Türkiye’de adı “bağımsız” olan bir çok kurum bulunuyor. Avrupa Birliği’ne uyum kapsamında oluşturulan bu kurumların bir çoğu önemli sektörlerde düzenleyici görevini sürdürüyor. Bir çok sektörde, örneğin bankacılıkta önemli tartışmaların yaşandığı, enerji de taşların yeniden yerine oturduğunu izliyoruz.
Telekomünikasyon sektöründe görev yapan ve bu sektörün düzenleme, denetleme görevini yerine getiren, ikincil düzenlemeleri yapan TK, yeni başkanını arıyor. “Arıyor” diyoruz ama, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın önerdiği isim Başbakanlıktan onay almış ve çoktan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in önüne gitmiş bile. Sektör mü? Sektör bizden duydu haberi, şaşırdı, beklemiyordu demek ki…
Kıyı Emniyeti Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Acarer, telekom sektörü tecrübesini denizlerde etkin bir şekilde kullanan değerli bir bürokrat. Üstelik sektörün sıkıntılarını, serbestleşme sürecini, özelleştirme sürecini, GSM operatörlerinin durumunu biliyor mu acaba yeni Başkan adayı? Bilmiyorsa, TK’ya başkan olmak, bürokrasinin çarklarında erimek anlamına gelebilir.
TK Başkanlığı için konuşulan isimlerden öne çıkan Tayfun Bey’in tecrübesini değerlendirmeden önce dünyada düzenleyici kurulları inceleyerek, “TK Başkanı nasıl olmalı?” sorusunun yanıtını arayalım.
Dünyada, özellikle Avrupa’da düzenleyici kurullar, telekomdan posta hizmetlerine, bilgi teknolojilerinden yasal düzenlemelere kadar bir çok konuda yetkilendirilmiş bulunuyor. Bölge müdürlükleri ülkelerin geniş alanlarında görev yapıyor. Hatta personelin çoğu burada istihdam ediliyor ve teknik düzenlemelere destek oluyorlar.
Dünyada telekom alanında faaliyet gösteren üst kurulların, kuruluşlarını takip eden ilk dört-beş yıl içinde yoğun olarak düzenleyici fonksiyonun ağırlık kazandığı, daha sonra denetleme fonksiyonun süreç içerisinde artığı gözlemlenmektedir. Özellikle, adil rekabet şartlarını sağlamak, tüketici şikayetlerini değerlendirmek, insan sağlığı ve can ve mal emniyeti açısından tedbirleri almak, pazarın gelişimini izleyerek gelişimi yönünde tedbirleri almak ancak güçlü bir denetleme fonksiyonu ile mümkün olabilmektedir.
Almanya düzenleyici kurumu RegTP 1 Ağustos 1996’da kuruldu ve 1 Ocak 1998 yılında yasada yapılan değişiklik ile bugünkü halini aldı. RegTP’nin görev alanı ülkemizde Telekomünikasyon Kurumu (TK), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Haberleşme Yüksek Kurulu (HYK) gibi kurumların görevleri ile Posta Düzenlemelerini içine alıyor ve Almanya’da 40 bölgede hizmet veriyor. RegTP’nin 4 ayrı seviyede (A.B.C ve D) çalışan 1215’i mühendis 2500 personeli bulunuyor.
İngiltere düzenleyici kurumu OFCOM’da 9 kişiden oluşan bir kurul var. OFCOM’un başkanı ve üyelerinin genel olarak telekomünikasyon ve yayıncılık alanında derin tecrübeleri olduğu ifade ediliyor. OFCOM’un görev alanı ülkemizde TK, RTÜK, HYK gibi kurumların görevleri ile Posta Düzenlemelerini içine almakta ve İngiltere’de 6 bölgede hizmet vermektedir. OFCOM 6 bölgedeki bu hizmetlerini toplam 850’den fazla çalışanı ve birkaç adet danışma kurulu ile görevlerini sürdürüyor.
Fransa, Avrupa Birliği Direktiflerine uyum kapsamında telekomünikasyon sektöründe bağımsız düzenleyici otorite ART’yi 1 Ocak 1997 tarihinde kurdu. Kurum bir başkan ve beş üyeden oluşan yönetim kadrosu ile yönetiliyor. AB ülkeleri arasında sadece Fransa’ya ait bir yapılanma olmak üzere elektronik haberleşme sektöründe iki ayrı kurum bulunmaktadır. Bu kurumlardan birisi frekans spektrumunu düzenleyen Agence Nationale des Fréquences (ANFR) diğeri Autorité de Régulation des Télécommunications (ART) yetkilendirme ve diğer konularla ilgili. Bu kurumlardan ANFR’de 350’den fazla personel 10 bölgede hizmeti sürdürmektedir. 1996 yılında kurulan ART’de ise 5 üyeli kurul ile iki direktör yardımcılığı ve 9 birimden oluşmakta olup personel sayısı 137 seviyesinde.
Bir sonraki yazı da diğer ülkelerin düzenleyici kurullarını ve TK’nın personel yapısını incelemeye devam edeceğiz.