Geçtiğimiz günlerde Facebook, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Mark Zuckerberg tartışmalara yol açan yeni reklam platformlarını tanıttığından beri pek çok kişinin beklediği bir duyuru yaptı.
Şimdi şirket yasal uzmanlardan, mahremiyet savunucularından ve sosyal networking kullanıcılarından platformun çok ileri gittiği yönünde aldığı baskılardan ötürü Beacon planlarında geri adım atıyor.
Orijinal Beacon tasarımında katılımcı bir siteden alış veriş yapan Facebook kullanıcıları, söz konusu eylemlerinin bir haber olarak sitede gösterilmesini engellemek için “hayır, teşekkürler” seçeneğini tıklamak zorunda kalıyorlardı.
Ancak yapılan değişikliğin bir sonucu olarak Facebook diğer sitelerden alım yapan bir kişinin söz konusu bu eylemini haber besleme bölümlerinde gösterebilmeleri için pro-aktif olarak bir izin vermeleri gerekeceğini bildiriyor.
Kullanıcılar yaptıkları eylemleri profil sayfalarında görmeye devam edecekelr ancak bu bilgilerin arkadaşlarınca da görüntülenebilecek olan haber besleme bölümünde de gösterilebilmesi için “TAMAM” linkini tıklamaları gerekecek. Eğer kullanıcı bu nesneyi görmezden gelirse Facebook söz konusu eylemin yayınlanmayacağını bildiriyor.
Ancak bu değişiklikler yine de kullanıcılara tamamen Beacon programdan muaf tutulma olanağı sağlamıyor. Yani her seferinde nesneleri tıklamaları veya görmezden gelmeleri gerekecek.
Facebook bu değişikliğin mahremiyet endişelerini giderecek son çözüm olmayabileceğini daha sonra geliştirilebileceğini de bildiriyor.
Şirket yaptığı açıklamada “Kullanıcıların bir alış-veriş geçmişi yayınlamadan önce Beacon’u tam olarak idrak etmesi gerekliliğini kavrıyoruz ve kullanıcılarımıza seçenek sunabilmek için bu yaklaşımı geliştirmeyi sürdüreceğiz,” deniyor.
Facebook ayrıca kullanıcıların programın nasıl çalıştığını daha iyi anlamalarına yardımcı olmak üzere sitelerine bir Beacon eğitimi de koyacaklarını açıkladı.
Bu açıklama Beacon’un sunumunun ardından Facebook’un kullanıcı mahremiyetini daha ciddiye alması için bir dilekçe kampanyası başlatan kentsel eylem grubu MoveOn.org gibi grupları bir dereceye kadar yumuşatabilir.
Önceki Salı günü MoveOn dilekçeye destek verenler için bir Facebook grubu oluşturmuştu ve bu gruba 30 Kasım tarihine dek 54.000 kişi üye olmuştu.
MoveOn’dan Adam Gren dilekçe grubunun sayfasına “Eğer Facebook, bir kullanıcının açık izni olmaksızın diğer web-sitelerinde yaptığı alış-verişleri Facebook’da lanse etmeyecek şekilde politikalarını değiştirirse bu doğru yönde atılmış çok büyük bir adım olacaktır. Ve ayrıca hergün Internet kullanan kişilerin bir araya gelip bir fark yaratmaya kabil oldukları konusunda da çok önemli bir gelişme olacaktır,” yazmıştı.
Green InternetNews.com’a yolladığı ve söz konusu açıklamaya duyduğu memnuniyeti simgeleyen bir e-mailde dilekçe grubunun Facebook’un politikasındaki değişimi ancak şirket açık izin olmadan yapılan işlemleri göstermeyi kestiğinde ve sitelerine kalıcı bir uygulamadan muaf tutulma seçeneği koyduğunda kabul edeceklerini bildirdi.
Green ayrıca dilekçe sayfasına “Eğer bu sorularımıza yanıtlar değişmiyorsa, Facebook kurumsal reklamcıların taleplerini Internet kullanıcılarının temel mahremiyet haklarının üstünde gören çarpık bir politikayı sadece küçük bir makyajla kapatmaya çalışıyor demektir,” yazıyor.
MoveOn sözcüleri Facebook’un bu konudaki açıklamasının ardından taleplerinin ne derece tatmin edildiği konusunda yorum yapmaktan şu an için kaçınıyorlar.
En azından bu değişiklikler, Beacon uygulamasının yılbaşı hediye listelerini kendi besleme bölümlerinde halka açık hale getirdiğinden, dolayısıyla sürpriz hediyelerin sürpriz olmaktan çıktığını söyleyerek şikayetçi olan Facebook kullanıcıları ile şirket arasında bir uzlaşma sağlayabilir.
MoveOn dilekçe grubuna ileti gönderen pek çok kullanıcı, yaptıkları alımların üçüncü-şahıs sitelerde “hayır, teşekkürler” nesnesini göremedikleri veya zamanında tıklayamadıkları için kendi bilgileri dışında besleme bölümlerine konduğunu iddia ediyorlar.
Bu değişikliklerin, bazıları Federal Ticaret Komisyonu’nda (FTC) Facebook’un reklam platformunu dava etmeye hazırlanmakta olan bazı mahremiyet savunucusu gruplar ile şirket arasında bir barışa yol açması ise düşük bir ihtimal olarak gözüküyor.
Dijital Demokrasi merkezi (Center for Digital Democracy – CDD) idari müdürü Jeff Chester, sadece Facebook’un Beacon uygulaması değil, kendi tanımıyla sosyal medya ve reklamcılığın “melun” kesişimi konusunda en sert eleştirilerde bulunanlar arasında yer alıyor.
Chester InternetNews.com’a verdiği demeçte “Bu ihtilafın sadece Beacon konusunda olması bir utançtır,” diyor. “Aslında bu geçtiğimiz ayın başlarında yarattıkları tamamıyla yeni bir pazarlama yönteminin sadece bir parçası.”
Chester söz konusu uygulama için bir “katılım veya muaf tutulma” seçeneğinin oluşturulmasının Facebook için son derece önemli olacağını ancak yeterli olmayacağını belirtiyor.
Chester “Her alım yapıldığında kullanıcının tüm alımlarını liste olarak yayınlamayı sürekli teklif ederek Facebook elinde sonunda kullanıcıların yorulacaklarını ve bunu kabul edeceklerini ummaktadır,” diyor. “Facebook, yeni, genişletilmiş, hedefli profilleme sisteminden kaynaklanan mahremiyet tehlikeleri ile hala yüzleşmek istemiyor.”
Chester eğer Facebook mahremiyet politikasını daha şeffaf bir hale getirmek ve kullanıcılara profillerini reklamcılardan koruyacak bir kalkan sunmak konusunda bundan daha fazlasını yapmazsa kendi kibiri altında kalarak boğulabilir diyor.
“Mark Zuckerberg hala bunu anlamıyor. Facebook kullanıcı kontrolü ve mahremiyetle ilgili olmalıdır.” Chester ayrıca kullanıcı mahremiyetini korumak için Facebook daha fazlasını yapmazsa adeta 21. yüzyılda haksız ve yanıltıcı işletme örneklerinden birisine dönüşeceğini ifade ediyor.
Facebook bu yazı yayına hazırlanırken söz konusu yorumlara bir cevap vermemişlerdi.
CDD Elektronik Mahremiyet Enformasyon Merkezi (Electronic Privacy Information Center- EPIC) ile birlikte bir süreden beri reklamcılık aracılığı ile sosyal medyadan para kazanmanın mahremiyet konusundaki uygulamalarını incelemekte. Her iki grup da şikayetlerini FTC’ye götürme niyetinde olduklarını açıklamışlardı.
EPIC’in İdari Müdürü Mark Mark Rotenberg InternetNews.com’a, bir “katılım veya muaf tutulma” seçeneğinin eklenmesinin gruplarının endişelerini yanıtlamak konusunda oldukça önemli bir yol kat edeceğini ancak Facebook’un bu politika değişikliği açıklamasının ardından iddialarını geri çekmeye niyetli olmadıklarını söyledi.
Eğer bu iki grup yollarına devam ederlerse büyük olasılıkla 2008’in ilk aylarında FTC’de konuyla ilgili bir dava açacaklar.