İnternet üzerinde yer alan her sitenin kendine özgü bir adresi vardır. Bunlar IP adresi olarak adlandırılır ve bilgisayarlar arasında iletişim yapılırken veri paketlerinin adreslenmesinde kullanılırlar. Bir adres 32 bitlik bir sayıdır; dolayısıyla ağ üzerinde teorik olarak yaklaşık 4 milyar bilgisayar bağlanabilir. 32 bitlik IP adresleri gösterimi ve yazımı kolay olsun diye her biri noktalarla ayrılan 8 bitlik dört parçaya bölünmüştür. Örneğin 162.72.155.27 gibi. Kullanıcı düzeyinde IP adreslerini akılda tutmak çok zordur. Bu nedenle IP adresleri “Alan Adı Sistemi” ile simgesel olarak isimlendirilmiştir. Örneğin 179.23.45.0 adresine simgesel olarak “itu.edu.tr” adı verilirse bunu akılda tutmak daha kolay olacaktır. (1)
Kısaca açıklamak gerekirse “Alan Adı Sistemi”, okunması ve akılda tutulması kolay olan ve genelde aranan adres sahipleri ile ilişkilendirilebilen simgesel isimlerle yapılan adreslemede, karşılığı olan IP adreslerini bulan ve kullanıcıya veren sistem; alan adı da bu IP adreslerine verilen isimdir.(2)
Alan adı teknik özelliklerle ilgili bir önekten (www gibi), tematik veya coğrafi karakter belirten bir sonekten (.com,.tr gibi) ve basit veya bileşik bir sözcükten oluşan bir kökten oluşur. Kök özel bir isimden, tanınmış bir markadan, coğrafi işaretten vb.den oluşabilir. Kökün seçimi tamamen keyfidir, seçenin iradesine bırakılmıştır.
Alan adlarının tahsisi konusunda geçerli olan “ilk gelen ilk alır” prensibi bunu kötüye kullanmak isteyenlere fırsat tanımıştır. Örneğin ünlü bir markayı, ismi veya coğrafi işareti alan adı olarak tescil ettirenler bunların sahiplerine bu alan adlarını satmışlar veya satmak istemişlerdir.
Bu durumun gittikçe daha ciddi boyutlara gelmesi üzerine uluslararası platformda önlem alınması ihtiyacı kendini hissettirmiştir. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO,OMPI) siber-korsanlık olarak adlandırılan bu durumu önlemek için birinci danışma sürecini başlatmıştır.
Bu süreç, 24 Eylül 1999’da Tahsis Edilmiş Ad ve Sayılar İnternet Birliği (ICANN) tarafından “Yeknesak Uyuşmazlık Çözüm Sistemi (UDRP)”nin kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır.
Bu sistem, markalarla alan adları arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların hızlı ve ucuz olarak çözümlenmesini amaçlamaktadır. Sistem 1 Aralık 1999’dan beri yürürlüktedir ve bugüne kadar binlerce uyuşmazlığı çözerek başarısını göstermiştir.
Yazının devamını Alan Adları ile Coğrafi İşaretlerin Uyuşmazlığı-2 başlığı altında okuyabilirsiniz.
(1) Çölkesen Rifat – Örencik Bülent, Bilgisayar Haberleşmesi ve Ağ Teknolojileri, Papatya Yayıncılık,1999
(2) Özdilek Ali Osman, İnternet ve Hukuk, Papatya Yayıncılık,2002