Buzdolabı büyüklüğünde reaktör kavramı gelişiyor. Lisanslama dolayısıyla henüz satışı olmayan teknolojilere daha çok küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlar ilgi gösteriyor.
Dünyanın, ileri ülkeleri başta olmak üzere enerji açlığı giderek artıyor. Bir taraftan, küresel ısınma dolayısıyla doğayla daha barışık enerji alternatifleri bulma arayışı, bir diğer taraftaysa mevcut teknolojilerin geliştirilmesi çalışmaları sürüyor. Buzdolabı büyüklüğünde reaktörler, artan enerji taleplerine cevap verebilecek gibi görünüyor.
Dünyanın, pek çok ülkesine dev ölçekli santraller kuran GE’ye ciddi rakip olurlar mı bilinmez, ama Japon Toshiba ile Amerikan Hyperion Power Generation(HPG), firmaları lisans alarak bu konuda bir kulvar açmak istiyorlar.
Ürünlerini, mainframelerin mini versiyonu olarak belirttiği iPhone’lara benzeten HPG CEO’su John Deal, daha lisans almadan 150’yi aşkın ön sipariş aldıklarını ifade ediyor. HPG’nin, müşterileri arasında öenmli telekom ve maden şirketleri var.
Uluslararası Enerji Ajansı(IEA) verilerine göre, dünya elektrik ihtiyacı her yıl yüzde 2.7 nisbetinde artıyor. HPG’nin, önerdiği mini reaktörler 25 megawatt enerji üretebiliyorlar. Oda büyüklüğündeki böyle bir santralin 20 bine yakın evi besleyebileceği ifade ediliyor. Dizel, hatta rüzgar türbinlerine göre çok daha avantajlı bu santrallerin anahtar teslim fiyatı ise 50 milyon dolardan başlıyor. Bir tırla taşınabilen santralin bakımı da kömür santrallerine nazaran daha kolay ve ekonomik.
Mini reaktörlerin geliştirilmesi hızla devam ederken, bunlara yönelik lisanslamanın bir kaç yılı bulabileceği belirtiliyor. Fikir güzel, ama sonuçta kullanılacak enerji kaynağı radyoaktif madde olunca çevreye duyarlı insanlar doğal olarak bir tedirginlik yaşıyorlar. Zira, sızıntı ihtimali bunda da var. Son yıllarda artış eğilimi gösteren radikal dinci terör örgütlerinin, eylemlerinde bu santralleri birer silah gibi kullanabilecekleri ihtimalinin beraberinde getirdiği endişeyi belirtmekte fayda var.