BTK tarafından hazırlanan “Ardıl Düzenleyici Etki Analizi: Toptan Düzeyde Sabit ve Mobil Telefon Hizmetlerine İlişkin Düzenlemeler” başlıklı rapor 9 Ocak 2015 tarihinde web sayfasında yayımlandı[1].
Toptan düzeyde sabit telefon (çağrı başlatma/sonlandırma) ücretleri ile mobil telefon hizmetleri (çağrı başlatma/sonlandırma) üzerindeki fiyat düzenlemelerinin perakende düzeydeki son kullanıcı fiyatlarına etkilerini incelemeyi hedefleyen çalışma sonucunda sabit telefon çağrı başlatma ve sonlandırma ücretlerinin düzenlenmesine ilişkin varılan sonuçlar şu şekilde özetlenmiştir;
- Yapılan BTK düzenlemeleri ile sabit çağrı sonlandırma ücretleri önemli ölçüde düşmüştür,
- Bu düşüş ve tarife dengelenmesi çerçevesinde perakende düzeyde aylık sabit ücret kısmen yükselirken sabit telefon arama hizmetleri ücretleri önemli ölçüde düşmüştür, •ülkemizdeki kullanıcılar sabit telefon hizmetlerine OECD ortalamasına yakın bir fiyat ödemektedirler,
- fiyatlardaki düşüşe rağmen sabit telefon kullanım miktarı da düşmektedir,
- sabit telefon hizmetlerine yönelik fiyatlandırma politikaları işletmecilerin trafik, gelir ve kar oranlarını korumak amacıyla karmaşıklaşmaktadır.
BTK analizinde dikkat çekici sonuçlar vardır. Sabit telefon hizmetlerinde fiyatların düşmesine rağmen sabit telefon kullanım miktarı sürekli düşerken, mobil telefonda fiyatların düşmesi mobil kullanımını önemli ölçüde arttırmıştır. BTK analizinde, normal koşullarda fiyatların düşmesi ile kullanım miktarının artması gerekirken azalmasında sabit-mobil ikamesinin etkisi, yanı sıra, hizmet kalitesi, müşteri hizmetleri alanında yaşanan olumsuzlukların da düşüşte rol oynamış olabileceği, belirtilmiştir.
Türk Telekom’un arama hizmet fiyatları düşerken sabit ücretlerinin artmış olduğunun tespiti de önemlidir. Analizde; STH hizmetlerinde sabit ve batık maliyetlerin sabit ücretlerle, değişken maliyetlerin ise kullanım ücretleriyle karşılandığı, değişken maliyetlerin toplam maliyet içinde oldukça düşük kaldığı, bu nedenle 2004 yılından 2014 yılına gelindiğinde sabit ücretlerin %8 oranında artmasının tarifelerin yeniden dengelenmesi nedeniyle olağan olduğu belirtilmiştir.
Yapılan analizde bir diğer dikkat çekici husus da; düzenlemelerin ZAMAN İÇİNDE alternatif işletmecilerin pazar payını yükseltmesinin beklendiği tezidir. BTK, 2007 yılında sabitten başlatılan çağrılarda %2,7 olan alternatiflerin piyasa payının 2013 sonunda %24’e yükseldiğini, 2014 sonunda da %29,2’ye yükselmesinin beklendiğini ifade etmiştir. Elbette, bu verilerde Türk Telekom’un yavru şirketi (son kararlarla fiilen birleştiği) TTNet alternatifler arasında gösterilmektedir. Türk Telekom grubu olarak yapılan kampanyalar ve diğer rekabete aykırı uygulamalarla TTNet’in pazar payının giderek yükseldiği gerçeği karşısında, alternatiflerin pazar payının artmasından değil, Türk Telekom grubunun %90’lara varan pazar payını, yani süper hakim durumunu (super dominance) sürdürdüğünden bahsetmek daha doğru olacaktır.