Bu röportajın ilk 2 bölümünü
- Coşkunoğlu; Ulusal Bilişim Stratejimiz Belirlenmeli
- Coşkunoğlu; Amacım Kamu Alımlarında Tecrübe Aktarımı
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Uşak CHp milletvekili Prof.Dr.Osman Coşkunoğlu’nun, bilişim başlığı altında verdiği 6 soru önergesi ile ilgili röportajımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
turk-internet.com : Açık kaynak işletim kodlu sistemi olamaz mıydı diye sormuşsunuz. Hangi açıdan devletin acık kaynak kodu kullanması daha uygun diye düşünüyorsunuz?
Osman Coşkunoğlu : Önce çok temel nitelikli olmasına karşın ülkemizde gerek Özal dönemindeki telekom girişimleri sırasında gerekse bugünkü çeşitli bilişim ve telekom girişimleri sırasında unutulan bir konuya değinmek istiyorum.
Teknoloji geliştirmede başarılı olan ülkeler, teknoloji politikalarını devlet satınalmaları üzerine inşa ederler. Yani, ulusal teknoloji geliştirme projeleri büyük ölçüde askeri veya sivil amaçlarla yapılan devlet harcamaları ile desteklenir. Ülkemizi yöneten hükümetler ise bir teknoloji politikasından yoksun olmuştur. Kaba tabirimi mazur görürseniz, adeta hacıağa gibi daima parayı bastırıp teknoloji satın almayı tercih ediyor bu ve önceki hükümetler.
Oysa, sadece bir örnek olarak, TÜBİTAK’ta süregiden bir “ULUDAĞ” (Ulusal Dağıtım Projesi) projesi içerisinde açık kaynak kod yazılımları geliştirilmektedir. Bunlardan birisi, Linux dağıtımlı Pardus ulusal işletim sistemidir. Şimdi burada akla gelen en aşikar soru şu: Hem kendi bilim kurumunuzda bir ulusal işletim sistemi geliştiriyorsunuz hem de 600 öğretmenin önüne sadece Microsoft Windows koyuyorsunuz! Neresinden bakarsanız yanlış gibi görünen bir karar.
En azından seçenek verilmesi gerekmez miydi? Bırakın kendi geliştirdiğiniz sistemi kullanmak ve daha da ilerletmek için bu fırsatı değerlendirmeyi, hiç değilse Pardus da bir seçenek olarak sunulamaz mıydı?
Öğretmenlere zaten bir eğitim verilecek bu konuda. Açık kaynaklı kod üzerine de eğitilemezler miydi? İşin günlük kolaycılığına kaçarak teknoloji geliştirmek mümkün mü? Üstelik, birçok ülkede giderek açık kaynak yazılımlar tercih edilir durumda. Hatta Avrupa Birliği ve UNESCO gibi kuruluşlar hem güvenlik hem de tasarruf nedeniyle açık kaynak yazılımları önermektedir. İlle de açık kaynak kod kullanılsın denmese bile, ille de Microsoft Windows alacaksın dayatması da yapılmamalı diye düşünüyorum.
turk-internet.com : Bill Gates’in ülkemizi ziyaret etmesinden bu yana herkes aynı soruyu soruyor. Windows’a bu kadar bağımlı olmaya karşı bilişim çevrelerinde tepki de oluşmuş durumda. Hükümetin öğretmenleri tek bir platforma mahkum bırakması sizin bakış açınızdan da sakıncalı mı?
Osman Coşkunoğlu : Tabii sakıncalı. Önemli bir miktarda satınalma yapıyorsunuz. Bu satınalmayı da tek bir firmanın tekeline bırakıyorsunuz. Üstelik bu firma ABD’de ve AB’de tekel olarak görüldüğü için mahkemelik olmuş bir firma.
Tüm bunlardan benim Microsoft’a karşı olduğum veya Microsoft kullanılmamalı dediğim anlamı çıkmamalı. İki noktayı tekrar vurgulamak isterim. Birincisi, ülkeler kendi teknolojilerini geliştirmek için kamu satınalmalarını bir manivela olarak kullanır. İkincisi, tekelleşmeye kesinlikle izin verimemelidir.
turk-internet.com : Ülkemizde Microsoft ve benzeri firmalarla yapılan anlaşmalarda bir takım destek ya da hibe maddeleri var. Bu maddeleri soru önergenize ilave etmişsiniz. Bu şirketlerin destek ya da hibe yapmalarında sakıncalı nokta nedir?
Osman Coşkunoğlu : Ticari alanda yapılan her destek ve hibenin arkasında bir de beklenti vardır. Bu her zaman sakıncalı veya yanlış olmayabilir. Herkesin kazanacağı bir formül bulmak mümkün.
Son bilişim girişimlerinde protokoller ve anlaşmalar yapıldı, sözler verildi ve alındı. Bunlar sakıncalı mı değil mi bilemeyiz, çünkü bu anlaşmaların, protokollerin içeriğini bilmiyoruz. Yapılan destek ve hibe arkasındaki beklentilerin ne olduğu açıklanmadı. İşte ben de bunları sorguluyorum. Bilelim, ondan sonra toplum olarak karar veririz yararlı mı değil mi diye.
Röportajın devamını Coşkunoğlu; İkinci Grup Soru Önergeleri Geliyor başlığı altında okuyabilirsiniz.