1995 tarihinde Türk Fikri Mülkiyet Hukukunda bir reform gerçekleştirilmiştir. Bu tarih fikri mülkiyet mevzuatımız bakımından bir milattır. Gerçekten 1995 ve izleyen yıllarda Avrupa Birliği Hukuku dikkate alınarak yürürlüğe konulan bir dizi hukuki düzenleme ve konuya ilişkin uluslararası Anlaşmaların iç hukukumuza aktarılmasıyla fikri ve sınai mülkiyet hakları, hak ettiği düzenlemeye büyük ölçüde kavuşmuştur. Bu tarihten önce müzik ve kitaplarda olduğu gibi patent, marka ve tasarım hakları bakımından da ülkemiz tam bir korsan cenneti idi. Ancak bugün de uygulamada değişik nedenlerle çok önemli sorunlar yaşanmaktadır. Hala korsan ürünlerin orijinal ürünlere oranı %50 civarındadır. Hiç şüphesiz en sorunlu konulardan birisi tasarım hırsızlığıdır.
Tasarım hırsızlığı kavramı ile; kendisine ait olmayan ya da harc-ı alem tasarımları kendisininmiş gibi göstererek Türk Patent Enstitüsünden (TPE) endüstriyel tasarım belgesi almayı kastediyoruz. TPE tarafından tasarımlar tescil edilirken şekli inceleme yapılır. Yani TPE, tasarım başvurularını sadece ücretin yatırılıp yatırılmadığı, gerekli evrakın verilip verilmediği gibi şekle ilişkin hususlara bakar ve bunlarda bir eksiklik yoksa başvuruyu Resmi Endüstriyel Tasarım Bülteni’nde yayımlar. Yayın tarihinden itibaren 6 aylık askı süresinde başvuruya herkes itiraz edebilir. İtiraz gelirse TPE bu kez, konuyu esas, yani yenilik ve ayırt edici nitelik açısından da inceler. Böylece özgün olmayan tasarımlara belge vermez. İtiraz edilmezse başvuru sahibine Endüstriyel Tasarım Belgesi verilir. Uygulamada Bültenler çok sınırlı bir kesim tarafından takip edildiği için, birçok tasarım başvurusuna haksız yere belge verilmektedir. Sorun da tam burada başlamaktadır.
Resmi Endüstriyel Tasarım Bülteni incelendiğinde yayımlanan (ve tabii belge ile ödüllendirilen) başvurulara konu tasarımların, çok büyük bir kısmı özgün değildir. Hatta herhangi bir sektörü tarihsel olarak incelemek isteyenlere Bültenleri takip etmelerini öneririm. Zira eski Mısır’dan kalma ürün tasarımları için dahi tasarım belgesi alınmaktadır. Oysa kanun koyucunun amacı, yeni ve ayırt edici nitelikte olan, yani özgün tasarımları hukuken koruma altına almaktır. O zaman çözümün ne olduğu sorusu akla gelmektedir.
Burada çözüm olarak, itiraz olmasa dahi TPE’nin esas bakımdan, yani yenilik ve ayırt edici nitelik açısından inceleme yapması gerektiği akla gelmektedir. Ancak bu usul, bu yazıya sığmayacak kadar sakıncaları olduğundan dolayı bugün birçok ülke tarafından terk edilmiştir. Kanımca sorunun çözümü, toplumun bilgilendirilerek aydınlatılmasında yatmaktadır. Bunun için başta TPE olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlara, sivil toplum örgütlerine ve tabii ki, medyaya önemli görevler düşmektedir. Ayrıca kötü niyetli kişilerin cezasız kalmaması gerekir. Kanun koyucu bu durumu da dikkate alarak 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK’ya, 4128 sayılı Kanunla bir madde (m.48/A) ekleyerek şu ifadelere yer vermiştir: “… kendisini haksız olarak tasarım başvurusu veya tasarım hakkı sahibi olarak gösterenler hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasına ve üç yüz milyon liradan altı yüz milyon liraya kadar para cezasına… hükmolunur”. Maddede geçen 300 milyon liradan 600 milyon liraya kadar olan para cezası her yıl artmaktadır. 2003 yılı için bu cezalar; 13 milyar 871 milyon ile 27 milyar 742 milyon TL. olarak uygulanmaktadır. Ayrıca bu kişilere karşı maddi ve manevi tazminat davaları da açılabilir.
Dikkat edilirse kanun koyucu tasarım hırsızlığına karşı çok ağır yaptırımlar öngörerek caydırıcı olmayı amaçlamıştır. Ancak kantarın topuzunu da kaçırarak cezaları uygulanamaz hale getirmiştir. Gerçekten yasanın yürürlüğe girdiği 1995 tarihinden bugüne kadar uygulamada birçok kişi bu suçu işlemesine rağmen, bir elin parmak sayısı kadar kişi ancak cezalandırılabilmiştir. Cezalar hafifletilerek uygulanabilir hale getirilmelidir. Bununla birlikte cezaların para cezasına dönüştürülmesini engelleyecek bir düzenlemeye de gidilmelidir. Aksi halde uygulamada genellikle verilen cezalar para cezasına dönüştürülerek öngörülen yaptırımlardan beklenen fayda sağlanamayacaktır.