Mabisad, Maliye Bakanlığı’nca hazırlanan ve Başbakanlık tarafından TBMM’ne sunulan “Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” kapsamında; cep telefonu ithalatında CIF Değeri üzerinden oranında uygulanan ÖTV yerine, CIF Değeri 200 TL’ye kadar olanlardan 40 TL Maktu ÖTV alınması teklifine karşı açıklama yaptı ve “Tespit Doğru, Çözüm Yanlış” dedi. Mobisad’ın açıklaması şu şekilde :
Yetkililerin bu uygulamayı gündeme getiren tespit ve gerekçelerini doğru buluyor ancak öngörülen çözümün problemin bertaraf edilmesine katkı sağlamayacağını ve yeterli olmayacağını belirtiyoruz.
Bilhassa son 2 yılda Çin’de ürettirilerek ülkemize ithal edilen cep telefonlarının büyük bir kısmı sektörümüzün ve kullanıcının önemli bir sorunu olarak karşımıza çıkmıştır.
Yakın zamanda bu sözde ithalat ve ticaret o kadar cüretkarca yapılmaya başlanmıştır ki, bazı marka ve modeller dahi birebir taklit edilmekte ve ülkemizin dört bir yanında vitrinlerde, tezgahlarda yer almaktadır.
Ankara da dahil olmak üzere tüm illerimizde yapılacak kısa bir piyasa gözlemi sözlerimizi doğrulamaya yeterli olacaktır.
Sadece teknik standartlara, yasal düzenlemelere uygunluğu yönünden ithalattan piyasaya arza kadarki süreçte yapılacak olağan denetimlerde önemli bir kısmının tespit edilmesi, ithalattan ve satıştan alıkonulması ve bunu yapanlara gerekli cezai işlemlerin uygulanması mümkünken bunlar yerine sorunu vergileri artırarak çözmeye kalkmak, soruna yeterince vakıf olunmadığını ortaya koymaktadır.
Gümrüklerimizde CIF Değeri 3-5 USD’den bile beyan edilerek yapılan cep telefonu ithalatına herhangi bir araştırma ve işlemin yapılmayıp, belirtilen fiyat aralığı içinde doğru beyanlarla ithalat yapan firmaları, satıcılarını ve bu cihazları satın alan tüketicileri adeta cezalandırır gibi bir vergi uygulamasına maruz bırakmak yanlıştır.
Bunun yanlışlığı ve boyutu eğer uygulama hayata geçirilirse kısa sürede anlaşılacaktır.
Hali hazırda yine Çin üzerinden ithalat yapan gerek beyan gerekse satış sonrasındaki hizmetleri ile dürüst ve basiretli bir şekilde faaliyet gösteren sınırlı sayıdaki ithalatçının beyanları ile diğerlerini karşılaştırmak bile söz konusu tespitleri yapmaya ışık tutacak yeterliliktedir.
Öngörülen bu düzenleme sadece düşük beyan ile bunu istismar eden ithalatçıları değil bu fiyat aralığında ithalat yapan tüm firmaları etkileyeceği için aradaki ek vergi farkı önemli bir değişiklik yaratmayacaktır.
Tam tersine bu düzenlemeden cesaretle ithalatta daha da düşük beyanlara ve henüz teknik olarak tam çözüme kavuşturulamayan klonlama (IMEI kopyalama) yöntemi ile kaçakçılığın artmasına ve daha karlı bir illegal iş haline gelmesine sebep verilecektir.
Çağımızda, bilgi toplumunun kaldıracı olduğunu kanıtlayan iletişimin lokomotifi “mobil iletişimin” ağır dolaylı vergilere maruz tutulması ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur.
Aşağıda getirilmesi düşünülen maktu vergi ile ilgili olarak mevcut ve muhtemel verilerden hareketle ayrıntılı bir mali değerlendirme yapılmıştır.
Dikkate alınacağı umudu ile bilgi ve değerlendirmelerinize sunarız.
Mobisad’ın yaptığı değerlendirme ise şu şekilde sunuluyor :
2009 yılı ilk çeyrek GFK araştırması sonuçlarına göre aylık cep telefonu pazar büyüklüğü 750 -800 bin adet civarında seyretmekte olup 2008 yılı 3.çeyrek satışlarına göre % 18 civarında bir daralmaya işaret etmektedir. Parasal boyutta da daralma aynı dönem karşılaştırması için % 21 civarında gerçekleşmiştir.
Öngörülen vergi artışı, % 20 kanal marjı varsayımı ile perakende satış fiyatı 339.84 TL’nin { = 200 TL x1.2(ÖTV) x1.18 (KDV) x 1.2 ( Kanal Marjı)} altında olan modellerde maliyet artışına neden olacaktır. Bu da 1 Avro = 2,10 TL varsayımıyla 162 Avro perakende fiyatın altındaki fiyatlarla satılan telefonların fiyatlarında artış olacağı anlamına gelmektedir.
Aşağıdaki tabloda ve grafikte, GFK araştırmasına göre bu yılın ilk çeyreğindeki satışların fiyat aralıklarına göre miktar ve toplam satışa göre oranları yer almaktadır.
Ocak 09 | Şubat 09 | Mart 09 | ||||
0-50 Euro | 215.863 | % 26,8 | 219.732 | % 28,1 | 234.873 | % 31,2 |
50-100 Euro | 209.420 | % 26,0 | 212.694 | % 27,2 | 240.895 | % 32,0 |
100-200 Euro | 291.577 | % 36,2 | 263.522 | % 33,7 | 211.536 | % 28,1 |
200-300 Euro | 60.410 | % 7,5 | 57.865 | % 7,4 | 39.145 | % 5,2 |
>300 Euro | 28.191 | % 3,5 | 28.151 | % 3,6 | 26.348 | % 3,5 |
Toplam | 805.460 | 781.965 | 752.797 |
Henüz tasarı aşamasında olan yasa teklifinin kanunlaşması durumunda 50 Avronun altındaki fiyatlara satılan telefonların fiyatları, dağıtım marjı ile birlikte en az 39 TL civarında yükseleceğinden, halihazırda ayda 235 bin adet civarında satılan bu fiyat gurubundaki telefonların satışı çok büyük oranda düşecektir. Hesaplama, % 20 kanal marjı ve 1 Avro = 2,10 TL varsayımıyla aşağıdaki gibi yapılmıştır;
50 Avro perakende fiyatın CIF karşılığı : 50 Avro x 2,10 TL / 1.2 ( Kanal Marjı)/1.2(ÖTV) /1.18 (KDV) = 61.79 TL CIF
Halihazırdaki vergi uygulaması ile tahsil edilen vergiler toplamı : 61.79 TL CIF x % 20(ÖTV) x % 18 (KDV) = 14.58 TL
Tasarı kanunlaşırsa gümrükte alınacak vergiler: 40 TL x % 18 (KDV) = 47.20 TL
Fark : 47.20 TL – 14.58 TL = 32.62 TL
Perakende Fiyat Artışı ( Kanal Marjı ile birlikte): 32.62 TL x 1.2 = 39.14 TL
Sözkonusu maktu vergi uygulaması, 50-100 Avro perakende fiyat aralığında satılan telefonların maliyetlerini ortalamada 30 TL civarında arttıracağı hesaplanabilir. Bu satış fiyatı artışı, ayda 240 bin adet seviyesinde satılan bu kategorideki telefonların satışlarında da önemli bir düşüşe neden olacaktır.
100-162 Avro aralığında satılan telefon sayısı Ocak ayında 180 bin adetken, bu kategoride satılan telefonların satış miktarı Mart ayında 130 bin adete düşmüştür. Fiyat artışı bu kategoride de önemli bir daralma yaratacaktır.
Ekonomik kriz nedeniyle son kullanıcının fiyat hassasiyetinin artması nedeniyle, böyle bir vergilendirmenin ayda 600 bin adet civarında satılan 162 Avro perakende fiyat altındaki telefonların satışınında 350-400 bin adet kadar düşürebileceğini tahmin etmekteyiz.
Bu boyuttaki bir daralmanın ekonomik kriz ile baş etmekte güçlük çeken cep telefonu dağıtıcıları ve sayıları 20 bin adete ulaşmış durumdaki cep telefonu satış noktasını son derece olumsuz etkileyeceği açıktır.
Cep telefonu marka pazar paylarına bakıldığında ise GFK araştırmasına göre, 2009 yılı Mart ayında Nokia, Samsung, Motorola, SonyEricsson, LG gibi bilinen markaların dışında kalan, tek başlarına düşük pazar payına sahip cep telefonları, “diğerleri” kategorisinde belirtilmiş ve bunların toplam pazar payı % 6.6 olarak raporlanmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere pazarın % 90’dan fazlası bilinen markalar tarafında oluşturulmaktadır. Bu nedenle, düşük fiyatla ithal edilmesi muhtemel bazı uzakdoğu kökenli markalar varsa, düşük bedel beyanıyla mücadele amacıyla halihazırda markalı modeller için başarıyla uygulanan “referans fiyat” uygulaması, bu markalar için “emsal fiyat” uygulaması şekline dönüştürülebilir. Tasarlanan vergi değişikliğinin hayata geçirilmesi durumunda, “esnek fiyatlama” kabiliyetine sahip sözkonusu markalar veya firmalar, pahalı telefonların birim fiyatlarını düşük, düşük fiyatlı cep telefonlarının fiyatlarını da yüksek göstererek, düşük birim fiyatlı cep telefonlarından daha çok vergi almaya yönelik uygulamadan en az etkilenen firmalar olurken, bilinen markalara karşı maliyet avantajı elde ederek rekabette haksız bir avantaj elde edebileceklerdir.
Konuyu sadece gümrüklerde tahsil edilen vergi geliri bakımından bakıldığında ise, pazarın 400 bin adet daralması durumunda, aşağıdaki gibi bir tablo ile karşılaşılması muhtemeldir:
En düşük fiyat 60 TL ile vergi artışında etkilenecek en yüksek perakende fiyatın 339.84 TL olduğu kabulüyle, 199.92 TL ortalama perakende fiyatı hesaba baz alırsak, CIF fiyatı 117.66 TL {=199.92 TL /1.2 ( Kanal Marjı)/1.2(ÖTV) /1.18 (KDV)} olarak hesaplayabiliriz. Bu durumda halihazırda gümrükte tahsil edilen vergiler toplamı: {117.66 TL x 20(ÖTV) x % 18 (KDV)} x 600.000 = 16.660.656 TL’dir.
Tasarı aşamasındaki vergi değişikliğinin kanunlaşması durumunda, 50 Avro perakende fiyatın altında satılabilecek telefon kalmayacağından, alt fiyatı 50 Avro veya 105 TL olacaktır. Bu fiyat ile vergi artışında etkilenecek en yüksek perakende fiyat olan 339.84 TL arasındaki fiyat aralığındaki telefon satış miktarı 200.000 adet olacağını öngörmek mümkündür. Bu durumda gümrükte tahsil edilen vergiler toplamı: {40 TL x % 18 (KDV)} x 200.000 = 9.440.000 TL olacaktır.
Satış miktarlarında yukarıdakine benzer bir düşüş, gümrükte tahsil edilen vergi gelirlerinde 7 milyon TL’den fazla bir düşüşe de neden olabilir.
Cep telefonu satışlarındaki bu düşüş, cep telefonu satıcılarının yanı sıra GSM işleticileri bakımından da abone düşüşü anlamına gelecek, yeni abone edinme maliyetini önemli ölçüde arttıracaktır. Ekonomik kriz sonrası GSM işleticilerinin abone başı gelirleri önemli ölçüde düşmüştür ve artan maliyetleri gidermeleri mümkün değildir.
Cep telefonu satışlarında ve abone artışlarında önemli düşüşe neden olacak söz konusu sabit vergi uygulaması, vergi gelirlerinde de kayba neden olma potansiyeline sahiptir. Bu yasa tasarısı, zaten yüksek vergiler nedeniyle olması gereken büyüklüğün gerisinde olan mobil iletişim sektörünü tümden olumsuz etkileyecektir.
Mobil iletişim, her yerde ve her zaman erişilebilirlik olanağı sunduğundan, çalışma yaşamını olumlu etkilemekte, ekonomik büyümeye destek olmaktadır. Bu bakış açısıyla, her yetişkin bireyin kendine ait bir cep telefonuna sahip olma hakkının, güçleştirilmesi yerine kolaylaştırılmasında kamu yararı olduğunu düşünmekteyiz.
Ayrıca mobil iletişimin artık lüks değil, bir ihtiyaç olduğu günümüzde, düşük ve dar gelirli kesime hitap eden cep telefonlarının maliyetlerinin bu ölçüde artırılması, bu kesimin bu hizmete ulaşmasını zorlaştıracaktır. Bir “Bilgi Toplumu” olma hedefinde ilerlemeye çalışan Türk toplumu için bu olumsuz bir gelişme olacaktır.