Bugün bir dosyaya başlıyoruz. Adı; “BEKLENEN İSTANBUL 7+ BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREME HAZIRLIK : HABERLEŞME”. Biz olayın haberleşme tarafına bakacağız. Diğer deprem yazıları için Deprem dosyasına bakabilirsiniz.
Bu dosyaları hazırlamamızın nedeni, hem konuyu sıcak tutmak, hem de farkındalığı arttırmak. Ülkenin yönetimine seçilenler olsa da, onları yönlendirmek ve gereken tedbirleri aldırmak bizim de üstümüze düşen görev, aksi takdirde sorunları yaşayan bizler oluyoruz. Kahramanmaraş depremi sonrasında hepimizi kahreden düzeydeki haberleşme sıkıntısını biliyorsunuz. Bunun önlenmesi ya da minimum düzeye indirilmesi mümkün.
Üstelik bu sıkıntıyı ilk defa değil, bir defa daha yaşadık. Her depremde aynısını yaşıyoruz. Arkasından da operatörler günah keçisi olarak öne sürülüyor. Peki devlet, AFAD, BTK, Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili herkes, her kurum, tabii ki Operatörler, üstlerine düşeni yapıyorlar mı, ya da ne kadar yapıyorlar?
BTK ve AFAD’a, Uydu Haberleşmeyi gerçekleştiren Türksat’a soru gönderdik. Gelen cevapları yayınlayacağız, cevap yollamazlarsa da, onlar adına biz neler olduğunu, siz okuyucularımıza yani deprem vergilerini telefonlarıyla ödeyen vatandaşlara anlatacağız. Ki neler olup bittiğini farkedelim ve yapılması için gereken baskıyı sağlayalım.
Haberleşmeye Destek
KahramanMaraş depreminde yaşadığımız “Haberleşme Sıkıntısı”, İstanbul için çok daha önemli. Kısa bir süre önce Prof.Dr.Celal Şengör oturduğu evin sağlam olmasına karşın, deprem nedeniyle İstanbul’dan taşınmayı düşündüğünü belirtmiş ve gerekçesini şöyle anlatmıştı:
“Çünkü depremden sonra İstanbul’un ne hale geleceğini biliyorum. Tabii ki, bütün İstanbul yerle bir olmayacak. 60-70 bin bina tamamen çökmese de yıkılacak. Kurtarma çalışmaları için sokaklara girilemeyecek. Kente giren çıkan yolların önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelecek, ortaya çıkacak kaos ortamında sağ kalanlar da günlerce belki haftalarca bloke olacak. Kentin elektrik, su, kanalizasyon ve doğalgaz alt yapısı da bitecek. İlk gün her yerde yangınlar olacak. İtfaiye enkaz altında kaldığı için, itfaiyeciler enkaz altında olduğu için, ya da enkaz altındaki araçlarına ulaşamadığı için yangınlara müdahale edilemeyecek.
Kent dışından yardım gelemeyecek. Bugün deprem bölgelerine giden yardım ve kurtarma ekiplerinin yüzde 60’ı İstanbul’dan gidiyor. İstanbul yıkılınca İstanbul’a zaten çok az ekip gelebilecek, gelenler de kente giremeyecek.
Yeni havalimanı dolgu zemine yapıldığı için muhtemelen hasar alacak ve bir süre kullanılamayacak. Birkaç gün içinde kentte açlık başlayacak. Yağmalar başlayacak. Bunu salgın hastalıklar takip edecek. Enkazlar uzun süre kaldırılamayacak. Kenti ağır bir koku saracak, nefes alınmaz hale gelecek.”
Prof.Şengör’ün öngörüleri ne kadar gerçekleşir bilemiyoruz ama biz de haberleşmenin sıkıntı yaşayacağını öngörüyoruz. Çünkü, fiber altyapının ve baz istasyonlarının büyük bir kısmı İstanbul’da olsa da, hep söylediğimiz gibi olması gerekenin ancak 10’da biri düzeyinde, yani yetersiz.
Haberleşme Altyapısının Çeşitlendirilmesi ve Ortak Altyapı Kullanımı
Kahramanmaraş depreminden 1 ay kadar sonra Cumhurbaşkanlığı’nın yayınladığı deprem durum raporuna bakarsak (sayfa 85), şöyle öneriler var ;
yazılmış. Burada yazılanları vurgularsak;
- Rekabet gücünün arttırılması
- Bireylerin kaliteli iletişim hizmetlerine makul maliyetlerle erişebilmesi
- Haberleşme altyapılarının çeşitlendirilmesi
- Ortak altyapı kullanımı
- Kule tipi baz istasyonları
- Depreme dayanıklı noktalara baz istasyonu kurulumu
- Müdahele planı hazırlanması
- Bireysel uydu iletişimi
Bunları ben demiyorum, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe başkanlığı söylüyor.
Peki, o günden bugüne, raporun yayınından itibaren bir şeyler oldu mu? Yukarıda da belirttik, hem AFAD’a, hem de BTK’ya sorular gönderdik. Başka yetkili yerlere de gönderecek ve durumu ortaya koyacağız. Bu dosyayı “BEKLENEN İSTANBUL 7+ BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREME HAZIRLIK : HABERLEŞME” izleyin ve lütfen farkındalık ile gerekli mercilere başvurun.
KahramanMaraş – Hatay Depreminin Maliyeti 2 Trilyon TL
Konumuz haberleşme ama yine de olayın büyüklüğünü hatırlatmak istiyorum. 24.kere 30 binden fazla insanımızı kaybettiğimiz 17 ağustos Marmara Depremini anıyoruz. Daha kötüsü olmaz sanırken, resmi olarak 51 bin olarak duyurulan ama tahminen daha fazla insanımızı kaybettiğimiz 6 şubat Kahramanmaraş depreminden de bu yana 6 ay geçti.
Marmara depreminden bu yana bir şey yapılmadığını KahramanMaraş’ta gördük ama o günden bu yana acaba devlet kurumları yeni bir şeyler yaptılar mı?
Kahramanmaraş depreminden 1 ay kadar sonra Cumhurbaşkanlığı’nın yayınladığı deprem durum raporuna bakarsak (sayfa 130),şöyle bir tablo görülüyor :
Bu tablodan, depremin 2 trilyon TL’lik (103 milyar $) hasar ve harcamaya neden olduğu 11 ilin 2021’deki GSYH’a katkısı % 9,8. Buna karşılık İstanbul’un katkısı % 31. Yani İstanbul’da meydana gelebilecek bir depremin maliyetini varın düşünün.