Türkiye’nin en büyük kredisini, Türk Telekom hisselerini rehin vererek alan Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’nin (OTAŞ) 2007’den beri aldığı kredileri ödemediği görülüyor. Şirketin Suudi Arabistan’daki ana ortağının iflas etmesinin arkasından kredinin bir kısmını vermiş olan 2 Türk bankasının yani Akbank ve Garanti bankasının telaşlandığı görülüyor. 4,75 milyar $’lık 2013 tarihli kredinin sadece 1,6 milyar $’ının Akbank üzerinde olduğu iddia ediliyor.
2013 mayıs ayında alınan 4,75 milyar $ eşdeğeri krediyi, aralarında Deutche Bank, Citibank gibi yabancı bankaların da yer aldığı bir konsorsiyum sağlamıştı. 7 Bankanın yer aldığı konsorsiyumda Türkiye’den 2 banka yani Garanti Bankası ve Akbank yer almıştı. Bu bankalardan Akbank’ın 1,6 milyar $ ile OTAŞ’da ve dolayısıyla Türk Telekom’daki en büyük alacaklı konumunda olduğu iddia ediliyor. Çünkü kredi sözleşmesinde Türk Telekom hisselerinin rehin verilmiş olduğu maddesi var.
İlginç olan kredinin ta 2007 yılından bu yana geliyor olması.
Türk Telekom’un % 55 hissesinin özelleştirme sırasında 6,55 milyar $ teklif vererek alan Ojer Telekomünikasyon firması –ki Saudi Oger’in alt şirketi Oger Telekom’un % 99 sahip olduğu bir firmadır– borcunun kalan 4,31 milyar $’ını, –hiç gerek yokken– 2007 seçimlerinden hemen önce peşin ödeyeceğini ilan etmiş ve bu ödeme için 4,5 milyar $ kredi kullanmıştı.
İşte bu 2007’den gelen kredinin 6 yıl sonra 2013 yılında hala ödenmediğini öğreniyoruz. Çünkü 2013 yılında alınan kredinin açıklamasında, 2007 kredisinin 3,6 milyar $’ının hala ödenmemiş olduğu, bu kredi ile o eski kredinin ödeneceği notu var.
Yani OTAŞ, kasasında ekim-kasım (15 günlük) tahsilatı ve 2005’in 1,5 aylık yani 200 milyon TL tahsilatı olan firmayı 1,3 milyar $ + 900 milyon $ vererek almış. Başka para ödememiş gibi duruyor. Bunların detayını açıklamaları lazım. Çünkü Türk Telekom Türkiye’nin özelleştirilmiş bir devlet şirketidir. OTAŞ bu şirketin parasını yine kendisi ile mi ödüyor? Hatta ödemiyor? Teminat verip, aldığı borcu ödemiyor? Bu açıklamayı OTAŞ’In hemen yapması lazım.
Algı Haberleri ile Borç Haberini Örtmeye mi Çalışıyorlar?
Diğer yandan Para Dergisinde önce Şahenk sonra ismi belirtilmeyen 3 şirketin OTAŞ hisseleri için görüştüğü türü haberler yayınlanıyor ancak bu haberlerin algı için yaratıldığını düşünüyoruz. OTAŞ’ın görünen borcu 20 milyar TL’ler düzeyinde ama aldığımız duyumlarımız bunun da üzerinde olduğu şeklinde.
Üstüne, % 55 hissesine sahip olduğu Türk Telekom da zaten 22 milyar TL borca sahip. Yani % 55 hissenin getirdiği borçlar da var.
Buna karşılık hükümet tarafından hala tekel durumu korunmasına rağmen Türk Telekom kar’lı değil. Son çeyrekte karlılığı 9 milyona düştü. Üstelik bu 9 milyona yakın bakarsanız, önemli bir inşaat geliri kalemi yer alıyor. Bunun ne olduğu belirsiz. Yani iyi bir mali uzman ya da uzmanlar grubu baksa, bu bilanço da çok parlak değil.
Sonuç olarak, Türk Telekom’un ve OTAŞ’In geldiği noktayı senelerdir uyarıyoruz. Uzmanlar şimdi ancak söylüyor; Borç dönen varlıklarla çevrilemiyor.
Bu nedenle de Şahenk –ki 2,4 milyar $ varlığı olduğundan bahsediliyor– bu kadar borcun altına sizce girer mi? Ya da diğer adı verilmeyen 3 şirket hangisi? Ya da başka noktadan sorayım ; Türk Telekom – OTAŞ birlikte borcu 40 ya da 50 milyar TL, William Buffet’a –ki 63 milyar $ varlığı varmış– sorsak, acaba o alır mı?
Burada başa düşen hükümetin araya girmesidir. Zaten bazı borçlarda hazine garantisi olduğu iddiaları da bulunuyor. Hatta 7 milyar gibi rakamlar var ortada. O nedenle bir an önce bu enkazın ortaya konması lazım. Türk Telekom bu süreci “bizi etkilemez” türünden açıklamalarla savuşturmaya çalışıyor ama onlara şunu söyleyelim; “Sadece sizi değil, bizi de etkiler”.
SPK bu süreci seyrediyor. Örneğin Türk Telekom’un “rehinimiz yoktur” şeklindeki doğru olmayan beyanına bir yorum yapmaları gerekirken, hiçbir açıklama yapmadılar. Ama Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) eski Başkanı ve Atılım Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Cansızlar, bankaların alacaklarına karşılık hisse satışına gidebileceğini ancak burada bir değerleme sorunu yaşanabileceğini dile getirdi.
Bu süreçte kritik noktanın bankaların bilançolarında alacaklarını göstermesi olduğunu dile getiren Cansızlar, “Bankalar kredi ödenmediği takdirde rehin hisseler alınır. Ancak burada hisseleri alan bankalar hemen değil, hisse değerlerini düşürmeden peyderpey satışa gidebilir. Üç ayda bir bankalar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) finansal tablolarını vermek zorunda. Ayrıca, bankacılık mevzuatına göre vadesi geçmiş kredi ödemeleri için bankalar takibat yapmak zorundalar. En azından Türk Telekom’a kredi vermiş bankalar hisselerini kendi mülkiyetinde göstermek zorunda” değerlendirmesi yaptı.
Yani Türk Telekom bu ülkenin bir varlığı iken, çok kötü bir özelleştirilme yapılmış. Sıfır borçlu ve kasasında 2 milyara yakın parayla teslim edilen şirket bugün 40 milyar hatta duyumlara göre 50 milyar $ düzeyinde borçlu ve üstelik durumu da iyiye doğru gitmiyor.