Bu yazının önceki bölümlerini
- İnternet Yayıncılığında 2 Olay ve 2 Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında 2 Olayın Savunmaları
- Çoşkun Ak’ın Savunması ve Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında Yasasızlık
- İnternet’te Gazetecilik ve Hukuk
- İnternet Yayınlarında Suç İşlenen Yer Neresi?
- Basın Yasasının İnternet’e Uygulanması Zor
- İnternet Yayıncılığı ve RTÜK
- TBMM’nin Kabul Ettiği Ek Madde 9
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
VI- İnternet Ortamındaki Yayınlar ve Ceza Yasaları
Türk Ceza Yasası ve özel ceza yasaları alanındaki bazı suçlar “yayın” kavramından hareketle düzenlenmiştir. İnternet ortamında işlenen suçlar bakımından ceza davası açılabilmektedir.
Hakaret, sövme, müstehcenlik, pornografi, cürüm sayılan fiili övme, halkı kanuna itaatsizliğe tahrik, anayasal kuruluşları tahkir ve tezyif, devletin bölünmezliği aleyhine veya terör örgütü lehine propaganda, halkı askerlikten soğutma gibi suçlarla benzeri suçlar da internet yayınları yoluyla gerçekleşebilir. Türk Ceza Yasasında 125, 127, 145,153, 155, 158,159,161, 175,192, 253,268, 311, 312,358,426,480, 482. maddelerinin ilgili fıkralarında zikredilen suçların internet vasıta kılınarak işlenmesi olasıdır. Askeri Ceza Kanununda yer alan halkı askerlikten soğutan neşriyatta veya telkinde bulunmak, vatana ihanete teşvik etmek, amirlere ya da emirlere itaatsizliğe yönlendirmek suçları, Sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal Kanunudaki bölgede heyecan ve telaş doğrucak şekilde asılsız haber yapmak ve nakletmek suçu, Terörle Mücadele Yasasının 6,7 ve 8.maddede açıklanan propaganda ve kimlik açıklama suçu, Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda sayılan küçüklerle ilgili yayın yasağına aykırı olarak haber yayınlama suçu, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanununun 9.maddesindeki bilgi verme suçu, Adli Sicil Kanununda düzenlenen bilgi verme suçu, Bankalar Kanununun 22.maddesinde düzenlenen suç, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 151. maddesindeki suç, Fikir ve sanat eserleri Kanunun 71,72,73. maddelerindeki suçlar, Türk Ticaret Kanunun 56. ve takip eden maddelerindeki haksız rekabetle ilgili hükümler, 28.03.2001 kabul tarihli 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunun 23.maddesinde tarifi yapılan suç internet vasıtasıyla yapılan yayınlarla ihlal edilebilir.
Hukuki mevzuat bakımından bu soruların yanıtlarını bulmak çok güç olmasına karşılık açılan kamu davaları vardır. Yapılan soruşturmalar ve bu davalar bakımından verilen örnekler şunlardır :
6.1-Açılan Kamu Davaları
- 1. Televizyonlarda haber olarak yayınlanan ve 1997 yılında Ankara’da meydana gelen bir olayda belediye görevlileri tarafından mitingin dağıtılmasında cop kullanılmasına kızan kişiler internet ortamında yayın yapan Web sayfasındaki Forum Güncel köşesine mesajlar göndererek tepkilerini dile getirmişlerdir. Mesaj gönderen bir lise öğrencisi (Ali Emre Ersöz) adını ve adresini vererek mesaj göndermiştir. Açık kimliği ve elektronik posta adresi gönderdiği mesajda yazılı bulunan sanık hakkında Beyoğlu 2.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada TCK’nun 159.maddesine aykırılıktan on ay hapis cezası verilmiş ve mahkumiyet ertelenmiştir.
2. İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesinde TCK’nun 159.maddesine muhalefetten dolayı 40 ay hapis cezası verilmiştir. Verilen hüküm temyiz edilmiştir.Dosya Yargıtay incelemesindedir. Bu olayda sanık (Çoşkun Ak) Tartışma Platformu isimli bir web sayfasında koordinatör olarak görev yapmaktadır. Çalıştığı şirket internet servisi sağlayan bir şirkettir. Bu sayfada her hafta bir konu seçilmektedir. İlgilenenler, seçilen konuyla ilgili olarak her hafta görüşlerini bu sayfaya göndermektedir. Gönderilen görüşler bir hafta süreyle Web sayfasında kalmaktadır. İsmi tespit edilemeyen bir kişinin gönderdiği görüşlerde suç unsuru olduğuna inanan bir internet kullanıcısı sayfa yöneticisini arayarak uyarı gönderir. Buna rağmen sayfa yöneticisi olan sanık bu görüşleri internet ortamından kaldırılmamıştır. Konuyu ısrarla izleyen kişinin şikayeti üzerine olaydan haberdar olunarak soruşturma açılmış ve tamamlandıktan sonra açılan dava mahkumiyetle sonuçlandırılmıştır.
3. İnternet ortamında kendi kişisel web sayfasını yaratarak yayın yapan kişi hakkında, şikayetçinin kendisine hakaret ettiğinden bahisle yapılan şikayet üzerine İstanbul 10.Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmıştır. Dava devam etmektedir.
4. Tanınmış bir gazetecinin sahibi bulunduğu internet sitesinde yapılan yayındaki “haber” bölümünde İstanbul’da görevli bir kamu görevlisi ile ilgili olarak “…rüşvete alışkın olduğu anlaşılan eski müdürün akibeti meçhul…” sözlerinin kullanılması üzerine; haber bölümünün sorumlusu olduğu internet sitesi sahibi tarafından belirlenmiş olan kişi hakkında da kamu davası açılmıştır. Kamu davası devam etmektedir.
5. Ulusal çapta yayınyapan özel televizyon şirketinin internetteki Web sayfasında telif bedelleri ödenmeden Müzik Eserleri Sahipleri Grubu Meslek Birliği(ne üye eser sahiplerine ait müzik eserlerinin izinsiz çalınması nedeniyle televizyonun sahibi olan şirketin yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdürü, internet sayfasının yöneticisi ve teknik müdürü de dahil olmak üzere yedi kişi hakkında Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına muhalefetten açılan kamu davası devam etmektedir.
Not : İstanbul Basın Savcısı Cevat Özel. İstanbul Barosu Fikri Haklar Komisyonu tarafından Nisan 2001 tarihinde düzenlenen Panelde sunulan İnternet ve Ceza Hukuku Başlıklı tebliğ’den. (Dava örnekleri bu tebliğden alınmıştır)
6.2- Takipsizlik Kararları ve Devam Eden Soruşturmalar
- 1. Bir bankadan aldığı kredi kartını çaldırması üzerine banka ile uyuşmazlığa düşen ve başına gelenleri kendisine ait internet sitesindeki Web sayfasında aynen ve hiçbir katkıda bulunmadan yayınlayan ve bu yayını nedeniyle 4389 sayılı Bankalar Yasasının 22.maddesine muhalefet ettiği iddia olunan kişi hakkında takipsizlik kararı verilmiştir. Banka tarafından takipsizlik kararına yapılan itiraz üst mercii mahkemesi tarafından reddedilmiş ve takipsizlik kararı kesinleşmiştir. Eğer 4389 sayılı Yasanın 22.maddesinde tanımlanan suçun unsurları gerçekleşmiş olsa idi içerik sağlayıcı konumunda olan kişi hakkında internette yapılan yayın yoluyla bankanın itibarını sarsacak haber yayınlamaktan dolayı dava açılmış olacaktı.
2. Öğretim üyesi bir bayanın isim, telefon ve adresleri bir başkası tarafından kullanılarak internet ortamında yayınlanmıştır. Yapılan yayında öğretim üyesi bayan tele kız ve lezbiyen olarak tanıtılmıştır. Yoğun tacize uğraması nedeniyle bayan şikayetçi olmuştur. İnternet Servis Sağlayıcısı şirketten failin kim olduğu ve failin kimliğine ulaşılabilecek bilgiler istenmiştir. İSS Şirket bu bilgileri muhafaza etmediklerini bildirerek olumsuz yanıt vermiştir. Böylece yapılan şikayet sonuçlandırılamamıştır. Müşteki bayan daha sonra şikayetinden vazgeçmiş olması nedeniyle takipsizlik kararı verilmek zorunda kalınmıştır. Eğer müşteki şikayetinden vazgeçmemiş olsaydı dava zamanaşımı süresince failin kimliğinin tespitine çalışılacak ama sonuç alınamayacaktı. Bu olayda Başsavcılığa bilgi vermeyen İSS şirketin internet ortamındaki alışveriş sitesine hackerler dadanmış ve şirket hackerlerin internet bağlantılarını sağlayan diğer dört servis sağlayıcı şirket ile tecavüzde bulunanların İP numaraları ve tecavüzde bulundukları tarih ve saatleri bildirerek şikayetçi olmuştur. Bu kez de dört servis sağlayıcısı şirket hackerlerin kimliklerine ulaşmayı sağlayacak bilgileri vermemişlerdir. Bu durum karşısında faillerin kimliklerine ulaşılamayacağı için sonuç alınması olanaksız gözükmektedir.
3. Geçmişte önemli görevlerde bulunmuş olan bir milletvekili adı kullanılarak onun adına porno sitesi açılmıştır. İstanbul ilinde ancak İstanbul Başsavcılığnının yetki sahası dışında bir ilçede adres ve telefon numaraları verilmiştir. Yayıyın ABD merkezli olduğu saptanmıştır. Yayını yapanın kimliğine ulaşılamamıştır. ABD ile ülkemiz arasındaki internet bağlntısının Ortadoğu Teknik Üniversitesi Bilgi İşlem Daire Başkanlığı üzerinden sağlandığı gerekçesiyle soruşturma dosyası yetkisizlik rararı verilerek Ankara C.Başsavcılığına gönderilmiştir.
4. İnternet Servis Sağlayıcısı şirketin haber sayfasında mestear isimle/rumuz kullanarak gönderilen yazıda bir derneğe ve dernek başkanına hakaret edildiği şikayeti üzerine soruşturma açılmıştır. Servis sağlayıcısı şirketten kimlik bilgilerine ulaşılması amacıyla bilgiler istenmiştir. İSS gerekli bilgileri göndermiştir. Soruşturma devam etmektedir.
Ancak İnternette yapılan yayınlardan dolayı “kimin sorumlu olduğu” ve suç işlendiği iddiasıyla başlatılacak olan soruşturmalarda “kimin sorumlu tutulacağı” hakkında yasal bir düzenleme yoktur.
Uygulamada yasal düzenleme olmaması nedeniyle çekilen sıkıntılar şunlardır:
- Kim hakkında, hangi mevzuata göre soruşturma açılacaktır?
- Suç yeri neresidir?
- Suç ne zaman işlenmiş sayılacaktır?
- Dava ve ceza zamanaşımı nedir?
- Şikayet süresi bakımından hangi hükümler ve hangi mevzuat uygulanacaktır?
VII-İnternet Yayınları Hakkındaki “Cezai Sorumluluk” Sisteminde Yasal Boşluk Bulunmaktadır
İlk yapılması gereken genel hükümlerin bu tür bir sorun hakkındaki kurallarını belirlemektir. Sorumluluk sisteminin oluşturulmasındaki genel durumu saptamak gerekir.
Anayasanın 38. maddesine göre “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”
Türk Ceza Yasasının 1.maddesine göre “Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez. Kanunda yazılı cezalardan başka bir ceza ile de kimse cezalandırılamaz” Yani suçta ve cezada kanunilik kuralı evrensel hukuk ilkesidir ve bizim Ceza yasamızın ilk maddesidir.
Yine Türk Ceza Yasasının 2. maddesine göre; “ İşlendiği zamanın kanununa göre cürüm veya kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm veya kabahat sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hüküm olunmuşsa icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar” Bu durum karşısında suç ve cezada kanunilik kuralına göre, internet ortamındaki yayınlar yasa ile düzenlenmediğinden suç yoktur ve ceza verilemez.
İnternet konusunda kapsamlı çalışmalarını yürüten Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Web sitelerinde yayınlanan görüşleri bakımından da kanunsuz suç ve ceza olmaz şeklinde düşünülen evrensel kurala atıf yaparak yaptığı saptamada haklı olduğunu yazımızın birinci bölümünde altını çizerek aktarmıştık.
İnternet bir “yayın” aracıdır. Kitle iletişiminde çok önemli bir adımdır. Ancak, gazete, dergi, radyo veya televizyon değildir. Kendine özgü özellikleri vardır. Türkiye’de internette yapılan yayınların sorumlusunun kimler olacağı konusunda “yasası” yoktur.
Internet’te yayınlanan gazetelerin ve içeriklerinin yazılı basını düzenleyen Basın Kanununa göre veya 3984 sayılı Yasa ile değerlendirilmesi olanaksızdır.
Bu yazının devamını Online Yayıncılık Hukuki Sorumluluk Önerileri başlığı altında okuyabilirsiniz.