Yeni cep operatörü Aria, roaming (ulusal dolaşım) anlaşması için Turkcell ve Telsim’le görüşmelerden sonuç alamayınca, yasa gereği ‘hakem’ konumunda olan Telekomünikasyon Kurumu’na başvurdu. Mobil telefon ihalesi sonrasında verilen lisans anlaşması gereği, eski operatörlerün vermesi gereken roaming hizmeti konusunda fiyat sorunu çıktığı belirtiliyor.
Aria’nın mevcut iki operatörle anlaşmaların gecikmesi, şirketin Türkiye çapında hizmet vermesini aksatıyor. Şu anda sadece İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’da abonelerine hizmet verebilen Aria’nın, kapsama alanını Türkiye çapına yayması için, kendi altyapısını geliştirmenin yanı sıra, mevcut iki operatörle de roaming anlaşması yapması gerekiyor. Firmanın ödemeyi taahhüt ettiği rekor lisans ücretinin bir nedeni de, sözleşmede yer alan “roaming” şartıydı yani yatırım maliyetinin daha az olacağı, mevcut operatörlerin altyapısından (baz istasyonlarından) yararlanılabileceği düşünülmüştü.
Lisans anlaşmaları ve yasalar yeni operatörlerin bu tür anlaşmaları yeni operatöre ‘hak’ olarak tanırken, eski operatörleri de zorunlu kılıyor. Bu nedenle eski iki operatör, ‘biz böyle bir anlaşma yapmayız’ diyemiyorlar. Ancak ‘kapsama alanı kullanım bedeli’ gibi, tarafların anlaşmasına bağlı konularda tıkanma yaşanıyor.
Eski iki operatörün, kendi şebekelerinden Aria’ya yönelik aramalarda tarifeyi daha yüksek tutmaları da “haksız rekabet” iddialarına neden oluyor. Ulaştırma Bakanlığı ve Telekomünikasyon Kurumu, roaming anlaşmasının zeminini oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. Kurumun, yeni bir yönetmelik hazırladığı bildiriliyor.
Roaming telekomünikasyon literatüründe ‘dolaşım’ anlamına geliyor. Telekom şirketlerinin, başka operatörlerin kapsama alanında bulunan yani dolaşan abonelerine hizmet verebilmeleri için o operatörlerle yaptığı anlaşmaya “Roaming” deniyor. Bunun için firma, o şirketler ile anlaşma yaparak, şirketin altyapısını kullanıyorlar ve buna karşın bir ücret ödüyorlar. Eskiden devlet tekellerinin olduğu yıllarda, örneğin Almanya’da yaşayan akrabalarımızla ya da seyahate giden arkadaşlarımızla yaptığımız telefon görüşmeleri de bu “roaming” sayesinde mümkündü.
406 sayılı Telekomünikasyon Kanunu, roaming yapmakla yükümlü şirketleri belirliyor. Bu şirketler talepleri eşitlik esasına göre karşılamak zorundalar. Rakiplerini saf dışı bırakmak için ağır şartlar ileri süremiyorlar. Kanunda, “Mobil telekomünikasyon, data veya diğer altyapı işletmecileri, aynı alandaki diğer işletmecilerin müşterilerine ait ekipmanların kendi telekomünikasyon sistemleri üzerinden de çalışabilmesine izin verilmesine yönelik yapacakları makul, ekonomik açıdan oranlı ve teknik açıdan imkân dahilindeki roaming taleplerini karşılamakla yükümlüdürler” diyor.
Aria’nın faaliyete geçmesinin üzerinden iki ay geçmesine karşın henüz sonuca ulaşılmamış olması, tüketici kesimde “Aria bütün Türkiye’de konuşturamıyor” esprilerine yol açıyor.
Aycell’de de Aynı Sorun
Aynı sorun Türk Telekom’un GSM şebekesi Ay Cell’de de yaşanıyor. Aria’nın diğer iki operatörle anlaşmasının sürüncemede kalması üzerine Türk Telekom yetkilileri, operasyonu ertelediler.
Turkcell yetkilileri konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptılar: “Altyapımız kullanılacağı için şebekemizin yeterliliğinin test edilmesi lazım. Ulusal dolaşım çok nadir bir uygulama. Ayrıca anlaşma ticari bir zemine oturmalı. İkinci bir operatörle yaparsa haksız rekabet olur.”
Telsim ise anlaşmazlık konusunda bir açıklama yapmaktan kaçınıyor.