Bu makalenin ilk bölümünü burayı tıklayarak, ikinci bölümünü burayı tıklayarak ve üçüncü bölümünü burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.
2. TİB Kararıyla Erişimin Engellenmesi
TİB, ancak iki durumda adli mercilerin kararına ihtiyaç duymaksızın kendiliğinden erişim engelleme kararı verebilecektir. Bunlar, içeriği 8. maddede belirtilen suçları oluşturan internet sitelerinin içerik veya yer sağlayıcısının yurtdışında olması hali ile internet sitesinin içeriğinin çocukların cinsel istismarı veya müstehcenlik suçlarını oluşturması halidir.
İçerik itibariyle, kanunda gösterilen suçları oluşturan yayınlarda, içerik sağlayıcı veya yer sağlayıcı yurt dışında bulunuyorsa ya da içerik sağlayıcı veya yer sağlayıcı yurt içinde bulunsa bile, internet yayının içeriği çocukların cinsel istismarı veya müstehcenlik suçlarını oluşturuyorsa erişimin engellenmesi kararı TİB tarafından re’sen alınacaktır.
Ancak, çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik suçları nedeniyle TİB’in aldığı erişim engelleme kararları, içerik veya yer sağlayıcının yurt içinde bulunması halinde 24 saat içinde hâkim onayına sunulacaktır.
TİB ayrıca bu suçları içeren yayını yapanların kimliğini tespit etmesi halinde Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunacaktır. TİB tarafından alınan erişim engelleme kararlarının yerine getirilmemesi halinde erişim sağlayıcılara 10.000 ile 100.000 YTL arası idari para cezası verileceği öngörülmüştür. İdari para cezasının verildiği andan itibaren 24 içinde erişim engelle kararı yerine getirilmezse, erişim sağlayıcının yetkilendirilmesinin iptaline dahi karar verilebilecektir.
a) İçerik veya Yer Sağlayıcı Yurtdışında Bulunuyorsa
8. maddede yer alan tüm suçlar bakımından uygulanmak üzere, eğer içerik sağlayıcı yurt dışında bulunuyor ise TİB, hâkim veya savcı kararına gerek olmaksızın kendiliğinden erişim engelleme kararı verebilecektir. Diğer bir deyişle, 8. maddede sayılan suçlardan herhangi birinin işlendiğine dair yeterli şüphe var ise ve içerik sağlayıcı ya da erişim sağlayıcı yurtdışında bulunuyor ise adli mercilerin kararlarına gerek olmaksızın TİB, kendiliğinden erişim engelleme kararı alabilecektir.
Bu bakımdan, barındırma hizmetinin yurtdışında bulunan bir yer sağlayıcıdan almak, bir nevi mahkeme kararı olmaksızın internet sitesinin TİB tarafından erişme kapatılması için bir gerekçe sunmak anlamına gelmektedir. Erişim engelleme kararının TİB tarafından alınabilmesi, içerik veya yer sağlayıcıdan herhangi birinin yurt dışında olması yeterli görüldüğünden, içerik veya yer sağlayıcalardan birinin yurt içinde bulunması halinde de TİB tarafından erişim engelleme kararı alınabilecektir.
İçerik ve yer sağlayıcının her ikisinin de yurt dışında olması halinde, kararın TİB tarafından alınabileceği düzenlenseydi kanımca daha uygun olurdu. Yönetmelikte açıkça ifade edilmese de, içerik veya yer sağlayıcının yurt içinde olması nedeniyle TİB tarafından alınan erişim engelleme kararları 24 saat içinde hâkim onayına sunulmalıdır. İçerik veya yer sağlayıcının birinin yurt dışında diğerinin yurt içinde olması halinde ortaya çıkacak çelişki haline aşağıda değinilecektir.
Ayrıca, suç şüphesi gibi hukuki bir kavramı mahkeme niteliği olmayan idari bir kurumun takdirine bırakmak son derece yanlıştır. Bu bakımdan, hangi suç işlenirse işlensin gecikmesinde sakınca olan hallerde TİB’e erişim engelleme kararı alma yetkisi tanınsa bile TİB’in alacağı bütün erişim engelleme kararları, hukuk devleti ilkesi gereği hâkim onayına sunulmalıdır. İçerik veya yer sağlayıcının yurt dışında olması hali, idari bir kurum olarak TİB’in alacağı kararının hâkim denetiminden geçmemesi için bir gerekçe olmamalıdır.
b) Çocukların Cinsel İstismarı veya Müstehcenlik Suçları İşlenmişse
Çocukların cinsel istismarı veya müstehcenlik suçlarının işlendiğine dair yeterli suç şüphesi bulunması halinde, içerik veya yer sağlayıcının yurt dışında olup olmadığına bakılmaksızın ve hâkim, mahkeme veya savcı kararı olmaksızın TİB erişim engelleme kararı verebilecektir.
Üstelik içerik veya yer sağlayıcıdan herhangi birisi yurt içinde bulunmuyor ise TİB’in aldığı kararın hâkim tarafından onaylanması da gerekmeyecektir. Yukarıda da değinildiği gibi, suç ayrımı yapılmasızın ve içerik veya yer sağlayıcının nerede olduğuna bakılmaksızın TİB’in alacağı erişim engelleme kararlarının tümü hâkim onayından geçmelidir.
Aksi halde, mevcut düzenlemeye göre TİB, mahkeme niteliğinde olmadığı halde çocukların cinsel istismarı veya müstehcenlik suçlarına ilişkin yeterli suç şüphesi olup olmadığına tek başına karar vererek uygulamaya koyma yetkisine sahiptir.
Çocukların cinsel istismarı veya müstehcenlik suçlarını oluşturan yayınlarda, içerik veya yer sağlayıcı yurt içinde bulunuyorsa, TİB aldığı erişim engelleme kararını 24 saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunacaktır ve hâkim, kararını en geç 24 saat içinde verecektir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde erişim engelleme kararı, TİB tarafından derhal kaldırılacak ve erişim sağlayıcılara bu konuda bilgi verilerek gereğinin yerine getirilmesi istenecektir. Ancak içerik veya yer sağlayıcı yurt dışında bulunuyorsa, TİB kararı hâkim onayına sunulmaksızın uygulamaya geçirilecektir. Burada önemli bir soru akla gelmektedir: içerik ve yer sağlayıcılardan biri yurt dışında diğer ise yurt içinde ise, TİB’in aldığı erişim engelleme kararının hâkim onayına sunulması gerekir mi? Kanuna ve Yönetmeliğe göre bu sorunun cevabı hem evet hem de hayırdır. Yönetmelik hukuk tekniği açısından iyi hazırlanmadığından “veya” bağlacı ile ayrılan iki ayrı duruma iki ayrı sonuç bağlanmış ancak bu iki durumun aynı anda gerçekleşebileceği ihtimali hesaba katılmamıştır.
Daha açık bir ifadeyle, içerik veya yer sağlayıcılardan herhangi birinin yurtdışında olması, erişim engelleme kararının TİB tarafından alınması için yeterli bir gerekçe olacaktır. Diğer yandan, içerik veya yer sağlayıcılardan herhangi birinin yurt içinde bulunması, TİB kararının hâkim onayına sunulmasını gerektirecektir.
Bu durumda, içerik ve yer sağlayıcılardan biri yurt içinde biri de yurt dışında ise TİB, aldığı kararı hâkimin onayına sunacak mıdır? Yönetmelik bu sorunun cevabını verememektedir. Bu karışıklığı gidermek açısından Yönetmelik değiştirilmeli ve içerik veya yer sağlayıcının herhangi birinin yurtdışında olması kriteri yerine, her ikisinin de yurt dışında bulunması kriteri benimsenmelidir.
TİB’e fıkra ayrımı gözetilmeksizin TCK madde 226’da düzenlenen müstehcenlik suçu için de TİB’e kendiliğinden harekete geçme hakkı tanınması doğru değildir. Zira müstehcenlik suçuna ilişkin TCK’nın 226. maddesi oldukça geniş kapsamlı bir düzenleme içermektedir. Bu bakımdan Kanundaki ve Yönetmelikte bu düzenleme müstehcen içeriğe sahip olan tüm internet sitelerinin erişime kapatılmasını gerektirmektedir. Ancak, müstehcen içerikli internet sitesi sayısının tahmini olarak 4-5 milyon civarında olduğu ve bu rakamın internetteki site sayısının yaklaşık %12’sini oluşturduğu göz önüne alınırsa böylesine geniş kapsamlı bir erişim yasağının uygulanmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. Eğer müstehcenlik suçu ile ilgili mutlaka erişim yasağı konulması gerekiyorsa, müstehcenlik suçuna ilişkin maddenin tümünü değil en azından sadece 3. ve 4. fıkra hükümlerinin ihlali halinde erişim yasağı konulabileceği düzenlenebilirdi.
Kanımca, idari bir kurum niteliğinde olan TİB’e hâkim onayı olmaksızın erişim engelleme kararı verme yetkisi tanınması son derece yanlıştır. Erişim engelleme kararı sadece adli mercilere tanınan bir yetki olmalı ve TİB adli mercilerce alınan erişim engelleme kararlarının uygulanması ve denetlenmesi konularında yetki sahibi olmalıdır ancak karar merci olmamalıdır. Ya da sadece gecikmesinde sakınca olan hallere özgü olmak üzere, suç ayrımı yapılmaksızın TİB’e genel olarak erişim engelleme yetkisi verilmeli ancak herhangi bir şart aranmaksızın TİB tarafından alınan erişim engelleme kararlarının tümü için 24 saat içinde hâkim onayı alma zorunluluğu getirilmelidir.
Kanunun 10/4d maddesi, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na bu kanunda sayılan internet suçlarının işlenmesini önlemek için bir bilgi-ihbar merkezi kurulmasını düzenlemiştir. Bu amaçla, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı “www.ihbarweb.org.tr” alan adıyla bir internet sitesi ve “0312 5828282” numaralı telefon hattı kurarak, kişi ve kurumlara kanunda gösterilen internet suçlarını ihbar etme imkânı tanımıştır. Bu bilgi-ihbar merkezine yapılan ihbarlar, öncelikle teknik ve hukuki incelemeye alınacak ve eğer ihbar edilen içerikte kanunda gösterilen suçlardan birisinin işlendiği konusunda yeterli şüphe sebebi tespit edilirse, işlenen suça göre işlem yapılacaktır.
Bu makalenin son bölümünü burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.