turk-internet.com Notu : Bu yazı, ABD’de internet kullanımının düzeyini göstermek amacıyla yayınlanıyor. Yazar, ABD’de ev kullanıcılarına kotalı tarifelerin uygulanmaya başladığını ve bu konudaki düşüncelerini aktarıyor. Bilindiği gibi ülkemizde zaten kotalı model hem ADSL hem de kablo internet tarifelerinde uzun bir süredir uygulanıyor.
Bazı hikayeler beni, diğerlerinden daha fazla kızdırır. Amerika’da Time Warner’in son haberi de böyle. Şirket aniden evden genişbant kullananlar için kullanım-bazlı bir fiyatlama modelini test etmeye başladı.
Kızdığım konu Time Warner’ın yapmaya çalıştığı şey değil. Ben internetin bedava olduğu algılamasına ve dolayısıyla internetin çok yoğun kullanımına kızıyorum.
Internet bedava değil ve çoğu bölümü zaten hiçbir zaman bedava değildi.
Time Warner’ın yaptığı deneme gerekli. Böylece kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun düzenlenmiş bant genişliği sunmayı planlıyorlar.
Benim açımdan ve bazıları için bu yeni fiyatlama, ilave kullanım ücreti anlamına geliyor. İlave kullanım ücreti negatif anlam taşıyor ama ticari internette zaten vardı.
Kurumsal erişim tarafında, benzer bir kullanım ücreti zaten hep vardı. Şirketler, satın aldıkları erişim planındaki veri miktarı aşıldığında zaten hep bir ücret ödüyorlar.
Network yöneticisi işini doğru yapıyor ve gerekli olduğu kadar erişim yapılmasını sağlıyorsa, o zaman ilave bir kullanım ücretine gerek kalmaz.
Ama evlerde, internet kullanım için konulan limitler genellikle aşırı cömerttir. Çoğu internet kullanıcısı açısından da bir sorun teşkil etmez.
Son dönemlere kadar, ev kullanıcılarının kullanımı, çok büyük bant genişlikleri gerektirmeyen e-mail ve web trafiğinden oluşuyordu. Yeni VoIP, uçtan uca (P2P) uygulamalar ve bant genişliğine fazlaca ihtiyaç duyan web videolarla birlikte evlerden kullanılan bant genişlikleri birden zirveye zıpladı.
Tabi aşırı yükselen talep ile birlikte, servis sağlayıcıların kullanıcı başına gelirleri de düşmeye başladı.
Bazı kullanıcıların aşırı kullanımı, servis sağlayıcıların bant genişliği ihtiyacının artması ve taşıyıcıların kullanıcı başına kazançlarının düşmesi anlamına geliyor. Peki çözüm nedir?
Bu gerçekten bir sağduyu meselesi. Aynen şirketler ya da host edilen sunucular gibi ev kullanıcılarının da yola girmesi lazım.
Sınırsız (kotasız) erişim, sınırlı (kotalı) erişime nazaran daha hoş görünse de, kotalı erişim de çok sıkıntılı sayılmaz.
Benim yaşadıklarıma göre, ev kullanıcılarının çoğu için 100 GB aylık kota yeterli olacaktır. Bununla, bazen korsanlık anlamına gelen büyük P2P transferlerini yapmak mümkündür.
Benim kullanımımda 100 GB’lik bir kota var. Hergün Linux dağıtımlarını takip için BitTorrent kullanıyorum. iTunes’ten flimler yüklüyorum ve telefonlarımı da VoIP üzerinden yapıyorum.
Dolayısıyla benim kullanımımda kota çok eksik değil. Ama tamamen limitsiz bir internet fikri de çok hoşuma giderdi. Yine de biliyorum ki, herkes yaşamak için para kazanmak zorunda ve internet de bedava değil.
Taşıyıcı networkleri, ev kullanıcılarının artan ihtiyaçlarını da içeren inanılmaz bir yük taşıyorlar. Bunu tam olarak anlıyorum çünkü InternetNews.com için çalıştığım için yaptığım röportaj, görüşme, toplantı ve haberlerden ötürü taşıyıcıların daha hızlı networkler kurmak için neler yaptıklarını yakından takip ediyorum. Networkler şimdi 40G ama logaritmik artan network kapasite ihtiyacı nedeniyle yakından 100G olacak.
Birilerinin bunu ödemesi gerekli ve ödeyenin kullanıcı olması da en iyi yol.
Time Warner’ın yaptıkları ile ComCast’in BitTorrent kısıtlamasını karşılaştıran bazı medya analizleri okudum. Bence bu elmalarla portakalları karşılaştırmaya benziyor. Her ikisi de meyvadır ve her ikisi de C vitamini içerir ama her ikisi de birbirinden farklıdır.
Aslında, ComCast’in ne yaptığı tam anlaşılmadı. Şöyle düşünelim, trafiği şekillendirmek bugün Amerika’da her network yöneticisinin yapması gereken şey bu değil midir?
Trafik şekillendirmesi, trafiğin önceliklerinin belirlenmesine yardımcı olur. Geç kalmasında sorun olmayan trafik, öncelik sıralamasında sonraya atılır.
Mesela, eğer bir kurumsal network, VoIP trafiğini öncelikli kılarsa bu anlamlıdır çünkü gecikme riski olmaması gerekir. Gecikme paket ve jitter kayıplarına neden olur. Telefon görüşmesi yaparken, gecikme olursa kelimeleri kaybeder ve konuşmauyı gerçekleştiremeyecek duruma düşersiniz.
Tersine, P2P (duygularınızı dışarıda bırakın) uygulamalar gecikme riski taşımaz. Transfer gecikme olsa bile sürer. Zaten 1-2 sn gecikir. Ama VoIP üzerinden ses görüşmesinde bu 1-2 saniye kabul edilemez bir şey olur.
Trafiği kısıtlamak, trafik şekillendirmesinin bir yan ürünüdür. Yüksek öncelikli trafiği sağlamak için, bazı trafikleri yavaşlatır (hatta bazılarını da bloklar).
Trafik şekillendirme, hem taşıyıcılar hem de şirketler açısından networklerin bütünlüğünü sağlamak açısından iyi bir düzenlemedir. Ama botnet türü trafik dışında, herhangi bir trafiğin bloklanmasının uygun olmadığını düşünüyorum. Öncelik atama ise tabu olmamalıdır.
Temelde, bu network kaynaklarının sınırsız olmadığının ve erişim bazında bir maliyeti olduğunun farkında olmaktır.
Sonuçta, tabi ki ev kullanıcılarının, geniş networklerin bu sorunlarını bilmeleri gerekmiyor. Bilmeleri gereken tek şey, network erişimi sağlayıcılarının da hakları olduğu ve kullanıcıların kendi ihtiyaçlarına uygun hat seçmeleri ve ödemeleri gerektiğidir.