İnternet kullanıcılarının önlerinde duran önemli bir çelişki; henüz dar çevreler tarafından tartışılan “kişisel mahremiyet mi, ücretsiz kullanım mı?” sorusu. Bir çok kez ifade ettik; “Eğer Para Ödemiyorsanız, O zaman Ürün Sizsiniz”[1]. Bu ifade basitçe, “eğer Twitter, Facebook ya da Gmail kullanırken para ödemiyorsanız, o zaman kim ödüyor?” anlamına geliyor. Ödeyen sizin ilgi alanlarınızı değerlendiren reklamverendir. Bu reklamverene sizin ilgi alanlarınızı ya da başka deyişle kişisel bilgilerinizi veren ise ziyaret ettiğiniz sitelerdir. Bu siteler, verilerinizi kullandığınız tarayıcı (browser) kanalıyla sağlarlar. Hala farkında olmayan varsa diye konuyu kısaca anlattık.
Şimdi gelelim haberimize; Kaliforniya Başsavcısı Kamala D. Harris, tüm web sitelerinden kullanıcıların gizlilik noktasındaki önceliklerine ne şekilde saygı gösterdikleri açıklıkla bildirmelerini istedi. Yukarıda yazdığımız gibi web tarayıcıları, ziyaret ettiğiniz sitelerin kişisel bilgilerinizin toplanmasına izin verip vermemenizi tamınlamanıza yardımcı oluyor. Ancak gerçek hayatta bütün tarayıcılar bu gerekliliği bilerek ihmal ediyor. Çünkü dediğimiz gibi, online aktivitelerinizi takip etmek ve bu verileri daha sonra hangi sitelere girdiğinizi belirlemek amacıyla kullanmak, reklam firmalarına satışı anlamına geliyor ve dolayısıyla internet şirketlerinin temel para kazanma yolu oluyor.
Ancak Kaliforniya Başsavcısı Kamala D. Harris, şimdi bütün internet sitelerinden kullanıcılar açısından internet gizliliği sağlayıp sağlamadıklarını, sağlıyorlarsa da ne şekilde sağladıklarını açık bir dil ile belirtmelerini istiyor. Geçtiğimiz Çarşamba günü yayımlanan yönetmelik, 1 Ocak tarihinde yürürlüğe giren Özel Hukuk Yasası’na uyum sağlamada internet şirketlerine yardımcı olmak amacını taşıyor. Söz konusu Yasa, kullanıcıların “ Beni takip etme” şeklindeki talimatlarını ne şekilde yerine getirdiklerini içeren bilgi de dahil olmak üzere, web sitelerinin gizlilik noktasındaki uygulamaları nasıl gerçekleştirdiklerini açık bir şekilde izah etmelerini istiyor.
1 Ocak tarihinde yürürlüğe giren Kalifornia yönetmeliği, gönüllülük esasına dayanıyor çünkü Federal ya da eyalet kanunları ya da sektörel düzenlemeler aracılığıyla daha bağlayıcı gizliliği koruma politikalarının oluşturulması noktasında yeterli desteğe ulaşamadı. Kullanıcıların, “Beni takip etme” talebine uygun davranmak hususunda bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar, kullanıcı gizliliğinin internet üzerinde korunmasının ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Amerikan Federal Ticaret Komisyonu (FTC), “ Beni takip etme” kuralını ilk defa 2010 yılında teklif etti[2]. Ancak sonuçta hiçbir şey olmadı! 2 yıl sonra ise, bu kez Beyaz Saray, kullanıcıların özel bilgilerini korumaları yönünde ve nasıl takip edildikleri bilgisini de içeren “ Tüketici Gizliliği Haklar Beyannamesi”ni yayımladı. Ancak bu da diş geçiremeyen ve sadece niyet bildirisi düzeyinde kalan bir uygulama oldu.
Mozilla’s Firefox ve Microsoft’s Internet Explorer, yani pazarın lideri 2 tarayıcı, süreci bir çeşit dürtme girişimi olarak kullanıcılarına ziyaret ettikleri sitelere takip edilmek istenmediklerine dair mesajlar gönderme seçeneğini sundular. Apple’s Safari ve Google’s Chrome da daha sonra benzer seçenekler getirdiler.
Yapılan reklama ve teknoloji endüstrisinin bu tür taleplere karşılık vermek için yollar aramasına ve tüm sonuçsuz görüşmelere rağmen, çok az ilerleme sağlanabildi. Ta ki Mayıs ayına gelene ve bir Beyaz Saray danışman grubu, takip konusunda sınırlama gerekliliği çağrısında bulunana kadar. Gerçekte ise bugüne bakıldığında, hiçbir site web tarayıcılardan gelen “ Beni takip etme” talebine saygı göstermiyor.
Bu mesaja olumlu yaklaşan nadir firmalardan birisi ise Twitter. “Beni takip etme” sinyaline saygıyla yaklaşan firmalardan biri olan Yahoo ise, geçen ay yaptığı bir açıklamayla, bundan böyle bu uygulamaya devam etmeyeceğini açıkladı[1]. Ama firmanın ciro stratejisinin önemli bir kısmı hizmet ve reklamların bireyselleşmesine dayanıyor. Tabii bu da, tahmin edeceğiniz gibi, kullanıcıların web’te takip edilebilmelerine bağlı. Bu nedenle de 1 hafta kadar önce bu konudaki ayarlamaları düzenleyen butonu kaldırdıklarını duyurdular[3].
Yahoo, Google ve Facebook yetkilileri yaptıkları çeşitli açıklamalarda, diğer siteleri ziyaret ettiklerinde ortaya çıkan takiplerin sayısını sınırlamak amacıyla kullanıcılarına çeşitli araçlar önerdiklerinin altını çizdiler.
Microsoft şirketi yaptığı açıklamada ise, Harris’in söz konusu yönetmeliğinin Kalifornia Yasası’nın yorumlanmasında şirketlere yardımcı olacağını belirterek, “endüstriyi bu türde gelişmelere dahil etmek yönündeki istekleri saygıyla karşılıyoruz” denildi.
Ancak, basit bir şekilde, yani tek bir tık ile web takiplerinin önüne geçilmesi kolay değil. Problemin merkez noktası, hiç kimsenin, “ Beni takip etme” mesajının ne olduğu üzerinde bir görüş birliğinin olmaması. Söz konusu tartışmaları yakından takip eden Electronic Frontier Foundation’da avukat olarak görev yapan Lee Tien, bu durumu şu örnek ile açıklıyor: “ Bu, birinin size 1 dolar vermesi ve sizin de bu paranın sizin için ne anlama geldiğine karar vermenize benziyor.”
İnternet sitelerinin çoğu, kullanıcının bir sitede iken takip edilmesinin iyi bir şey olduğunu savunuyorlar. Bu sitelere göre, örneğin siz Facebook’ta iken başka nerelere girdiğinizin takip edilmesi suretiyle, Facebook sizin kendi sayfasından memnuniyetinizi ölçebiliyor.
Online reklamcılık ile ilgili tüm şirketleri bünyesinde barındıran Dijital Reklam Birliği (IAB), sadece reklam amaçlı takiplerde uygulayacağı kendi “ Beni takip etme” teknolojisi üzerinde çalışıyor.
Bu arada, gizliliğinizi korumak için siz ne yapabilirsiniz?
En basit çare şu: Belli bir siteye girerken şifrenizi hatırlamaktan tutun da, sizi web üzerinde takip etmeye kadar çok çeşitli işler yapan ve internet şirketlerinin web sayfanıza attıkları “cookie” denilen yazılımların tümünü (bilgisayarınızın ayarlarından) kapatabilirsiniz.
Ancak dikkat! Birçok site, bu cookie’ler bloklu iken çalışmıyor. Başka bir seçenek olarak da, ilgili internet sitesinin yardım sayfasından çözüme ulaşabilirsiniz.
Eğer bu internet takiplerinin size kişiselleşmiş reklamlar ulaştırmada kullanılacağını düşünüyorsanız, bilmenizde fayda var: Reklam endüstrisi, iştirak eden şirketlerin sizi takip etmesini engellemenize olanak tanıyan bir sayfa oluşturdu. Ancak bu sayfa biraz yavaş çalışıyor. Üstelik “ Beni takip etme” seçeneğini seçmiş olsanız bile, bazı firmalar sizi izleyebiliyorlar. Adblock Plus ve Ghostery gibi üçüncü parti uygulamaları da bu konuda size ayrıca yardımcı olabilir.
Google ve Facebook gibi kişisel sitelerde takibi sınırlamak için bu sitelerin ilgili sayfalarında gerekli ayarlamaları yapabiliyorsunuz tabii bu siteler izin verdiği kadarıyla.
Electronic Frontier Foundation bu konuda kendi çözümü üzerinde çalışıyor. Şirket, zararlı olduğunu anladığı şirketler tarafından yapılan takipleri bloklayan Privacy Badgerthat isimli bir yazılım programını geçtiğimiz günlerde uygulamaya koydu. Söz konusu araç henüz test aşamasında. Ancak bu uygulama çalışır haldeyken, birçok site düzgün olarak çalışmayacak.
Bir şey daha: Günümüzde kullanılmakta olan “ Beni takip etme” seçeneği, online kalmanın en önemli araçlarından biri haline gelen akıllı telefonlara ve mobil app’lere uygulanmıyor. Takip teknolojisi ve bunu engelleme yolları, mobil uygulamalar söz konusu olduğunda hâlâ olgunlaşmamış durumda.
[2] THE DO NOT TRACK OPTION: GIVING CONSUMERS A CHOICE
[3] Yahoo Stops Supporting the ‘Do Not Track’ Privacy Setting