Kamuoyunda fazla bilinmeyen ve telekomünikasyon sektörü ile ilgili bir fon da “Evrensel Hizmet Fonu”dur. Bu fon sektörün serbestleştiği 2005 yılından bu yana toplanmaktadır ve basit bir hesapla 400 milyon TL/yıl civarındadır. 2012’de bu fonun içinden 300 milyon/yıl tutarındaki bir miktarının BT ve Telekomünikasyon sektörünün ARGE’si için ayrılması da söz konusu oldu ama o zamandan bu yana geçen sürede bu fon hayata geçirilmedi.
Ama bu konuda asıl önemli sorun; BTK’nın bu fonu, telekomünikasyon lisansı alan firmaların telekomünikasyon dışı gelirlerinden de alıyor olması. Konuyu, Evrensel Hizmet Fonu’nun bu şekilde uygulanmasına yönelik davalar açan ve kazanan Avukat Gökhan Ahi ile konuştuk.
turk-internet.com : Evrensel Hizmet Fonu nedir, bilmeyenler açıklar mısınız? Kimden alınır, amacı nedir? Oranı nedir?
Av.Gökhan Ahi : 5369 sayılı yasanın 4. Maddesi ğ. bendi Evrensel hizmeti “Coğrafi konumlarından bağımsız olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde herkes tarafından erişilebilir, önceden belirlenmiş kalitede ve herkesin karşılayabileceği makul bir bedel karşılığında asgari standartlarda sunulacak olan, temel internet erişimi de dahil elektronik haberleşme hizmetleri” şeklinde tanımlamıştır. Bunun anlamı şudur: Telekomünikasyon şirketleri kâr elde etmek amaçlıdır. Dolayısıyla, kâr elde edemeyeceği, üstüne zarar bile edebileceği fazla abonenin olmadığı uzak, dağlık veya zor fiziki koşullara sahip yerleşim yerlerine haberleşme yatırımı yapmak istemez. İşte bu tür bölgelerdeki insanlara dahi, elektronik haberleşme ve temel internet erişimi hizmetlerini götürebilmek ve onlara evrensel hizmet sunabilmek için gereken yatırım bedelinin devlet eliyle Ulaştırma Bakanlığı’nda toplanmasıdır.
Sabit telefondan ankesörlü̈ telefona, telefon rehberlerinden, acil yardım çağrıları hizmetlerine kadar, deniz haberleşmesinden, seyir güvenliği haberleşmesine kadar bir çok evrensel hizmet olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca engellilerin ve düşük gelirlilerin de evrensel hizmetlerden en iyi şekilde yararlanması esastır.
Evrensel hizmetler için gereken fon, elektronik haberleşme sektöründe BTK tarafından yetkilendirilmiş işletmecilerden yıllık net satışlarının %1’i üzerinden, hazine payı ödüyorlarsa bunun %10’undan, telekomünikasyon izin ve ruhsat bedellerinin %2’sinden, bir de BTK’nın kestiği idari para cezalarının ’sinden karşılanmaktadır.
turk-internet.com : Evrensel Hizmet fonunun ülkemizde uygulamasında bir terslik görülüyor. O da, yükümlülük olan konular dışındaki faaliyetlerden de alındığı görülebiliyor. Sizin bu konuda tecrübeniz var. Mesela hangi konuda alınmalı, hangisinden alınmaması gerekirken alınıyor?
Av.Gökhan Ahi : Elektronik haberleşme sektörüyle Ulaştırma Bakanlığı arasındaki ihtilaflardan birisi de bu. Elektronik haberleşme hizmetleri veren işletmeciler, sadece elektronik haberleşme hizmetlerinden değil, aynı zamanda cihaz, donanım, yazılım satışlarından ve veri merkezi, katma değerli servisler gibi hizmetlerden de gelir elde ediyor. Bakanlık, işletmecilerden tüm yıllık net satışlarını bildirmelerini ve bu rakam üzerinden evrensel hizmet katkı payını ödemelerini talep ediyor.
Örneğin işletmeci, lisansa tabi olduğu elektronik haberleşme hizmetlerinden 1 milyon TL, diğer hizmet ve mal satışlarından ise 4 milyon TL. gelir elde ediyorsa, Bakanlık 1 milyon TL. gelir üzerinden değil diğer tüm satışlardan da elde ettiği gelirlerden pay istiyor.
Oysa, Bakanlık sadece elektronik haberleşme hizmetlerinden elde edilen gelir üzerinden evrensel hizmet katkı payını isteyebilir. Bu konuda itiraz eden çoğu işletmeciler, ikinci bir şirket kurmak ve diğer hizmetlerini diğer şirketten sunmak zorunda kaldılar. Sadece bu yüzden ikinci bir şirket kurmak dahi aylık giderlerin artması ve külfetten başka bir şey değil.
turk-internet.com : Peki bu neden böyle oluyor? Sorun nerede ? Ulaştırma Bakanlığı bu konuya nasıl yaklaşıyor?
Av.Gökhan Ahi : Sorunun böyle olmasının sebebi, Evrensel Hizmet Kanunu’nda açıklık olmayışı. Bakanlık kanunu lafzi olarak yorumluyor, İdare Mahkemeleri ve Danıştay ise kanunu amaçsal olarak yorumluyor. Dolayısıyla, bu konu davalık olsa ve dava kazanılsa bile, Ulaştırma Bakanlığı her yeni mali yıl aynı yorumu yaparak işletmecilerden tüm gelirlerine göre hesaplanacak evrensel hizmet katkı payını almaya çalışıyor.
Halbuki, dava kazanılmış olduğunda sadece o yıl için değil, bundan sonraki yıllar için de geçerli olmalı ve işletmeciler sadece lisansa tabi oldukları hizmetlerden elde ettikleri gelire göre katkı payını ödemeli. Bu konuda bir kaç tane Bakanlık aleyhine İşletmeciler lehine verilen karar var. Örneğin kararlardan bir tanesinde İdare Mahkemesi:
“Yalnızca yetkilendirmeye tabi faaliyetleri yürütmek üzere İnternet ‘Servis Sağlayıcılığı alanında genel izin ile yetkilendirilen davacı şirketin, bu faaliyetlerden elde ettiği net satış hasılatı üzerinden evrensel hizmet geliri hesaplanması gerekirken tüm faaliyetlerden elde edilen gelirin yetkilendirme kapsamında elde edilmiş kabul edilerek evrensel hizmet geliri olarak yapılacak ödemenin gelir tablosunda yer alan net satış hasılatı üzerinden hesaplanarak ödenmesine yönelik davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır”
diyerek aslında konuyu netleştirmiştir. Bu karar Danıştay 13. Dairesi tarafından da onanmıştır. (Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/703-3808 Sayılı ve 10.11.2015 tarihli kararı)
turk-internet.com : Bu konuda firmaların nasıl davranması lazım?
Av.Gökhan Ahi : Bünyesinde elektronik haberleşme hizmetleri dışında cihaz, yazılım, hosting, veri merkezi ve/veya diğer katma değerli servisler satan tüm İşletmeci firmalar, her yıl nisan ayının sonuna kadar yapacakları katkı payı ödemelerini sadece elektronik haberleşme hizmetlerinden elde ettiği gelirlere göre hesaplayarak ödemeli ve hemen arkasından İdare Mahkemesi’nde iptal davalarını açmalı. Hazır bu konuda emsal kararlar da oluşmaya başlamışken, haksız yere ödenecek katkı paylarına ilişkin taleplerini yargıya götürmelidir.
Hemen söylemem gerekir ki, İdare Mahkemesi’nde dava açılması fazla ödenen katkı paylarının ödenmesine engel değil. Eğer İdare Mahkemesi iptal kararı verirse ödenen fazla katkılar ancak daha sonra geri alınabilmektedir.
turk-internet.com : Bir de Ulaştırma Bakanlığı, bu fonun içinden bir miktarını ARGE fonu olarak değerlendirme kararı aldı. Bu fonun amacı var. Bu amacın dışında kullanılması anlamlı mı? Ya da evrensel hizmet fonu miktarı mı düşürülmeli? AB’nin de telekom firmaları üzerindeki yüklerin fazla olduğuna dair eleştirisi var. Ya da rakam yüksek değil ama kullanılması gereken yerde kullanılmıyor mu?
Av.Gökhan Ahi : Evrensel hizmetin amacına ulaşılmışsa veya evrensel hizmetlerin geliştirilmesi için harcanacaksa, bu fonun ARGE’ye aktarılmasını anlamlı buluyorum. Bildiğimiz kadarıyla, özellikle havacılık ve uzay teknolojilerinin geliştirilmesi için evrensel hizmet fonundan kaynaklar ayrıldı. Havacılık ve uzay teknolojileri, gerçekten önemli bir alan, tabi ki bu alana kaynak ayrılmalı. Ancak, halen telefonsuz internetsiz köyler ve okullar varsa, bu paralarla başkentin ortasında bilgisayar yatırımı yapılıyorsa konuyu bir kez daha irdelemek gerek.
Evrensel hizmet fonunun oranı bence çok yüksek değil, bu haliyle kalması lazım. Zaten elektronik haberleşme sektöründe kârlılıklar gitgide düşüyor, gelirler azalıyor, bir de vergi yükleri oldukça ağır.