Hukuk uygulamamızda artık geniş bir alanda bilişim sistemlerinden elde edilen deliller çok önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Hemen her gün gazetelerde bilişim delillerinin işin içinde olduğu adli vakalara ilişkin haberler yer almaktadır. Bilişim sistemlerinden delil toplanması denildiği zaman ise öncelikle hukukumuzda bunu düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134. maddesi akla gelmektedir.
CMK 134. maddeye göre:
“(1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine hâkim tarafından karar verilir.
(2) Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere elkonulabilir. Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilir.
(3) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır.
(4) İstemesi halinde, bu yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır.
(5) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır.”
Maddede, bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması halinde bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Kanaatimizce CMK m.134 kapsamında uygulama yapan kolluk kuvvetlerinin bilgisayarlara doğrudan el koyma hakkı bulunmamaktadır. Kolluk kuvvetleri ancak çözülemeyen bir şifre var ise bilgisayara el koyup götürebilirler. Dolayısıyla hem başka surette delil elde etme imkanının bulunup bulunmadığı ele alınmadan hem de doğrudan bilgisayarlara el konularak ve de el konulan bilgisayarların birer kopyası şüpheliye verilmeden yapılan arama ve el koyma işlemlerinin hukuken geçerli olarak değerlendirilemeyeceği kanaatindeyiz.
Madde ve maddenin uygulanması ile ilgili çeşitli sorunlar bugün tüm uygulayıcıların önünde durmaktadır. Bunlardan bir kısmı yukarıda belirttiğimiz hususları, bir kısmı yapılacak kopayalamalarda gerekli araç gerecin kimin tarafından nasıl temin edileceği, bir kısmı şüpheli veya vekili bir kopya istemediyse verilerin kopyasının verilip verilmeyeceği gibi sorunları kapsamaktadır.
Bu yazıda ise bugüne kadar ele alınmadığını düşündüğümüz öncelikli olarak teknik olan bir konuyu ele alacağız.
Maddenin (3) numaralı bendinde “Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır.” denilmektedir. Bu hükmün yegane amacı, bilişim suçlarında çoğunlukla tek delil bulunabilecek olan bilgisayar sistemindeki delillerin kaybolmasını, bozulmasını veya değiştirilmesini engelleyerek adaletin tecelli etmesinin sağlanmasıdır. Bilgisayarlardaki veriler çok hassas verilerdir. Nasıl ki bir cinayet mahallindeki DNA’lar en ufak bir kirlenme sebebiyle tesbit edilemez hale geliyorsa elektronik deliller de aynı şekilde ufak bir hareket, enerji kaybı vb. gibi bir sebepten çabucak bozulabilir. Bu gerçeğin farkında olan kanunkoyucu bu sebeple 3. bend hükmünü getirmiştir.
Makalenin devamını burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.