Bu sene Davos’ta alınan önemli kararlardan bir tanesi, çok hızlı büyüyen e-Ticaret konusunda DÜnya Ticaret örgütü (WTO) üyesi 76 ülkenin yeni ve açık düzenlemeler üzerinde konuşma uzlaşısı. 164 üyesi olan örgütün e-ticaret konusunun ele alınması kararına katılan ülkeler arasında ABD, Avrupa Birliği ve Japonya da var.
Japon Ticaret Bakanı Hiroshige Seko, Davos’taki açıklamasında “Mevcut WTO kuralları, 21ci yüzyılın ihtiyaçlarına uymuyor” dedi. WTO raporuna göre 2016 yılında global e-Ticaretin değeri 27,7 trilyon $. Bunun yaklaşık 24 trilyon $’ı B2B ticaret. 3,7 trilyon $ ise son tüketiciye yapılan satışlar.
ABD ile ticaret savaşı içindeki Çin, ancak koşullu destek verebileceğini ve gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarının da gözönüne alınması gerektiğini söyledi. Diğer bir büyük pazar olan Hindistan da “olur veren” ülkeler arasında değil. Hindistan önce Doha çalışmalarının sonuca ermesi gerektiğinde ısrarlı.
Dünya Ticaret Örgütü aralık ayındaki Buenos Aires toplantısında verilen 25 ayrı teklifi görüşmek üzere merkezi bir e-ticaret müzakere forumu oluşturma çağrısı yapmıştı. Ancak ABD’nin yüksek oranda eleştirildiği bu toplantıdan bir sonuç çıkmadı.
Müzakere kararı alan 76 ülkenin yetkilileri, Davos’ta yayınlanan ortak bir bildiride, “Mevcut WTO anlaşmalarına ve çerçevelerine mümkün olduğunca uyan ve daha fazla üyenin katılımıyla oluşturulan bir çıktı oluşturmaya çalışacağız” denildi.
WTO, 2001 yılında Doha toplantısı [1] başlatmış ama bu toplantı düzünü 10 yılı doldurmadan anlaşmazlıklar nedeniyle sona ermişti. Şimdi, üye ülkelerin çoğu, önce Doha’da sonuca ermeyen konuların görüşülmesi gerektiğini belirtiyor. Geri kalanlar ise 70 tane bölgesel ticaret anlaşmasının, mevcut e-ticaret sorunlarını çözebildiği iddiasında.
ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi, DTÖ’nin işlevsiz olduğunu, çünkü Çin’in 2001’de örgüte katıldığından bu yana öngörüldüğü şekilde davranmadığını iddia ediyor. Dünya Ticaret Örgütü’nde reformu zorlamak için de, üye devletler arasında uzlaşma gerektiğinde kullanılan, dünyanın en yüksek ticaret mahkemesi olan Temyiz Kuruluna yeni hakim atanmasına izin vermeyi reddetti. Sonuç olarak, mahkeme karar veremez durumda.