Corona virüsü salgını sebebiyle Türkiye nüfusunun da büyük çoğunluğu evlerinden dışarı çıkamıyor. İletişimlerini, eğitimlerini, alışverişlerini ve birçok gündelik aktivitelerini internet aracılığıyla sürdürmeye çalışıyorlar. Bununla birlikte birçok kamu ve özel sektör çalışanı da evden çevirimiçi olarak çalışıyor.
Evlerimize kapandığımız bugünlerde daha önce hiç yapmamış olmalarına rağmen birçok kişi internet bankacılığı kullanmaya, internet uygulamaları üzerinden gıda, giyim, sağlık alışverişlerini yapmaya, vergi ödemelerini gerçekleştirmeye, tanıdıklarıyla internet üzerinden görüşmeye başladı. En önemlisi milyonlarca öğrenci de bu sureçte internet aracılığıyla eğitim görmekte.
İnternetin yaşamımızdaki öneminin elbette farkındaydık, peki böylesi olağanüstü bir durumda dünyayla aramızdaki en önemli bağlantı olabileceği senaryosuna hazırlıklı mıydık?
İşletmeciler (operatörler) hizmet kalitesine ilişkin yükümlülükleri kapsamında hizmet seviyesi taahhütlerine uygun davranmakla; şebeke, bilgi güvenliği yükümlülükleri ve ISO yetkilendirmeleri kapsamında risk değerleme yaparak iş sürekliliği planlarını uygulamakla yükümlüdürler.
Erişim sağlayıcılar haberleşmenin kesintisizliği ilkesi gereği bir yükümlülük olarak ticari faaliyetlerini olağanüstü durum senaryolarına göre düzenlemek durumundalar. Peki anayasal bir hak olan haberleşme hürriyetini sağlamakla yükümlü idareler kendi yükümlülüklerini bu ilke kapsamında ne kadar yerine getirdiler?
İnternete Erişim
Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK) 2019 yılı 3. Çeyrek Rapor [1] verilerine göre, Türkiye’de 77.048.026 genişbant abone sayısı vardır. Bunlardan 3.090.952’si fiber internet abonesidir. 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla sabit genişbant internet penetrasyonunun DSL için %11,8 kablo için %1,3 ve fiber için %3,8 seviyesinde olduğu görülmektedir.
Yine 2019 yılı 3. Çeyrek Rapor verilerine göre Türkiye’de nüfusa göre sabit genişbant penetrasyon oranı %17,2 iken OECD ortalaması %30,9’dur. Mobil genişbant penetrasyon oranı Türkiye’de %76,8 iken OECD ortalaması %109,7’dir. Açıkça görüldüğü üzere Türkiye, OECD ülkelerindeki ortalamanın oldukça altındadır.
İdarelerin Internete Erişim Konusundaki Yükümlülükleri
Yine 2019 3. Çeyrek Raporu’nda internet servis sağlayıcılığı hizmeti veren işletmeci sayısı 286 olarak raporlanmıştır. Üç büyük işletmeci olan TTNet, Superonline ve Vodafone Net dışındaki işletmeciler erişim hizmeti sunmak üzere yetkilendirilmelerine rağmen rekabetin çok gerisindedir.
Sabit geniş bant pazarında en büyük paya sahip ilk üç işletmeci TTNet, Superonline ve Vodafone Net olup pazardaki toplam abone sayısının % 66,2’si TTNet’in, %16,29’u Superonline’ın, %7,19’u Vodafone Net’indir.
Özellikle fibere erişim konusunda üzücü bir tablo ortaya çıkmaktadır. Türkiye’deki 77.048.026 genişbant abonesinin 3.090.952’si fiber internet abonesidir. Hanesinde fiber aracılığıyla Internete erişim sağlayan kişi sayısı oldukça azdır.
Elektronik Haberleşme Kanunu ilgili idarelere elektronik haberleşme sektöründe serbest ve etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması yükümlülüğü yüklemiştir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nı elektronik haberleşme sektörünün serbest rekabet ortamında gelişimini teşvik etmekle, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumunu da (BTK) da elektronik haberleşme sektöründe rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak ve bu amaçla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hallerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almakla yükümlü kılmıştır.
Elektronik haberleşme mevzuatı uyarınca fibere erişim için tesis paylaşımı ile mevcut elektronik haberleşme altyapılarından kablo geçirerek son kullanıcıya ulaşılabileceği gibi ilgili bakanlıktan kullanım onayı almak suretiyle geçiş hakkı sağlayıcıları ile anlaşma yapılarak yeni altyapı tesis edebilmek mümkün kılınmıştır.
Tüm kamu idareleri de geçiş hakkı sağlayıcısı [2] olarak işletmecilerin geçiş hakkı [3] taleplerini makul ve haklı sebepler dışında kabul etmekle yükümlüdürler. Buna rağmen ne yazık ki birçok idare alernatif işletmecilerin geçiş hakkı izin taleplerine olumusuz yanıt vermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları (TCDD) ve Karayolları Genel Müdürlüğü (Karayolları) gibi altyapı kuruluşunda önemli kamu tüzel kişisi geçiş hakkı sağlayıcıları da Türk Telekom dışındaki işletmecilere geçiş hakkı izni vermemektedir. Metro ve demiryolu hatları fiber optik kablo altyapısı oluşturmak için en güvenli güzergahlarken TCDD’nin neredeyse hiçbir güzergahı alteratif işletmecilerce kullanılamamaktadır.
Karayolları ise değil geçiş hakkı izni vermek çoğu zaman işletmeci başvurularina dahi cevap vermemektedir.
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) ve Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) fiber altyapılarını kıl kıl her isteyen işletmeciye kiralama karşılığı kullandırabilecekken kıt kaynakmış gibi ihale ile vermiştir. Gelinen noktada TEİAŞ altyapılarını sadece Vodafone (%70), Superonline (%24) ve Turk Telekom (%6) kullanabilmekte diğer işletmecilerin kullanımı söz konusu olamamaktadır [4].
Elektronik Haberleşme Kanununa göre “Kamulaştırma”ya kadar geniş bir yetkiye sahip olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ise haberleşme talep ve ihtiyaçlarını tespit etmek ve planlamak, politika belirlemek ve teşvik edici önlemler almakla yükümlü olarak en tepedeki kurumdur. Fakat Bakanlık görüldüğü üzere sadece “kullanım onayı” [5] başvurusu değerlendiren bir onay makamı haline gelmiştir.
Türkiye nüfusunun yaklaşık 15,5 milyonunun yaşadığı İstanbul’da ise bugüne kadar kendi fiber altyapısı ile müşterilerine hizmet sunmak isteyen işletmecilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) engellemeleriyle ve rekabete aykırı uygulamaları karşı karşıya kaldığı bilinen bir gerçektir. Hatta İBB, iştiraki İSTTELKOM İstanbul Elektronik Haberleşme ve Altyapı Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’nin (İSTTELKOM) mevcut ayrıcalığını kullanarak İstanbul’da hakim durumda olduğu Rekabet Kurulu kararlarına dahi konu olmuştur.
İSTTELKOM aleyhine Rekabet Kurumu’na yaplan başvuruda Rekabet Kurulu 19-15/214-94 sayılı 11.04.2019 tarihli kararında [6] İBB iştiraki İSTTELKOM’un İstanbul ili elektronik haberleşme altyapısı kurulumu pazarında hakim durumda olduğuna ve hakim durumu kötüye kullandığına karar verilmiştir.
İBB’nin eski yönetimi döneminde birçok alternatif işletmeci geçiş hakkı izni alamazken büyük işletmecilerin ve İSTTELKOM’un yüzlerce kilometre altyapı yaparak haksız rekabet sağladıkları hususu da çok kez alternatif işletmeler tarafından idari başvuru ve dava konusu edilmiştir.
Şeffaflık vurgusuyla yola çıkan yeni İBB yönetiminin bu hususu ciddiyetle gündemine alarak kaynak arayışını kendi dosyaları arasında bulabilmesi mümkündür. İBB yönetimi Türkiye nüfusunun büyük bir bölümünün yaşadığı İstanbul’da güçlü bir fiber altyapının oluşabilmesi için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmelidir. Yeni yönetimin sadece mevcut mevzuati uygulaması yani hukuka uygun davranması bile alternatif işletmecilerin kendi fiber altyapılarını kullanmalarının önü açılacaktır. Yeni yönetim elektronik haberleşme konusundaki sınavını alternatif işletmecilerin fiber altyapı uzunluğu ile verecektir.
Sonuç
Devletin her haneye ucuz ve hızlı ınternet erişimi sağlamayi teşvik etmesi gerektigi halde, gelinen noktada bu gelisimin önündeki en büyük engel olarak yine devlet ve burokrasi karşımıza çıkmaktadır. BTK’nın binbir güçlükle verdiği yetkilendirmeler de fiilen iş yapamayan işletmeciler yönünden ne yazık ki tamamen anlamsızlaşmıştır. Sonuç olarak bugüne gelene kadar fiber altyapının yaygınlaşması için alternatif işletmecileri desteklemek yerine hukuka aykırı şekilde engelleyen idareler bugün eğitim ve iş hayatının sorunsuz şekilde çevirimiçi olarak devam edememesinin ilk elden sorumluları olacaktır. Fiber altyapının yaygınlaştırılamadığı bir ortamda uzun süreli evden çalışma ve çevirimiçi eğitimin sorunsuz şekilde mümkün olmayacağı açıktır.
<hr>
[1] BTK 2019’un 3.Çeyrek Verileri
[2] Geçiş hakkı sağlayıcısı: Geçiş hakkına konu olan kamuya ait ya da kamunun ortak kullanımında olan taşınmazlar da dahil olmak üzere, taşınmaz sahipleri ve/veya taşınmaz üzerindeki hak sahiplerini (Elektronik Haberleşme Kanunu Md. 3/ş)
[3] Geçiş hakkı: İşletmecilere, elektronik haberleşme hizmeti sunmak için gerekli şebeke ve alt yapıyı kurmak, kaldırmak, bakım ve onarım yapmak gibi amaçlar ile kamu ve özel mülkiyet alanlarının altından, üstünden, üzerinden geçmeleri için tanınan hakları (Elektronik Haberleşme Kanunu Md. 3/s )
[4] <a href=https://www.teias.gov.tr/sites/default/files/2018-6/2017%20TE%C4%B0A%C5%9E%20%20Faaliyet%20Raporu.pdf target=_blank>TEİAŞ 2018-2019 Faaliyet Raporu</a>
[5] Kullanım onayı: İşletmecinin, geçiş hakkı talep ettiği güzergahı kullanması ve güzergah üzerinde bulunan GHS’lere başvurması için Bakanlıktan alması gereken izni (Sabit Ve Mobil Haberleşme Altyapisi Veya Şebekelerinde Kullanilan Her Türlü Kablo Ve Benzeri Gerecin Taşinmazlardan Geçirilmesine İlişkin Yönetmelik Md.4/ı)
[6] <a href=https://www.rekabet.gov.tr/Karar?kararId=f4e492c0-dac9-44c0-b53c-308334c96287 target=_blank>Rekabet Kurumu Isttelcom Kararı</a>