon kişiyken, 2017’de binde 2 kişi artmış ve % 7,9 ile 391 milyon kişi olmuş. Bunların serveti ise toplam 101,8 trilyon $’dan 111,4 trilyon $’a artmış ama ortalamada düşmüş ki toplam servetin % 42,3’den % 39,7’ye gerilemesi görülmüş.
- Serveti 10 bin ile 100 bin $ (40 bin TL – 400 bin TL) arasında olan kişi sayısı 1,066 milyardan (% 22,9) 1,054 milyara (% 21,3) düşmüş. Bunların toplam serveti ise 32,5 trilyon TL.
- Son olarak dünyanın % 70,1’inin yani 3.474 kişinin (ki 2013’de sayıları % 68,7 yani 3i207 kişiymiş), serveti 10 bin $ (yani 40 bin TL)’nin altında gözüküyor. Bunların toplam varlığı ise 7,6 trilyon $ ile dünya varlığının ancak % 2,7’si.
- Son olarak şunu belirtelim; 400 bin TL’nin altında serveti olan kişi sayısı 4,5 milyar yani dünya nüfusunun % 91,4’ü. Sanki herkese eşit dağıtılacakmış gibi ortalama serveti hesaplarsak 9 $ yani 35 TL olur.
Oxfam International İcra Direktörü Winnie Byanyima, “Milyarder patlaması gelişen bir ekonominin işareti değil, başarısız bir ekonomik sistemin belirtisi. Giysilerimi hazırlayan, telefonlarımızı bir araya getiren ve yiyeceklerimizi yetiştiren insanlar, ucuz malların istikrarlı bir şekilde tedarikini sağlamak için istismar ediliyor ve şirketlerin ve milyarder yatırımcıların kârlarını artırıyor “dedi.
Oxfam’ın raporu, işçilerin gelirlerinin azalırken, hissedarların ve şirket yönetici ve patronlarının gelirlerinin katlanarak artışının nedenlerini şöyle özetliyor;
- İşçi Haklarının Erozyonu
- Büyük şirketlerin hükümetlerin politika üretmeleri üzerindeki aşırı etkisi
- Hissedarlara kazancı en üst düzeye çıkarmak için masrafları en aza indirmeye yönelik acımasız şirket politikaları
Bu tabloya son zamanların önemli konusu “Cinsiyetçilik” açısından bakarsak da, kadınların tablonun diplerinde yer aldığı görülüyor. Dünya genelinde kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor ve genellikle en düşük ücretli ve en az emniyetli işleri kadınlara veriyorlar. Bir miktar değişim olmakla birlikte, mevcut değişim oranlarına göre, kadınlar ve erkekler arasındaki ücret ve istihdam uçurumlarını kapatmak için 217 yıl gerekecek. Kadınlar için en tepe de farketmiyor; 10 milyarderden 9’u erkek.
Bu tablonun temel nedeni ise “dış kaynak (outsource)” hizmetlerin yarattığı iş dünyası dinamikleri. Başta bahsettiğimiz İngiliz Ekonomistin “Small is Beatiful” teorisinin 1980 sonrasında yarattığı iş dünyası dinamikleri, işçi haklarını yok etti. Bunu 2011’de “Biz % 99’uz” diye bağıran Wall Street İşgalcilerini incelediğimiz yazımızda detaylıca anlatmıştık[4]. Batının orta sınıfı yerine Asya’nın düşük de olsa geliri olan insanları geçti. Zaten Credit Suisse raporu da bundan bahsediyor. Orta sınıf için en büyük kitle Çin’de yorumu yapılıyor [3].
Raporun sonucunda Oxfam, tüm bu tablonun yanlışlığına dikkat çekiyor ve tüm insanlığın yararı için,
- Şirket hissedar, üst düzey yönetici ve patronlarının gelirlerini sınırlamaya yönelik çalışmalar yapılması
- Kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin de kaldırılması
- Vergi kaçakçılığının önlenmesi ve zenginlerin makul vergi ödemelerinin sağlanması
- Sağlık ve eğitim gibi kamu hizmetlerine yapılan harcamaların arttırılması
gibi önlemler alınması gereğinden bahsediyor.
[2] 5 shocking facts about extreme global inequality and how to even it up
[3] Global Wealth Pyramid: Decreased Base
[4] https://turk-internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=34684