Birleşmiş Milletler Kakınma Programı Türkiye 2004 İnsani gelişme raporu “Bilişim ve İletişim” teknolojileri başlığında yayınlandı.
Ben şahsen bu raporlar serisini bulabildiğim ölçüde kitapçıkları olarak, bulamadığım noktalarda ise PDF’ler olarak biriktirmekteyim. Türkiye hakkında derli toplu veriler oluyor insanın elinin altında.
Sizlere de www.undp.org.tr adresinden bu raporu temin ederek okumanızı tavsiye ederim.
11 Ocak’ta yayımlanmış olan bu raporu neredeyse kırkı gün sonra gündeme getirmem ne bu raporun kırkının çıkmasını beklemem, ne Yatağan ilçesinin Denizli değil de Muğla ilimize bağlı olduğunu vurgulayacak olmam ne de Türkiye’de DİE tarafından bir teknoloji kullanımı araştırması yapılmış olmasına rağmen raporda bunun esamesinin okunmamış olmasını eleştirecek olmamdan ne de raporda derme çatma sağdan soldan 3-5 yıl öncesinin verilerinin irdelenmiş olmasını eleştirerek bilmişlik taslayacak olmamdan değil. Ne de Bilişim kelimesinin Bilgisayar ve İletişim kelimelerinden oluşan bir kelime olduğundan dolayı raporun başlığının bile hatalı olduğunu vurgulayacak olmamdan dolayı hiç değil.
e-kasaba projesi
Raporun 50’inci sayfasısnda Muğla ilimizin Yatağan ilçesinde 2000 yılında Türkiye Bilişim Derneği, KOSGEB, Microsoft ve Yatağan Belediyesi işbirliği ile e-kasaba projesi başlatıldı. Türkiye’de e-devlet projesi tek bir çatı altında yürütülmeye başlamadan ve acil eylem planı içerisinde yer almadan önce.
441 bin dolar bütçe ayrılan projede Yatağan’a bir İnternet Kafe açmak, 250 kişiye başlangıç düzeyinde bilgisayar eğitim vermek, burada faaliyet gösteren 250 bıçak atölyesine web sitesi açmak, 125 bilgisayar kurulması aracılığıyla Yatağan’ın tek geçim kaynağı olan bıçak üretiminin yüzde 10’unun ihrac edilmesini sağlamak.
Başta gayet hoş ve güzel gözüken bu proje, Birleşmiş Millet raporunda başarısızlık, hayal kırıklığı olarak görünüyor.
Başarısızlık sebebi ise üretimi destekleyecek altyapının bulunmaması, üretimde standart eksikliği, ticari kurum eksikliği, yabancı dil, genel iş tekniğinin bilinmemesi ve cinsiyete ilişkin değerlerin ve diğer kültürel faktörlerin hesaba katılmaması gösteriliyor.
Düşünün bu başarısız projenin yürütülmesini sağlayan KOSGEB, TBD ve Microsoft’un şu an e-türkiye ve e-toplum için çaba gösterdiğini. Bunu hepimiz basından, toplantılardan takip ediyoruz.
TBD, E-Dönüşüm İcra Kurulu toplantılarında Türkiye’nin e-dönüşümü için bilirkişi rolü üstleniyor. Microsoft, son olarak Bill Gates’in Türkiye’ye gelişiyle e-Türkiye, e-sağlık, e-eğitim konularına verdiği önemi, Türk Telekom ile imzalamış olduğu iyiniyet protokolü ile e-devlet kapısını yapmaya niyetini açıkça belli etti. KOSGEB kaynak sıkıntısı çeken KOBİ’lere bilgi çağına erişmeleri için destek sağlıyor.
Yani başarısızlığın mimarları, e-Türkiye için canla başla çalışıyor. Bu başarısızlığın temelleri de Türkiye’nin sosyal yapısını, üretim ve ticaret alışkanlıklarını gözardı ederek, işin sosyal boyutundan daha çok bilgisayar ve internet ile ülkeyi donatarak e-dönüşümün, e-Türkiye’nin e-toplumun yaratılacak olmalarını düşünmeleri.
E-Dönüşüm İcra Kurulu’na sesleniyorum. Türkiye’yi bilgi çağına taşımak istiyorsak, ülkeyi yarın öbürgün atıl kalacak teknolojilerle donatmak yerine, ülkede bir e-toplum bilinci yaratacak kampanyalar yapalım. Ülkeyi e-dönüşüm konusunda eğitelim. Unutmadık bu ülkede “Mercimek’in Faideleri” konulu belgeseller izlediğimiz TV programlarını. Hala izlediğimiz Trafik eğitim programlarını. Eğer bu ülke Trafik sorunu çözmek için özel TV’lere RTÜK dayatmasıyla trafik programları yayınlatıyorsa, e-dönüşüm, e-Türkiye, e-toplum ve bilişim çalışmaları da izletebilir. E-Türkiye teknoloji altyapısı sosyal yapımızı buna hazır olduğunda zaten hazır olacaktır.
Ben e-dönüşüm alanında harcanan bir bu kadar zaman ve emeğin yanında kaybedeceğimiz maddi olanaklar sonrası, bir üniversitenin başarısızlık hikayeleri konulu derslerinde okutulacak bir ülkenin vatandaşı olmak istemiyorum.