2004 ile başlayan dönemde Türk Telekom sektörünün 3 büyük devi yani Türk Telekom, Turkcell ve Telsim sahipliklerinde önemli değişiklikler oldu. Gerçi değişimin hala devam ettiği bazı noktalar var. Avea’nın durumu ya da yurtdışı borsalarda açılmaya hazırlanan Türk Telekom gibi. Ama büyük değişikliklerin tamamlandığını yani tozun dumanın artık dağılmaya başladığını düşünüyoruz.
Bu nedenle gelişmeleri hep telekomcu gözüyle değil, biraz da ekonomist gözüyle değerlendirelim istedik ve Telsim ve Türk Telekom yapılanma ve satışlarında muhtelif danışmanlıkla da yürüten Ernst Young Danışmanlık şirketinden Can Deldağ ile görüştük.
Turk-internet.com : Dış Yatırımcılar şu anda ülkemize nasıl bakıyorlar?
Can Deldağ : 2004 sonundan itibaren gayet olumlu bakıyorlar. Hem Türkiye içinde, hem de Dünya’daki konjonktürel durum, gelişmelerle örtüşüyor. Politik ve ekonomik açıdan 2003’deki seçimlerden bu yana istikrarlı bir dönem yaşıyoruz. Makroekonomik dengede de, kendi içinde sorunlar olsa da, genel anlamda istikrarlı bir ortam var.
Dünya 11 Eylül krizinden sonra girdiği durgunluktan çıkıyor. Şirketler bu süre zarfında kendi içlerine döndü. Dolayısıyla para birikti. Petrolün yükselen değeri nedeniyle Körfez ülkelerinde de epeyce bir birikim var, Şimdi, yatırım yapmak isteyenler yer bulamıyor. Çünkü bir süredir yatırım yapılmıyor.
Yabancı yatırımcı ülkelere kategorik olarak bakar. Ya yatırım yapılabilir ülke, ya da yapılamaz ülke şeklinde yorumlarlar. İşte AB ile resmen müzakerelere başlayınca Türkiye bu sınıflandırma da “yatırım yapılabilir” ülke haline geldi.
Turk-internet.com : Türkiye pazarının nesi cazip?
Can Deldağ : Türkiye pazarı büyüyebilir bir pazar olması açısından cazip. Her sektörde büyüme için fırsatlar mevcut. Ama bu bir dönem. Geçmişte de bu tür dönemler olmuştu ama Türkiye yakalayamamıştı. Türkiye bu sefer bu dönemi yakaladı.
Turk-internet.com : 2004’den sonra Türkiye’deki telekom sektörünün sermaye yapısının değiştiği görülüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Can Deldağ : Türk GSM pazarı, hiç beklenmedik bir şekilde hızlı gelişen ve başarılı bir sektör oldu.Ancak bazı şirketlerin rekabette, bazılarının da hissedarlık yapılarında sorun vardı.
Bir taraftan da incumbent (yerel dev yani Türk Telekom) büyük bir güç olarak rekabete ve verimliliğin önüne engel oluyordu. Ancak her şey ekonomik gerçeklere ve ihtiyaçlara uygun olarak gelişti. Liberalleşmenin olduğu bir sektörde devletin 20 sene sonra ne olacağı bilinmeyen bir alanda olması anlamlı değil.
GSM’de 3 ve 4.operatöre aynı anda yer yok.
Bu koşulları altalta koyduğunuz zaman, yaşadığımız olayların olması normal ve öngörülebilir.
Yukarıda söylediğimiz koşullar çercevesinde ilk önce Aria ile Aycell birleşti. Güçlü bir 3.cü yaratılmış olması rekabet açısından doğrudur.
Türk Telekom’un özelleştirilmesi çok yararlı oldu. Çok da başarılı bir özelleştirme olduğunu düşünüyorum.
Telsim ile Turkcell’in hissedarlarının da kaynak sorunları vardı. Onlarda da olabilecek en optimum sonuçlar elde edildi. Vodafone bir dünya devi. Sektöre ve ülkenin ekonomisine kalite getireceğini düşünüyorum.
Gerçekleşenler, ekonomik ihtiyaçlar doğrultusunda oldu. Biz ekonomistlerin işleri bitti. Belki son bir hareket, İtalya Telekom konusunda yaşanabilir. Bundan sonra dünya ile paralel tarifelerle konuşturan ve rekabet içindeki bir sektör oluşmuş olacak.
Turk-internet.com : Bu sektör artık dünya ICT olarak adlandırılıyor biliyorsunuz. Yani Bilişim ve Haberleşme Teknolojileri sektörü. Şu ana kadar Telekom-Haberleşme tarafını konuştuk. Peki bilişim tarafını nasıl görüyorsunuz? Neden Türk bilişim sektörü büyüyemedi? Ya da yatırımcıyı çekemiyor diye soralım?
Can Deldağ : Benim alanım bilişim değil ama gözlemlediğim kadarıyla çok parçalı, dünya ile rekabetten uzak, devlet tarafından desteklenmeyen, stratejisi belirsiz bir sektörden bahsediyoruz.
Dünya’da bilişim alanında fikirleri büyütecek küvözler var. Türkiye’de bunları göremiyoruz, mesela ortaya bir Hindistan stratejisi koyulamıyor. Bu alanda da devletin stratejisi olmalı. Bu konuda ferdi başarılar var ama toplu bir strateji yok. Dışarıya mal satmak kolay değildir. Venture Capital (Risk Sermayesi) sistemi çok önemli.
Turk-internet.com : Gelelim Türk Telekom özelleştirmesine. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Mesela daha önce yaptığımız bir röportajda Türk Telekom’un 2000’li yılların başında yapılanması için danışmanlık yapan Arthur Andersen (daha sonra Ernst Young oldu), çeşitli önerilerde bulunmuştu. O yıllarda, mevcut Türk Telekom yönetimince 9 şirketli holding yapısının benimsendiği önerilerden birisi altyapı şirketi olarak yapılanmasıydı.
Can Deldağ : Altyapıyı ayırıp satacağız denildiğinde, Türkiye gerçekleri ile satmak zor olurdu. Örneğin içinde Avea olmadan sadece fixed-line bir operatör olarak satmak da anlamsız olurdu. Mobil operatörü olması şirkete başka bir değer katar.
Özelleştirmeye şöyle bakalım. Başarı kriterleri nelerdir;
–Şeffaflık
–Fırsat eşitliği
–Değer (yüksek olması)
–Sonrasında pazara katkı yapacak bir piyasa oyuncusu yaratılması
–Çalışanların korunması
Bunlar ilk aklıma gelenler. Türk Telekom ile Telsim ihalelerinin ikisine birden tarafsız gözle bakarsak, aslında Türk Telekom özelleştirmesi Telsim kadar cazip bir satış değildi. Zaten katılanlara bakarsanız bunu görürsünüz. Sonuçta 4 oyuncu katıldı. Telsim ihalesine ise tüm dünya devleri geldi.
Türk Telekom doğru zamanlama ile satıldı. Konjonktüre uyan bir fiyat elde edildi denilebilir.
Turk-internet.com : Personel için sonradan 5 yıl hakkı verilmesi Oger’e bir avantaj olarak yorumlanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Can Deldağ : Personel için sağlanan 5 yıl şartı, Oger’den ziyade personeli korumaya yönelik bir önlem. Devlet 60.000 personelini geri almayı taahhüt ediyor. Bu ülke ekonomisini çalkantılardan koruyan bir hareket.
Turk-internet.com : Türk Telekom’u alan Oger’in gelecek sene şirketi Dubai ya da Londra borsasında satacağını duyuyoruz. Bu konuda farklı düşünenler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Can Deldağ : Borsada hisselerin sürülmesinde hukuki bir yanlışlık yok. Ancak hukuki açıdan satış şartnamesinde yapılamaz denilen bir şey satılsaydı yanlış olabilirdi.
Turk-internet.com : Türk Telekom’u alan Oger, Telekom operatöründen ziyade bir finansal yatırımcı mı sizce?
Can Deldağ : Finansal yatırımcı nedir? Belli bir süre satın aldığı varlığı yönetir. Bu süre 3-5 yıl arasındadır. Halka ertesi gün açmaz. Önemli olan hisselerin ne kadarını vereceğidir.
Oger halka kapalıyı, halka açıyor. Tüpraş ya da Erdemir açık. Zorlu Vestel’i açtı. Bu herkes için daha hayırlı. Çünkü halka açılan müessese daha şeffaf hale gelir. Daha verimli ve daha iyi yatırımcı kontrolü vardır.
Oger halka giderken, devlet de satacaktır. Halka açmak, finansal yatırımcı olmak anlamına gelmez. Saudi Oger, bölgede telekomcu olmaya çalışan bir oyuncu.
Turk-internet.com : Vodafone’un Telsim’i almasına ne diyorsunuz?
Can Deldağ : Vodafone, Telsim’in pazarda bir yeri olması nedeniyle geldi. Şirket dünya çapında pazar kapmaya çalışıyor. 10 milyon abonesi olan bir şirket olarak Telsim’e denk sadece Mısır’daki GSM operatörü olabilirdi.
Turk-internet.com : Telsim ihalesinde, sizin de danışmanlığınızla 500 milyon $ altında öz sermayesi olan şirketler giremez şartı konulmuş. Bu nedenle Koç-Sabancı-Çalık dahil hiçbir Türk firması bu ihaleye giremedi. Neden bu tür bir madde konuldu?
Can Deldağ : Telekomünikasyon Kurumu mevzuatından gelen bir maddedir bu. Daha önce de uygulandı.
Türkiye’de sermaye birikimi yok. Devlet bundan 50 yıl önce olmayan sektörlerde fabrikalar kurup, önemli bir adım atmış ama daha sonra yapılması gereken yapılmamış. 30 sene önce Tüpraş ve Erdemir gibi şirketler Türk özel sektörüne devredilmiş olsaydı, Türk özel sektörünün rekabet gücü olurdu.
Açık kaçak ekonomi ve haksız rekabet olan bir ortamda yüksek enflasyon da üstüne gelince sermaye birikimi olamadı. Türk özel sektörü de kolaycılığa kaçtı. Yüksek gümrük duvarlarını destekledi.
Turk-internet.com : Sektörde bir de şu ana kadar konuşmadığımız yeni sabit hat operatörleri var. Bu konuda ne diyorsunuz?
Can Deldağ : Ufak oyuncuların Türk Telekom’un karşısında durması kolay değil. Birleşecekler, sektörde konsolidasyon olacak. Bölgesel olarak birkaç küçük oyuncu olabilir.
Kablo işi de hal yoluna girecektir. Devlet’in elinde bir asset durumunda. Onu da ihale ile satmalarını tavsiye ettik.