Söz konusu kampanya, merkezi Ore., Beaverton’da bulunan Açık Kaynak Geliştirme Laboratuarları, son Linux 2.6 üretim kernel’ini piyasaya sürdüğünü açıkladıktan sonra, bir aydan daha kısa bir zamanda içinde başlatıldı. Yeni kuşak kodun tasarımı, özel olarak kurumsal düzeyde kullanıma göre yapıldı. Lab’ın bu yeni girişimdeki ilk adımları arasında, yazılım kodunun Linux kernel’ine ne katkıda bulunduğunu gösteren basitleştirilmiş bir grafik modelinin yaratımı var.
Grup, müşterilerin Linux’u, korkmadan, belirsizlik ve kuşku yaşamadan ve de Linux işletim sisteminin kendi mülkiyetlerinde bulunan, telif hakkına tabi materyal içerdiğini iddia eden Utahlı SCO Grubu Lindon’dan kaynaklanan yasal tehditlerden uzak olarak rahatça kullanılması için bir dizi önlem aldığını belirtti.
Yayınlanan bir basın bildirisinde, OSDL’nin yürütme baş yetkilisi Stuart Cohen SCO’nun iddialarına açıkça yanıt vererek, açık-kaynak Linux’un benzersiz olduğunu kanıtlamanın tek yolunun, bu yazılımın zaman içinde nasıl geliştiği konusunda insanları bilinçlendirmek olduğunu söyledi.
“Linux kernel gelişim sürecinin, 10 yılı aşkın bir zamandır güçlü yazılım üretmenin son derece verimli yollarından biri olduğunu kanıtladığına samimiyetle inanıyoruz.” diyen Cohen şöyle konuştu: “Bu, emsal incelemenin bilimsel yöntemi üzerine bina edilmiş bir süreçtir.”
SCO, yetkililerinden bir yorum alınamazken, şirket yöneticilerinden Darl McBride, SCO’nun önümüzdeki 90 gün içinde Linux işletim sistemlerinin önde gelen bir kullanıcısını hedef alan yasal manevralara girişmeyi planladığını söyledi. Las Vegas’ta, Enterprise IT Week’in cdXpo Konferansı’ndaki açılış konuşmasında McBride’ın yaptığı yorumlar, Ücretsiz Yazılım Vakfı genel hukuki müşaviri Eben Moglen’in eleştirilerine hedef tahtası oldu. Linux’a yönelik ateşli saldırılar, SCO’nun geçen Mart ayında IBM’e karşı açtığı, Big Blue’nun mukavele ihlali oluşturduğu ve kendi mülkiyetindeki UNIX işletim sistemi sürümü olan AIX’i halka açık kaynak yazılımı haline getirdiğini iddia ettiği davayı açmasıyla başlamıştı.
Tekrar Oregon’a dönecek olursak, Cohen ve iş arkadaşları, McBride’ın Linux’a yönelik bu yeni iddialarına dudak büktüler. Cohen, Linux işletim sistemi kernel’inin, yaratıcısı Linus Torvalds’ın ve kendini bu işe adamış, dünyanın her yerinden binlerce yazılım geliştiricisinin emeklerinin sonucu olduğunu açıkladı. Torvalds, geçtiğimiz günlerde işlemci üreticisi Transmeta’da, yeni kuşak Linux işletim sistemi yapma işini bıraktı.
Cohen: “Yakın zamanda yaşanan Linux gelişim sürecine halkın bakışı, hem Linux’un kendi telkin ettiği hem de genel olarak geliştiricilerin telkin ettiği kavrama eksikliğini göstermektedir.” dedi.
1991’de yaratıldığı için, geliştiriciler, kendilerini merak konularına ve teknik uzmanlıklarına göre belirli alt sistemler halinde örgütleyerek Linux sistemine katkıda bulundular. Bu geliştirici altsistemlerin her birinin (altsistem bakımcısı adı verilen), yapılanları, diğerleri için genel olarak denetleyen, birer alan uzmanı geliştiricisi vardır. Altsistem bakımcıları kendilerine sunulan kodu inceler ve kalitesini garantilemek için daha geniş bir emsal incelemesi yapar.
Şimdiki sürüm olsun, ileriki ilaveler için sunulan sürümler olsun, tüm Linux sürümleri de Internet hattında halkın sınanmasına açık olarak mevcuttur. Bu sayede tam anlamıyla binlerce ilgili kişi sunulan kodu inceleyebiliyor, böylelikle de kitlesel kod incelemesi yapılmış oluyor. Ancak altsistem bakımcısı, yazılım kodunu kabul ettiğinde o kod, Linux hiyerarşisinin tepesindeki iki geliştiricinin önüne geliyor. Ya da Torvalds’ın kendisine ya da kernel bakımcısı Andrew Morton’a.
Yeni ilerlemeler arasında, yeni 2.6 kerneli, 64-yollu sistemlere değin sınandı ve 32-yollu makinalarda kullanım için üretime hazır hale getirildi. Kernel’in yeni bir CPU takvimleyicisi, bellek yönetimi ve dosya sistem kodu var. Kernel aynı zaman da IA-32 sistemlerinde 8 Gb’a kadarki bellekleri de destekliyor.
2.6 kerneli, Linux için yeni bir yerli Posix Thread Library ve yükseltilmiş sürücü tabakası içeriyor, böylelikle disketler gibi I/O aygıtlar daha iyi başarım sergileyebilecekler ve Logical Voluma Management (LVM – Mantıksal Hacim Yönetimi), sysfs, aygıt haritası ve azaltılmış kilit örtüşmezliği gibi şeyleri daha kolay yönetebilecek. Bu yeni sürüm sistemle daha da iç içe aygıt uygulamalarını da – örneğin uClinux- destekliyor.
Masaüstü desteği için en çarpıcı olan, FireWire ve USB dahil hot plug (bilgisayar çalışırken bağlantı yapılabilen) aygıtların geliştirilmesi. Linux ekibi ayrıca farenin, görüntünün ve sesin daha düzgün olduğunu ve daha iyi performans gösterdiğini belittiler. Yeni kernel’in, profesyonel müzik-stüdyosu kalitesinde ses için İleri Linux Ses Mimarisi (ALSA) de bulunuyor. OSDL, Linux’un nasıl yapıldığına ilişkin bilinç düzeyini yükseltmeye çalışadursun, yeni üretilen Linux 2.6 kernelinin hala önümüzdeki yılın başlarında piyasaya sürülmesi planlanıyor. Cohen, OSDL’nin sınama geçerlilik sonuçlarını en azından Kasım sonuna kadar kabul edeceğini bildirdi.