BÜYÜK PROJELER NASIL YÖNETİLİR? BAŞARILI BİR KURUMSAL KAYNAK PLANLAMASI UYGULAMASI
Bilişimde konularımız hareketlilik (mobilite), Internet, e-ticaret, e-devlete kaymış görünmekle beraber, deneyimlerimden biliyorum ki, ülke olarak hala gündemimizde kurumların bilişim altyapısından hakkıyla yararlanma gereğini karşılayamamışlıkları ve bütünleşik olarak kaynaklarını planlayamadıkları var. İnanıyorum ki, birçok kurumumuz öncelikle bilişimden altyapı düzeyinde etkin yararlanmadıkca, üst düzeyde yararlanma beklentileri tatminkar olmayacaktır.
Bu bildiride büyük bilişim projelerini yaşama geçirmek isteyen kurum ve proje yöneticilerine yol gösterici olmak üzere başarılı bir deneyime dayanan kişisel birikimler aktarılmaktadır. Bilişim ağırlıklı projelerde (Kurumsal Kaynak Planlaması (KKP) gibi) yapılan temel hatalar, başarıda proje yönetiminin ağırlığı, bilişim tekniği ve proje yönetimi açısından dikkat edilecek unsurlar irdelenecektir.
Bu bildiri başarılı bir deneyime dayalı olarak, bir kurumda kapsamlı bir değişikliğin nasıl yönetileceğinin ip uçlarını vermektedir.
Büyük Bir Bilişim Projesi Olarak Kurumsal Kaynak Planlaması Nedir?
Kurumsal kaynakların planlanması kuşkusuz bugün ortaya çıkmış bir gereksinim değildir. Kurumlar bunu birşekilde yapagelmişlerdir. Bugün de değişik yöntemleri kullanarak yapmayı sürdürmektedirler. Ancak kurum büyüdükce, işleri karmaşıklaştıkca, dağınık coğrafyalara serpildikce (bölge satış, bakım işyerleri gibi), üretim teknikleri, pazar beklentisi çeşitlendikce kaynakların yönetimi de zorlaşmaktadır. Daha kötüsü bu kaynakların iyi ve etkili yönetilememesinden doğan zararlar ölçülememektedir bile.
Bilgisayarlar, insan olarak yetişemediğimiz hesapları hatasız, yorulmadan, bıkmadan ve daha kısa sürede yapan makinalar olarak ortaya çıktılar. Böylece ağırlıklı olarak mali işlerde muhasebe işlemlerini yürüten yardımcılarımız olarak kurumlarımıza girdiler. Bu yaklaşımda Bilgi İşlem bölümleri çoğunlukla Mali İşler altında konumlandı. Oysa üretim hatlarını etkin kullanmak, üretim girdilerini zamanında ve doğru miktarlarla sağlamak bir başka zorlanma noktasıydı.
Derken hesaplama hız ve becerilerine dayanılarak, bilgisayarlarda bazı yazılımlar geliştirildi ve bu yazılımlar “şu kadar üretmek için şu kadar şu girdilerden şu zamanda satın alman gerek” gibi malzeme gereksinimlerinin öngörülebilmesi olanağı doğdu (Malzeme İhtiyaç Planlaması, (Material Requriments Planning (MRP), 1965’li yıllar ). Bu yazılımlar ihtiyaçlar çerçevesinde zaman içinde gelişerek, üretim odaklı işletmelerdeki bütün kaynakların planlanmasına ulaştı. Farbrika Kaynak Planlaması (MRP II (Manufacturing Resource Planning), 1975’li yıllar) olarak adlandırılan bu nesil yazılımlar temel olarak, birimlerdeki işlemlerin, parasal değerlerin, satış, üretim, tedariğin planlanması, “böyle olursa nasıl etkiler oluşur?” incelemeleri için benzetimler yapabilmek gibi işlevlerin birbirleriyle etkileşimli, bütünleşik olarak değerlendirilebilmesi olanaklarını sunuyorlardı. Doğal olarak gelişme bu noktada durmadı ve kurumun diğer birçok ihtiyacını da kapsayacak boyutlarda gelişti. Kurumsal Kaynak Planlaması (Enterprise Resource Planning,1990’lı yıllar) yazılımları, pazarlama, ürün tasarımı, dağıtım planlaması, insan kaynakları, kalite, finans ve muhasebe sistemleri gibi ek işlevsellikler sundular ve verilerin tekrarlanmadan bütünleşik akması en can alıcı özellikleriydi. Bugün çözümler, kurumun tedarikçilerini de kapsayan uygulamalara doğru genişlemektedir (Tedarik Zinciri Yönetimi, “Supply Chain Management”).
Yukarıda çok genel hatları ve işlevleri ile KKP’nin tarihçesi hikaye edilmiştir. Tanımların ayrıntısına girilmemiş ve çeşitli kaynaklarda rastlanılan tanım farklılıkları üzerinde de durulmamıştır.
Bu yazının devamında “Aday Ürünün Seçimi”ni Büyük Projeler Nasıl Yönetilir – 2 başlığı altında okuyabilirsiniz.