Bu yazının önceki bölümlerini
- İnternet Yayıncılığında 2 Olay ve 2 Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında 2 Olayın Savunmaları
- Çoşkun Ak’ın Savunması ve Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında Yasasızlık
- İnternet’te Gazetecilik ve Hukuk
- İnternet Yayınlarında Suç İşlenen Yer Neresi?
- Basın Yasasının İnternet’e Uygulanması Zor
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
III – İnternet Yayınlarının Usul ve Esaslarının Haberleşme Yüksek Kurulu Tarafından Yapılması, Denetimin ise RTÜK’na Verilmesi Ne Anlama Gelmektedir?
Basın Yasasına Ek 9 şeklinde madde eklenmesi ile internet yayınlarının düzenlenmesi için Mecliste verilen değişiklik önergesi kabul edilerek madde yasallaşmıştır. Ancak Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmiştir.
Ayrıca Anayasa Komisyonunda önerilen değişiklikle yeniden düzenlenen 3984 sayılı Yasanın 31. maddesi de TBMM’den geçmiş ve madde yasalaşmıştır. Ancak 4676 sayılı bu Yasa Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmiştir.
Bu maddenin (Madde 31) ne olduğuna göz atacak olursak ortaya çıkan sonuçlar şunlardır:
İnternet yayınlarının denetim usulunde aranan mantık 3984 sayılı Yasanın değişen 31.madde değişikliğinde kendini göstermektedir.
MADDE 14. – 3984 sayılı Kanunun 31 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Program hizmetinin içeriği ve yeni yayın tekniklerinin kullanımı”
Madde 31. – Radyo ve televizyon kuruluşları, yayınlarında belli oran ve saatlerde eğitim, kültür, Türk halk ve Türk sanat müziği programlarına yer vermek zorundadırlar. Bu programların tür ve oranlarıyla ilgili esaslar Üst Kurul tarafından tespit edilir. Tematik kanallar, bu zorunluluktan muaf tutulur. Tematik yayın yapmak isteyen kuruluşlar, başvuru sırasında bu hususu belirtir. Bu kanallar, Üst Kurulun izni olmadan yayın türünü değiştiremez. Tematik kanallarla ilgili usul ve esaslar Üst Kurulca belirlenir.
Her türlü teknoloji ile ve her tür iletişim ortamında yapılacak yayın ve hizmetlerin usul ve esasları, Haberleşme Yüksek Kurulunun belirleyeceği strateji çerçevesinde Üst Kurulca tespit edilip Haberleşme Yüksek Kurulunun onayına sunulur. Bu yayın ve hizmetlerin mevzuata uygunluğu, Üst Kurulca denetlenir.”
Bu madde TBMM tarafından aynen kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmiştir.
Bu düzenleme hukuka aykırıdır. Öncelikle “Haberleşme Yüksek Kurulu” oluşumunun bilinmesinde yarar vardır. İstanbul Barosu İletişim Hukuku Komisyonu tarafından 2000 yılında hazırlanan “3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Hakkındaki Görüşlerimiz ve Önerilerimiz” kitapçığının 15. sayfasında; Hükümet Tasarısının 3984 sayılı Yasanın 35. ve 8.maddesini değiştiren madde ve gerekçesi hakkındaki eleştirisi şöyledir:
“ Tasarının bu maddesinde yapılan değişiklikle frekans planlamaları ve TV kanal ve radyo frekanslarını ne kadarını hangi takvime göre ihaleye çıkarılacağı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan alınıp, Başbakanın ve görevlendireceği bir Devlet Bakanının başkanlığında İçişleri ve Ulaştırma Bakanları ile Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ve Genelkurmay Muhabere Elektronik Başkanından oluşan siyasi iktidarın etkisindeki bir kurula verilmektedir. Dolayısıyla frekans planlamaları ile ihale takvim ve miktarının belirlenmesi “özerk ve tarafsız kuruluş” yerine doğrudan doğruya yürütme organının etkisi altında yapılmasını, siyasi ve başka etkilerden uzak kalmama tehlikesini içermektedir”
Bu eleştiri Tasarının 2000 yılında hazırlanmış olan biçimiyle yapılmış olan eleştiridir. TBMM’de görüşülen maddelerle yapılan değişikliklerle 3984 sayılı Yasanın 24. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiş ve TBMM’de madde kabul edilmiştir.
Değişikliğe göre; Türkiye’de ulusal, bölgesel ve yerel çapta TV kanal ve radyo frekans planları ile frekans bantları hakkında çalışma yapmak Telekominikasyon Kurumuna bırakılmıştır. Telekominikasyon Kurumu da Telsiz Yasasına uygun olarak RTÜK,TRT ve Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlayacağı ulusal, bölgesel ve yerel çapta planları hazırlayarak Haberleşme Yüksek Kurulu onayına sunacaktır. Haberleşme Yüksek Kurulu da planı onaylayacağı gibi değişiklik de önerebilicektir. TV kanal ve radyo frekanslarının ne kadarının hangi takvime göre ihaleye çıkarılacağına ilişkin plan Haberleşme Yüksek Kurulu tarafından saptanarak, bu çerçevede ihaleye çıkarılmak üzere RTÜK’na bildirir.
3984 sayılı Yasada 31. madde de yapılan değişiklik ile amaçlanan şudur:
31.madde İnternet yayınlarını da kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Görüldüğü gibi; madde başlığı değiştirilerek “program hizmeti içeriği” ve “yeni yayın teknolojilerinin kullanımı” eklenmiştir.
Değişen maddenin mantığına göre; acaba “internet yayıncılığını” Hükümet, Anayasa Komisyonu ve TBMM’si “yeni teknolojik yayın” olarak değerlendirerek yeni bir “müdahale” alanı yaratılmak istenmiştir.
Maddeye eklenen ikinci fıkraya görede “Her türlü teknoloji ile” denilmiş ve “her türlü iletişim ortamında yapılacak yayın” kavramı ile “internet ortamındaki yayınları”da kapsayacak biçimde “yayın” tanımı genişletilmiştir.
Radyo ve Televizyon yayınları ile İnternet ortamında yapılacak her türlü “yayının” ve “hizmetlerin” nasıl yapılacağı, esaslarının ne olacağı öncelikle Haberleşme Yüksek Kurulunca belirlenen “stratejiye” uygun olacaktır.
Bu tür yayın usul ve esaslarını RTÜK tespit edecek, belki de bu konuda bir yönetmelik hazırlayacak; ama bu usul ve esasları yürürlüğe sokabilmek için Haberleşme Yüksek Kurulunun “onayına” sunacaktır.
Onay verilirse RTÜK tarafından belirlenmiş usul ve esaslara uygun olan radyo ve tv yayınları ile internet yayınlarına izin verilmiş olacaktır.
Yayınların saptanmış mevzuat ile usul ve esaslara uygun olup olmadığının denetimi ise RTÜK’na bırakılmıştır.
Başbakanın ve görevlendireceği bir Devlet Bakanının başkanlığında İçişleri ve Ulaştırma Bakanları ile Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ve Genelkurmay Muhabere Elektronik Başkanından oluşan bir kurula yayın stratejisi belirleme yetkisi verilmesi demek “yürütme” tarafından sınırları çizilen bir başka deyişle, izin verilen düşünce alanı yaratmaktır.
Çizilen ve belirlenen sınır aşılırsa; saptanmış usul ve esaslar dışındaki “izin verilmeyen düşünce alanında” yayın yapmak demektir ki; böyle bir düzenleme hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Böyle bir düzenleme düşünce açıklama ve yayma özgürlüğü (Anayasa madde 26), Bilim ve sanat özgürlüğü (Madde 27), Basın özgürlüğü (Madde 28) ve Süreli Süresiz yayın hakkının düzenlendiği Anayasanın 29. maddesindeki “Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik şartlar koyamaz” kurala; yani Anayasaya aykırıdır.
Bu maddeden hareketle belirlenecek usul ve esaslara ve ayrıca mevzuata aykırı yayın yapıldığında RTÜK’u internet ortamındaki yayınlar bakımından “denetimini” nasıl gerçekleştirecektir ve ne yapacaktır? Örneğin RTÜK tarafından “izleme” kurulları oluşturularak; yapılan tüm internet yayınları izlemeye mi alınacaktır?. Böyle bir “denetim” mekanizması kurulması ve izlinmesi nasıl olanaksız ise; usul ve esasları belirlenen yayın internet ortamındaki yayınla bağdaşmaz.
3984 sayılı Yasanın 1.maddesi bellidir. Amaç radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesidir. Yasanın amacı içinde “internet” yayınlarını düzenlemek, usul ve esaslarını saptamak veya “stratejisini” tayin etmek yoktur. Yasanın öngörmediği, hukuken öngörülmeyen ve meşru bir amaç için düzenleme yapılmadığı açıkca belli olan böyle bir düzenleme; Anayasaya ve AİHS’nin 10.maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün açık ihlalidir.
Getirilen düzenleme internetin doğal/teknik işleyişine aykırı olduğu gibi 3984 sayılı Yasa ile 5680 sayılı Yasa hükümlerinin birbiriyle çatışmasına neden olacak bu madde değişikliği anlaşılamaz bir düzenlemeden ibarettir. Kaos yasalarla üretilmektedir.
Denetleme ve müdahale hakkı “özerk ve tarafsız olmayan” Yürütmenin etkisine açık Kurullara bırakılarak internet yayınlarında hak ve özgürlüğü esas, kısıtlamayı istisna haline getiremek hukuka aykırıdır. Aksine halkın gerçekleri öğrenme hakkını ve dolayısıyla internet yayıncılarının ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmak demektir.
Bu yazının devamını TBMM’nin Kabul Ettiği Ek Madde 9 başlığı altında okuyabilirsiniz.