Bu söyleşinin ilk bölümünü Yaman Akdeniz : Eleştiriler Sonucunda Filtre Sistemi Opsiyonel Bir Sistem Olarak Karşımıza Çıktı – 1 başlığı altında okuyabilirsiniz.
Yaman Akdeniz ile Avrupa Güvenlik için İşbirliği (Organization for Security and Co-operation in Europe – OSCE) Örgütünün, Medya Özgürlüğü (Media Freedom) ofisinin başı olan Dunja Mijatović ziyareti konusundaki söyleşimizi yayınlamayı sürdürüyoruz :
turk-internet.com : Peki Yaman Bey, son dönemde enteresan gelişmeler görüyoruz. Biliyorsunuz Arap Baharı’ndan bahsediliyor ve internetin burada çok önemli bir rolü olduğu konuşuluyor, özellikle de sosyal medyanın. Arkasından bakıyoruz, Londra’da bir gece isyan çıkıyor ve İngiliz Hükümeti cep telefonu üzerinden haberleştikleri gerekçesiyle cep telefoncuları ve sosyal medyacıları topluyor, onlardan bilgi istiyor takip anlamında. Sonra bakıyoruz Wall Street’te çok büyük bir etkinlik var, bunlar da yine bir nevi Amerikan Baharı – öyle ifade edilmiyor ama aslında öyle – ve son olarak da Wikileaks’te biliyorsunuz, cep telefonlarımızla takip edildiğimize dair bir yazılım olduğu ortaya çıktı. Wikileaks’te spy files diye yeni bir olay çıktı telefonların takip edildiğine dair.
Bütün bunların sonucunda ne oluyor? Dünyada insanlar takip mi ediliyor? Bu teknoloji tersine mi işliyor? Yararı yerine insanları big brother usulü baskı altına mı alıyor? Ve ne olacak?
Yaman Akdeniz : Özellikle son yıllarda sosyal medyanın gelişimiyle ve Twitter gibi, Facebook gibi, Friend gibi daha interaktif kullanıcı odaklı sistemlerin ve servislerin ortaya çıkmasıyla bunlar çok yaygın oldu ve politik amaçlarla da kullanılıyor.
Mesela 15 Mayıs günü yapılan Taksim’den Tünel’e olan internet sansürlerini protesto eden yürüyüşe 50 bin kişi katıldı ve tamamen Twitter ve Facebook üzerinden organize edilmişti yani bu gibi servisler üzerinden organize olmak çok kolaylaştı. Tabi bu kolaylık politikacıları değil, devletleri ve emniyet teşkilatlarını, İngiltere’den verdiğimiz örnek olsun, çok ciddi bir kaygı var devlet tarafında ve bu da tabi farklı bir pazara dönüştü.
Bu tip yazılımlarda, yani cep telefonlarınızı takip eden veya internetteki bütün aktivitelerinizi takip etmeye çalışan bazı yazılımlar da ortaya çıkmaya başladı ve bunlar da tabi devlet tarafından ilgi görüyor ve kullanılmaya çalışılıyor.
Hatta bazı ülkelerde iletişim sistemlerini, Mısır’da olduğu gibi toptan kapatmaya çalışan ülkeler de karşımıza çıkıyor. Yani böyle bir isyan zamanında veya Arap Bahar’ı diye tanımladığımız bir dönemde, iletişimi toptan kesmek yani sadece mobil telefon değil, internet iletişimini de ortadan kaldırmaya çalışan yaklaşımlar var. Obama hükümeti bile bunu bir dönem düşündü, hala da düşünüyor.
O bakımdan bunlar çok korkutucu sistemler aslında. Fakat teknolojiyi iki taraflı düşünmek lazım. İyi yanları da var, kötü yanları da var. Her zaman iletişim teknolojileri iyi işler için kullanılabilir. Aynı zamanda istismar edilmesi de mümkün ve devletler de büyük birader yaklaşımıyla her zaman bu teknolojilerden rahatsızlık duyacak ve engellemeye kalkışacaklar.
turk-internet.com : Onlara karşı da Anonymous gibi gruplar çıkıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yaman Akdeniz : Tabi. Teknolojide zaten bununla da mücadele etme yöntemleri var. Biliyorsunuz Türkiye’den Youtube’a erişim iki buçuk sene engellenmişti fakat aslında kullanımda hiçbir şey değişmedi çünkü kullanıcılar bir şekilde bu siteye ulaşmayı becerebildiler. Aynı şekilde bundan sonra da kullanıcılar daha dikkatli olup internet aktivitelerini ya da iletişimlerini saklamaya, korumaya çalışacaklardır çünkü gizlilik de sonuçta bir ihtiyaçtır. Yani vatandaş devlet karşısında tamamen şeffaf olamaz.
Söyleşinin son bölümünü pazartesi günü okuyacaksınız..