Abdullah Körnes, “Kamu-BİB olarak düzgün, paylaşımlı yeniden yapılanmış bir devlet sürecinde bilişimin birinci olgu olmasını istiyoruz. Gerekli kültürel değişimin yaşanmasını istiyoruz” sözleriyle, dünyanın yaşadığı dönüşümde Türkiye’nin geri kalmamasını vurguluyor.
1949 Afyon doğumlu olan Abdullah Körnes, Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Bilgisayar programcısı olarak göreve başladığı ÖSYM’nin Bilgi İşlem Müdürü görevine kadar yükselen Körnes, buradan ayrılarak Yargıtaya Bilgi İşlem Merkezi kurarak Müdürlüğü görevini yaptı. 1987 yılından sonra özel sektörde çeşitli görevlerde bulunan Körnes, bir çok projenin kuruculuğunu, koordinatörlüğünü yaptı. 1994-1995 yılları arasında Dünya Bankası Uzmanlığı görevinde bulunan Körnes, 1996 yılından bu yana Türk EXİMBANK A.Ş. Bilgi Sistemleri Geliştirme ve Uygulama Daire Başkanlığı görevini yürütüyor. Burada da bir çok projeye imzasını atan Körnes, sivil toplum örgütü çalışmalarını şöyle özetliyor:
- “Yıllar itibariyle, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve Türkiye İstatistik Mezunları Derneği çalışmalarında aktif olarak görev aldım. 1997 yılından bu yana, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Kamu Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Birliği (Kamu-BİB) çalışma grubunun başkanlığını yapmaktayım. Kamu-BİB, kamu BİM’ lerinin sorunlarına çözümler oluşturmak, bilişim teknolojilerindeki gelişmeler konusunda bilgiler vermek, gereksinme duyulan her türlü konuda doküman üreterek ilgili noktalara ulaştırmak ve uygulamaya alınmasını temin etmek misyonunu üstlenmiş ve bu çerçevede 800 kişinin katıldığı “Kamuda Verimliliğin Artırılması” ana başlıklı dört büyük etkinlik düzenlemiştir.
Bu çalışmaların sonucu olarak, “e-Devlet Yolunda Türkiye” isimli kitap ile dört yıl boyunca 36 alt başlıktan oluşan dokümanlar üretilmiştir. Kamu-BİB 2003 yılında 18 konu başlığı altında çalışmalar yürütecek olup, Haziran 2003 ayında “V. Kamu Bilişim Platformu” toplantısı yapacaktır. Ayrıca, 2002 Mayıs ayında düzenlenen “Türkiye Bilişim Şurası” (TBŞ) nin “e-Devlet” çalışma grubunu başkanlığını yaptım ve 98 bilişimcinin katkısıyla “e-Devlet” kitabını oluşturulmasına başkanlık yaptım.
Onaltı yıldır sektör dergilerinde “köşe yazarlığı” yapan, bugüne kadar yaklaşık 150 adet makalesi yayınlanan Körnes, halen Doğu Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Yüksek Okulu Seminer hocası olarak da görev yapıyor.
Abdullah Körnes, Türkiye’nin bilişim dünyasındaki yerini ilişkin tespitler yaparken, neler yapılması gerektiğine ilişkin bir yol haritası veriyor.
turk-internet.com : İnternet ve bilgi teknolojileri konusunda düşüncelerinizden nelerdir, Türkiye bilişimin neresinde?
ABDULLAH KÖRNES : Mustafa Akgül, “internet yaşamdır” sloganını attığı zaman tam anlayamamıştık. Akgül’ün internet konusunda bir adım önde olduğu yadsınamaz bir gerçek. Gerçekten internet yaşamdır. Bu bağlamda, dünyada oluşan, geçmiş, bugün ve gelecekte oluşmakta olan tüm bilgilerin ihtiyacı olan herkese açık olması kadar güzel başka bir şey olamaz. Bu, gerçekten eğitimle ve toplum kültürüyle elde edilemeyecek seviyede getirisi olan bir süreç. Bu süreçten kendisini uzak tutan yaşayamayacak. Çünkü dünyaya şöyle bir baktığınız zaman üç tip toplum ve dünya ülkesi görüyoruz; gelişmiş ülkeler, gelişmeye çaba gösteren ülkeler ama yolları çok taşlı ve gelişememiş ülkeler ki bunlar çoktan kaybettiler.
Gelişmiş ülkelerin önde olma nedenlerinin başında ekonomik olarak önde olmalarını görüyoruz. Ekonomi ile paralel teknolojiyi görüyoruz. Sanayi devrimi de bir teknoloji devrimiydi. Bunu kimse yadsıyamaz. Ama o zamanın teknolojisi bugün bilgi teknolojisi haline dönüşmüştür.
Bilgiyi kullanan, üreten, değerlendiren, kararlarını bilgi ile alan toplumlar önde gideceklerdir. Adaletten sağlığa, eğitimden ulaşıma uzanan zincirde, tüm boyutlarıyla bilgi teknolojilerini görüyoruz. Peki zorluğumuz nerede? Biz niye adapte olamıyoruz. Türkiye olarak bizi geride bırakan nedir? Bizim bu soruların yanıtlarını bulmamız lazım.
turk-internet.com : Türkiye’de bir direnç olduğundan mı söz ediyorsunuz. Gelişmeye, bilgi teknolojilerini kullanmamaya yönelik bir direnç mi var?
ABDULLAH KÖRNES : Çok net ifade etmek istiyorum. Bu belki tutucu bir görüş olacak ama, bu noktada sektörümü savunmak durumundayım. Sektördaşlarımızın bilgi birikimleri son derece iyidir. Biz bunlara teknokrat diyoruz. Bilgi birikimi ve donanım olarak oldukça iyi bir noktadayız. Bu kadar iyi bir noktada olmamıza rağmen neden bu bilgiyi kullanamaz halde olduğumuzu açıklamak istiyorum.
Bu, doğrudan doğruya kültür sorunu, ‘yönetici kültürü’ sorunudur. Maalesef ülkemizde; ben bilirim, diğeri bilmesin, ben üretirim diğeri üretmesin, ben satarım diğeri satmasın çıkmazı içinde dönüp duruyoruz. Nedenleri ne olursa olsun büyük ölçüde siyasal yaklaşımlardır bunlar, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında bilginin bir plan etrafında kullanıyor olmaması sorundur. Bilginin, kimsenin eli değmeden, hatta dokunmadan üretiliyor olması gerekir. Biz buna ‘automated process’ diyoruz. Biz bu süreçteki anlayışa sahip değiliz. Bunun nedeni, sistemin içinde insan faktörünün olmasıdır.
Biz bu felsefeyi yıkamadığımız sürece istediğimiz noktaya gelmemiz mümkün değil. İstediğimiz noktaya gelmemiz, kültür değişimini gerektirir.
turk-internet.com : Teknoloji, bilgi, insanları kültür değişimine zorluyor. Ama yönetici kültürünün buna direndiğini mi söylüyorsunuz?
ABDULLAH KÖRNES : Burada mesele, sosyologlarda aynı şeyi söylüyorlar, özgüven eksikliğidir. Özgüvenini elde edememiş kişi, bu değişime, adaptasyona hazır olamıyor. Tam tersi bu değişimin önünde engel oluşturuyor.
Türkiye’de Kamu-BİB olarak, kamu kurum ve kuruluşlarına CIO kavramını monte etmeleri gerekliliğini anlatmaya çalıştık. Bu söylemi başlattık, TBMM aracılığıyla söylemeye çalıştık. Ancak bugüne kadar anlaşılamadık bile. Düzgün, tutarlı süreçlerde yürüyen işler için bilgiyi karar noktasında kullanmak üzere derlemek önemlidir. Dünya bunu kurumlar adına yapan yönetici kişi olarak adını CIO diye koydu. Bilgi, nehir gibi akıp gidiyor, bunu tüm engellere rağmen sel olmadan dizginlemek ve yararlı konularda kullanılabilir hale getirmek (barajlar) önemlidir.
Bugün büyük kuruluşların IT sorumlusunu neden yöneticinin yanına yerleştirdiğini düşünmek gerekir. Bunu doğru tahlil etmek lazım. Bunu büyük kuruluşlar, ‘verimlilik’ adına yaptılar. Kazanç elde etmek, getirisini yükseltmek için yaptılar. Biz maalesef bu noktada kültür değişimini oluşturamadık. Engeller çok fazla.
Bütün süreçlerde automated process bir yapı oluşmadığı için, insanlar bulundukları yeri korumak veya bulundukları yerden daha farklı bir yer elde etmek için uğraşıyorlar. En büyük engelin bu olduğunu görüyoruz. Bu engeli aşmak için kültür değişimine ihtiyaç olduğunu söylüyorum.
turk-internet.com : Bu engel nasıl aşılacak? Bunun için bireyin ya da kurumların nasıl bir yol izlemesini öneriyorsunuz?
ABDULLAH KÖRNES : Bu eğitimle elde edilecek bir konu değil. Öncelikle devletin yönetim anlayışının değişmesiyle ilgili bir konu. Devlet yönetim anlayışını değiştirir, şeffaf bir devlet olursa, kendisini bu noktaya odaklarsa bir dönüşüm olması mümkün.
Günlük hayatımızda trafikte bile yaşadığımız, ‘ben yaptım oldu’ davranış biçimini bırakmalıyız. Bu paylaşım eksikliğidir ve bu had safhadadır. Paylaşım eksikliği olan toplumların, birilerinin etkisi altında kaldıklarını, yönlendirildiklerini görüyoruz. Biz teknokratlar bu noktada ayrılıyoruz ve farklı düşünerek verimliliğe esas uygulamaların neler olabildiğini görüyoruz. Sorunları çözmeye ve son derece hızlı bir biçimde çözmeye adayız yeter ki yöneticilerimiz bizi desteklesin.
Kaynaklarımızı, israf edilen noktada değil, maksimum verimlilik noktasında kullanmamız gerekir. Bunun alt yapısını da Bilişim Şurası kapsamında, 6’ncısını başlattığımız Kamu-BİB çalışmaları çerçevesinde devletimize resmetmeye çalışıyoruz. Bizim bu çalışmalarımızda kendimize ait bir kaygı, beklenti içerisinde değiliz.
turk-internet.com : Kamu-BİB çalışmalarında çok önemli bir konuya temas ediyorsunuz; bilişimsizlik maliyeti. Bunu biraz açar mısınız?
ABDULLAH KÖRNES : Biz teknokratlar olarak, bu ülke adına, bu ülkenin kazanımları, bu ülkenin dünyada hak ettiği yerde olabilmesi adına bu çalışmaları yürütüyoruz. Yol göstermeye çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızda dile getirdiğimiz çok önemli noktalar var. Bunlar maalesef gözden kaçırılıyor. Kamu-BİB olarak bilişimsizlik maliyetinden söz ediyoruz. Türkiye’deki bilişimsizliğin maliyeti inanılmaz boyuttadır.
Bilişimsizliğin maliyeti bugün GSMH’nın üzerindedir. Bunu dile getirdiğimizde bir çok ekonomist, ‘sizin ayaklarınız yerde değil’ diye itiraz ettiler. Biz söylemimizi, yaptığımız çalışmalarla ispatladık. Bunlar doğruydu. Sektörel baza indirgediğimizde kaybettiklerimiz, bilişimi kullanmamakla elde etmemiz gerekirken edemediğimiz ve kötü iş süreçleri nedeniyle kaybettiğimiz kaynaklar GSMH’nın üzerindedir. Bunu iddia ediyoruz. Tarımdaki verimsizlikten tutun, sağlıkta kontrol edilemeyen değerlere kadar, adalet süreçlerindeki uzamalardan, otomasyon olmamasından kaynaklanan yolsuzluklara kadar uzanan süreçlerden söz ediyoruz.
turk-internet.com : Kamu-BİB olarak Türkiye’nin GSMH kadar bir kaynağı heba ettiğini mi söylüyorsunuz?
ABDULLAH KÖRNES : Evet. Biz bunu iddia ediyoruz. Kamu-BİB olarak düzgün, paylaşımlı yeniden yapılanmış bir devlet sürecinde bilişimin birinci olgu olmasını istiyoruz. Gerekli kültürel değişimin yaşanmasını istiyoruz. Kamu-BİB’de bu yıl 5. dönem bitiyor ve 6. döneme gireceğiz. Kamu-BİB’i bir övgü noktası olarak değerlendirmek istiyorum. Şahsi hiçbir beklentinin burada olmadığını söylemek istiyorum.
İddiasız olmak kaybetmenin ön koşuludur. Bu yüzden Kamu-BİB’deki iddiamızın üzerinde bu kadar çok duruyorum.
Kamu-BİB olarak bir ilki gerçekleştirdik. Tüm çalışmalarımızı, 450 kişinin üzerindeki bir sayıda kamu bilişim yöneticisi ile beraber yürüttük. Bu bizim, biraz evvel yakındığımız paylaşımsızlık olgusuna itiraz ettiğimizi gösterir. İnsanlara amacı doğru koyup gerekli sinerjiyi verirseniz inandırırsınız. Bu, insanların sizinle birlikte olacağının kanıtıdır. Bu denli geniş katılımlı meslekdaşı ile ortak birşeyler oluşturan hiçbir sektörün hiçbir kuruluşu yoktur. Geçenlerde saygıdeğer bir profesör hocamız, dünyada da böylesine içerikli ve iddialı konularda bu sayıda birlikte çalışan hiçbir kuruluşun olmadığını ifade etmiştir. Bizler iddialı insanlarız. Analitik düşünebilen, oldukça zeki insanlarız. Bilgisayar mühendisliği bölümlerinin yüksek puanlarla öğrenci almaları bunun bir kanıtı olarak görülebilir. Birlikteliği bir amaç etrafında birleştirmek önemlidir. Aslında bu bizim insanımızın doğru yönlendirildiğinde birleşmeye hazır olduğunun kanıtıdır. Birleştirenin rolü elbette büyük ama bir araya gelme isteği bundan daha büyüktür.
İnsanımıza doğru mesajları verin, doğru amaçları ortaya koyun bunu heryerde yaparsınız. Anahtar budur. Bakın, bütün dünya bizi misafirperver diye tanır. Oysa biz paylaşımsızlıktan söz ediyoruz. Bizim dünyaya karşı tavrımız gerçek kişiliğimizi oluşturuyor. Biz kendi gerçek kişiliğimizi ortaya koymak zorundayız.
turk-internet.com : Kamu-BİB olarak neler yaptığınızdan söz eder misiniz?
ABDULLAH KÖRNES : Kamu–BİB, nasıl bir kurumsal bilişim olması gerektiğini test etmeye yönelik çalışmalar yapmaktadır. Karar vericiye yakın olmak açısından bir bilişim bakanlığı ya da bir bakanlığa bağlı müsteşarlık kurulmasını önerdik. Hükümet yetkilileriyle görüştük. Müthiş bir ilgiyle karşılaştık. Önerilerimize, projelerimize çok sıcak bakıyorlar. Biz de çalışmalarımızı bu yönde sürdürmeye gayret ediyoruz. Gündelik sorunların ve yoğun gündemin bu ilgiyi olumsuz etkilememesini umarım.
Kamu-BİB’in 18 çalışma grubunda 137 kamu yöneticisi çalışıyor. Kendi işlerini yapıyorlar, yoğun çalışıyorlar. Ama kendilerine, ailelerine ayıracakları zamanı, büyük fedakarlıklarla Kamu-BİB projelerine harcıyorlar. Bu özverili çalışmaların arkasında kişisel kaygılar olmadığını söylemek isterim.
Kamu-BİB olarak bilimsel metotları kullanıyoruz. İnternet, e-devlet ve e-Türkiye’den, Türk insanının nasıl fayda sağlayacağı konusunda yaptığımız çalışmalardan sosyologlardan da destek alıyoruz.
Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Türkiye’de çok önemli bir yerdedir. Ancak TBD’nin amaçları derneğin değil artık Türkiye’nin amaçları haline gelmiştir. Bunun için çalışmalar, paylaşımlar artırılmalıdır. Kamu-BİB, yaptığı çalışmalar ile bu eksikliği gidermeye gayret ediyor.