Şimdilerde bir bilişim teknolojisi müdürünün işitmek isteyeceği en son şey, yapmak zorunda olduğu bir şey daha –- hem de büyük bir şey daha – kaldığıdır. Ancak ne yazık ki gerçek budur.
BİM Hizmet Yönetimi hakkındaki bir propaganda dalgası, tüm endüstri sathında yayılıyor. BİM yöneticilerine, BİM’lerinde önemli olan tek şeyin müşteriye hizmet etmek olduğu anlatılıyor – bunun anlamı ürünleri müşterilere daha çabuk ulaştırmak olabileceği gibi Internet’ten yollanan soruların hemen yanıtlanıp yanıtlanmadığı ya da hizmetlerin ışık hızında verilip verilmediği olabilir. Yani BİM yöneticilerine, iş anlayışlarını, sistem anlayışlarını ve iş gününü geçirme biçimlerini değiştirmeleri gerektiği söyleniyor.
Artık önemli olan sadece sistemi ayakta tutup, çalışmasını temin etmek değil. E-postaların gönderilip gönderilmemesi ya da alınıp alınmaması, ya da veri tabanlarının işlemekte olup olmadıkları değil. Bunlar artık sadece işin bir kısmı. Bunlar sadece işin bitimine varmanın araçları ama işin bittiği anlamına gelmiyorlar.
“Bilişim teknoloji müdürleri düşük-düzeyli yazılım düşünerek, yararsız işler içinde kaybolmamalı,” diyen ve merkezi N.H. eyaleti, Nashua’da bulunan bir endüstri analizi firması olan Illuminata’nın analizcisi olan Gordon Haff sözlerini şöyle sürdürdü: “Altyapıyı ayakta ve işler tutmak bir tür temel-düzey işlevidir. Bilişim teknolojisini rekabet avantajına sahip olmak için kullanmak isteyen bir kimse, zamanının bir kısmını geleceğine bakarak harcamalıdır.”
Ancak bilişim teknolojisi müdürleri, düşünce biçimlerinin ve iş anlayışlarının odak noktasını yenilemeleri gerektiğini işitince, kendilerine, zaten sürekli büyümekte olan iş yüklerine bir istek yükü daha biniyormuş gibi geliyor. Şirketlerin bilişim teknolojisi bölümlerinin kadro yetersizliği çekmeye meyilli olduğu ve bütçelerinin kuruşu kuruşuna sıkılaştırıldığı bir zamanda, sırf şirketin ağını ayakta ve işler tutmak bile kendi çapında büyük bir başarı olabilir.
Peki ağın çalışmasını temin etmenin sadece bir ‘temel-düzey’ işlev olduğu onlara – ciddi bir ifadeyle – nasıl söylenebilir ki?
“Kendilerine ellerinde daha az olanak varken daha çoğunu yapmaları söylendiğinde duydukları kızgınlığı anlayabiliyorum” diyen ve merkezi Mass. Eyaleti, Framingham’da bulunan bir endüstri analiz firması olan IDC’nin sistem yazılım araştırma başkanı Dan Kusnetzky şöyle konuştu: “Ancak bu, artık yapmalarına gerek olmayan işleri bırakmalarıyla mümkün… Söz konusu olan daha fazla iş yapıp yapmamak değil, doğru şeylerin yapılmakta olup olmaması, aslında. Bir işi ne kadar verimli yaparsanız yapın, yaptığınız şey doğru değilse bunun hiçbir yararı yoktur.”
Merkezi Toronto’da bulunan bir bilişim teknolojisi yönetimi araştırma ve danışma şirketi olan Pink Elephant Inc.’in başkanı ve icra amiri David Ratcliffe, doğru şeylerin neler olduğunu bulmak, Bilişim Teknolojisi Hizmet Yönetimi felsefesinin en büyük ve en zor kısmı olsa gerek, diyor.
“İnsanları ‘Şimdi bu işe ayıracak zamanım yok’ fikrinden kurtarmak için olağan engellerin üstesinden nasıl gelineceği hakkında sık sık konuşuruz.” diyen ve 16 yılını bir hizmet yönetimi felsefesinin yararlarını benimseyerek geçiren Ratcliffe sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsan şöyle diyor: ‘Bahsettiğiniz fikirleri olumlu buluyorum ama şu anda bunlarla ilgilenecek vaktim yok.’ Kendilerine engel olan prangalarından kurtulmaları lazım ki nasıl daha verimli çalışabileceklerini bulsunlar.”
Ratcliffe, eğer bir bilişim amiri ya da bilişim teknolojisi müdürü, zamanını sırf sistemi işlet tutmak için harcıyorsa, bunun bir şeylerin yanlış olduğunun belirtisi olduğunu söyledi. Düşük-düzeyli bilişim teknolojisi çalışanları e-posta akışını sürdürmekle, güvenliği sıkı tutmakla ve WAN’ı yönetmekle uğraşmalıdır. IT dükkanı şöyle kurulmalıdır ki müdürlerin kafalarını işten güçten kaldırıp, ağın, şirket müşterilerine daha iyi hizmet etmesi için neler yapılabileceğini önceden görebilecek zamana ve odaklanmaya sahip olsun.
“Bu, iş gününüzü nasıl düzenlediğinizle ilgili bir şey.” Diyen Ratcliffe şöyle konuştu: “IT müdürleri iş günlerini orada burada oturup ışıkların yanıp sönüşünü izlemek üzere düzenlememelidir. Olay, sistemle bağlantı içinde olmakla ilgilidir. Değişiklikleri, asgari aksama ile başlatmakla ilgilidir.”
Hem Ratcliffe hem de Kusnetzky’e göre, bir müdür sürekli yangınları söndürmekle meşgulse, sistemin çalıştırılmasında izlenen yolda bir yanlışlık var demektir.
“Eğer beklenmedik olaylar da cereyan edebilir ama beklenmedik olaylarla baş etmek için de izleyeceğiniz bir yolunuz olmalı.” diyen Ratcliffe sözlerini şöyle sürdürdü: “yapılacak iş, kargaşa yerine düzen ve denetim getirmektir. Hiçbir şeyin ters gitmeyeceğini iddia etmiyoruz ama işler ters gitse bile ondan sonra olacak olanların verimli bir şekilde yürütüleceğinden emin olduğumuzu söylüyoruz.”
Kusnetzky, bazen bu işin, sistemin yaptıklarıyla şirketin sistemden gereksindiği şeylerin aynı olduğundan emin olmaktan ibaret olduğunu sözlerine ekledi.
“Önceliklerin değerlendirilmesi kritik bir unsurdur.” diyen Kusnetzky sözlerini şöyle tamamladı: “Bu, şirketin hem teknoloji dünyasındaki hem de iş dünyasındaki elemanlarının oturup nelerin önemli olduğunu kararlaştıracakları bir noktadır… İhtimal ki, odaklanmakta olduğumuz şey aslında artık önemi kalmamış bir şeydir.”